AIDS’in büyük bir tehdit oldugunu vurgulayan Prof. Dr. Büke, korunmanin en dogru yolunun tek eslilik oldugunu söyledi. Büke, “AIDS virüsü vücuda alindiktan sonra bir ile alti hafta içinde bas ve bogaz agrisi, öksürük, bulanti, kusma, kas ve eklem agrisi, lenf bezi büyüklügü gibi belirtiler gösteriyor. Bu süreçten sonra kanda lenf bezlerine yerleserek dinamik ve belirtisiz bir sekilde yasiyor. Hastalarin genellikle virüsü aldiktan 8-10 yil sonra hekime basvurdugu görülüyor. Virüs, bu süreçte vücudun dogal direncini kirip diger firsatçi virüslerin de harekete geçmesini saglayarak kanser, verem ve diger hastaliklara yakalanma ihtimalini arttiriyor.” dedi.
AIDS’in bulasma yollarinin cinsel iliski, tükürük, kan ve kan ürünleri, kirli enjektörler ve cerrahi aletlerin kullanilmasi, hastalara ait tras biçagi ve dis firçasinin kullanilmasi, hasta annelerden dogum ve emzirmeyle geçme olarak siralayan Münir Büke, “Hasta annelerin çocuklari, hepatit B ve AIDS yönünden tedavi altina alinmalidir. Büyük ölçüde cinsel yolla bulasan bu hastaligi tasiyan kisileri toplumdan soyutlamamaya, hastaligi bulastirabilecekleri yönünde bilgilendirmeye ve diger hastalar gibi ayni özenle bakilmalarina dikkat edilmelidir. Halkin basin araciligiyla hastalik hakkinda uyarilmasi, korunmak için heteroseksüel iliskilerden uzak durulmasi, cinsel organ temizligi ve kondom kullanilmasi gerekmektedir.” seklinde konustu.
