Akraba evliliklerinde anemi riski yüzde 25

Prof. Dr. Yeşim Aydınok, Akdeniz anemisi (talasemi) ve orak hücre anemisi rahatsızlıkları olan kişilerin akraba evlilikleri yapmasının çok sakıncalı olduğunu söyledi.

Akdeniz ve orak hücre anemilerinin aynı gruba mensup fakat farklı kronik rahatsızlıklar olduğunu anlatan Prof. Dr. Aydınok, “Beta talasemi adıyla da bilinen Akdeniz anemisinde krizler yaşanmaz ama bu hastalar, yaşamı boyunca her ay düzenli kan almak durumundadır.” dedi.
Türkiye’de Akdeniz anemisinin orak hücre anemisine oranla daha yaygın olduğunun altını çizen Prof. Dr. Aydınok, genellikle Yunanistan, Kıbrıs, Sicilya gibi Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerde görüldüğünü, Türkiye genelinde 400 bin civarında taşıyıcısı olduğunu, orak hücre anemisi taşıyıcısı sayısının ise 600 bin civarında tespit edildiğini vurguladı.
“Her iki hastalık da Mersin, Hatay ve Çukurova bölgelerine has rahatsızlıklardır.” diyen Aydınok, özellikle Çukurova’da her 100 kişiden sekizinin orak hücre anemisi görüldüğünü belirtti.
İki çeşit anemide de tek tedavi imkanının kemik iliği nakliyle olduğunu anlatan Yeşim Aydınok, gen tedavisi yönteminin ise deney aşamasında olduğunu vurguladı. Aydınok, “Bu rahatsızlıklar taşıyıcılara zarar vermez ancak eşlerden her ikisi de taşıyıcıysa, doğacak çocuklar için sakıncalıdır.” şeklinde konuştu.
Son yıllarda Sağlık Bakanlığı’nın başlattığı bir uygulamayla evlilik öncesinde eşlerden her ikisine de anemi tahlili yapıldığını hatırlatan Prof. Dr Aydınok, bu yöntemle hastalıklı eşlerin çocuk sahibi olmasının baştan engellenmesinin amaçlandığını söyledi. Bu rahatsızlıklarda ayrıca devamlı kan alımından dolayı vücutta biriken fazla demirin atılması için eskiden 8 ile 12 saat süreli cilt altına iğneyle ilaç uygulama yönteminin kullanıldığını anlatan Aydınok, son yıllarda ağızdan alınan demir atıcı ilaçların kullanılmaya başladığını dile getirdi.
Bu rahatsızlıkların sosyoekonomik ve psikolojik boyutları da olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Yeşim Aydınok, “Bu hastaların okuması, evlenmesi, çocuk sahibi olması hayal değil. Psikolojik ve sosyal destek çok önemli ama asıl önemli olan, toplumda istenmeyen bir durum yaşanmadan önlemini alıp halkı bilinçlendirmektir.” dedi.