‘Alınacak 20 bin öğetmen emekliye ayrılanların yerini ancak dolduruyor’

Eğitim Bir Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu; bu ay alınacak olan 20 bin öğretmenin emekliye ayrılanların bile ancak doldurduğunu belirterek, "Türkiye'de 160 bin öğretmen açığı bulunuyor.

Bu yüzden hiç olmazsa, emekliye ayrılanlar kadar daha öğretmen alımı gerçekleştirilmeli” dedi. Gündoğdu, ÖSYM’nin ÖSS müracaatlarında dijital fotoğraf çekme uygulamasına da tepki gösterdi. Peruk takmayı engelleme düşüncesi ile böyle bir uygulamaya gidildiğini kaydeden Gündoğdu, “Bu insan haklarına aykırı bir tutum” diye konuştu.
Eğitim Bir Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, CİHAN’a yaptığı açıklamada eğitim sistemindeki sorunları ele aldı. Gündoğdu, konuşmasında öğretmenlerin ek ders ücretlerinden, Türkiye genelindeki dağılmlarında yaşanan adeletsizliğe kadar pek çok soruna değindi. Bakanlığın bu ay alacağı 20 bin öğretmenin, emekliye ayrılanların yerini ancak doldurduğuna dikkat çeken Gündoğdu, “Hiç olmazsa, emekliye ayrılanlar kadar daha öğretmen alımı gerçekleştirilmeli” dedi. Derslik ihtiyacını gidermek için yapılan çalışmaların, öğretmen açığını da otomotikman arttırdığına dikkat çeken Gündoğdu, “Sınıf mevcutu ortalaması bugün 46. Milli Eğitim Bakanlığı 10 bin dersliği bugün devreye soksa, sınıf mevcutu ortalama 42’ye inecek. Bu inişle sınıf sayısı çoğalacağı için daha fazla öğretmen ihtiyacı doğuracak” diye konuştu.

“ÖĞRETMEN DAĞILIMINDAKİ ADALETSİZLİK, ÖSS VE OKS’Yİ DE ETKİLİYOR”

Öğretmen dağılımında da ciddi adaletsizlik bulunduğuna dikkat çeken Gündoğdu, Ankara merkezde öğretmen açığı bulunmazken; Ankara’nın Evren ilçesinde açık bulunduğunu bu açığın Van, Bitlis ve Hakkari’de daha da arttığını vurguladı. Bununla birlikte, merkezde çalışan öğretmenler daha tecrübeli iken, özellikle mahrumiyet bölgelerinde, sözleşmeli, vekil, asker, ya da stajyer öğretmenlerin çalıştırıldığını aktaran Gündoğdu, bu durumun ise ÖSS ve OKS’de öğrenciler arasında adaletsizlik doğuracağını ileri sürdü. Gündoğdu şöyle devam etti: “ÖSS ve OKS’de Anayasa’daki eğitimde eşitlik ilkesi gereği bütün öğrencilere aynı sorular soruyoruz. Ancak, mesala Galatasaray Lisesinde tüm dersler dolu geçiyor, yıllarca mesleğini yapmış kadrolu öğretmenler bulunuyorken, Hakkari’de dersler boş geçiyor ve yeni öğretmen olmuş kişiler dersleri veriyor.”

Gündoğdu, ilk uygulanmaya başlandığında kendilerinin de destek verdiklerini söylediği norm kadro uygulamasının ise, sağlıklı bir şeklide işlemediğinin altını çizdi. Gündoğdu, “Uygulamada anormalliği gördük. Hakkaride 15 yıllık bir öğretmen tayin istiyor ama tayin istediği yere gidemiyor. Aynı okulda çalışan 2-3 yıllık öğretmen, kocası ya da hanımı savcı ya da asker ise eş dolayısı ile istediği yere gidebiliyor. Yani 20 yıllık öğretmen Çankaya’ya gelemezken, 3 yıllık öğretmen eşinden ötürü buraya gelebiliyor. Bu durum iç barışı zedeliyor” Söz konusu sorunu çözmek için, diğer bakanlıkların personel atamasını Milli Eğitim Bakanlığı ihtiyaçlarına göre belirlemesi gerektiğini ifade eden Gündoğdu, “Diğer bakanlıkları taşıyan Milli Eğitim değil, bütün bakanlıkların taşıdığı Milli Eğitim Bakanlığı olursa çocuklarımız biraz daha eşit muameleye tabii tutulmuş olur.” dedi.

“SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLERİN DAİMİ SÖZLEŞMELİ STATÜSÜNE GEÇİRİLMESİ EKSİK BİR YAKLAŞIM”

Milli Eğitim Bakanlığı’nın derslik açığını kapatmak için gösterdiği gayreti, öğretmen ihtiyacını gidermek içinde göstermesi gerektiğini söyleyen Gündoğdu, sözleşmeli öğretmen alımlarını ise eleştirdi. Bakanlığın, şu anda sözleşmeli konumda çalışan öğretmenleri daimi sözleşmeli statüsünde çalıştırmak için çalıştığını hatırlatan Gündoğdu, ” Bu vekil ve ücretli öğretmenliğe göre doğru bir yaklaşım, kadrolu öğretmenliğe göre eksik bir yaklaşım” Sözleşmeli öğretmen uygulamasının sosyal devlet ilkesini ayaklar altına aldığını savunan Gündoğdu, bu öğretmenlerin grev hakkı bulunmadığını vurguladı. Gündoğdu, “Öğretmen yarın işsizmi kalıcağım endişesini yaşamamalı, eğitim ve öğretime kendisini sağlıklı bir şekilde verebilmeli” dedi.

“BAKAN ÇELİK, MAAŞ KARŞILIĞI OKUTULAN DERS SAYISININ ARTTIRILMASINA KENDİLERİNİN DE SICAK BAKMADIĞINI AKTARDI”

Ahmet Gündoğdu; son günlerde kamuoyunun üzerinde konuştuğu öğretmenlerin ek ders ücretlerini de değerlendirdi. Şu anda ek ders başına 3.6 YTL aldığını aktaran Gündoğdu, “Öğretmenler bu miktarı, ek derse girmesini gerektirecek bir seviyede görmediği için geçim sıkıntısını ek işle dolduruyordu. Öğretmenlerden doğan bu boşluğu ise; vekil, ücretli öğretmenler, pedagojik formasyonu olmayan, öğretmen olarak yetiştirilmemiş kişiler dolduruyor. Bu da ÖSS ve OKS de sıfırların çoğalmasını destekliyor.” şeklinde konuştu.

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde ek ders ücretinin 10 YTL’ye çıkartılacağını söylediğini hatırlatan Gündoğdu, “Bu talep doğru bir talepti. Sayın Bakan, bu talep gündeme getirilirken enflasyonun 10 katı talepte bulunuyorum dememişlerdi” dedi.

Maliye Bakanlığı bürokratları arasında maaş karşılığı okutulan ders saatinin 15’ten 20 ye çıkartılsın söylentileri oluştuğunu dile getiren Gündoğdu; Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ile görüşmelerinde bu konuyu gündeme getirdiklerini, Bakan’ın ise kendilerine böyle bir uygulamaya sıcak bakmadığını söylediğini aktardı. Gündoğdu, “Eğer böyle bir uygulamaya gidilirse, 93 bin Eğitim Bir Sen üyesinin tamamı ile meydanlara çıkarız. Çünkü, şu anda öğretmenler ortalama 20 saat derse giriyor. 20 saat derse giren öğretmen, haftada 5 saat ücretli derse giriyor demektir. Bununda haftalık değeri 18 milyon, aylık karşılığı 72 milyondur. Öğretmenini cebinden 72 milyonu alırsanız, ders ücretlerini 20 YTL’ye çıkartsanız da bir şey farketmez. Çünkü, girecek ücretli ders olmayınca onun karşılığının yüksek olması bir şey ifade etmez.”

Eğitim öğretimin bir ekip işi olduğunu vurgulayan Gündoğdu; şöyle devam etti: “Doğalgazı, kaloriferi yanmıyorsa, hizmetlisi yoksa eğitim öğretim yürümez. Bu para ve finansa dayanıyor. Devletin gücümüz bu kadar demesi, okul idarelerine ve okul aile birliklerine başınızın çaresine bakın demektir. Bakın çağrısı, para toplama biçimini, toplanan paraların harcanması biçimini ve daha bir çok sıkıntıyı beraberinde getiriyor. Eğitime bütçeden ayrılan pay; öğretmenin açığını, derslik açığını, hizmetli açığını, teknolojik alet açığını üst kaynağından karşılayacak bir miktarda olmalı ki öğretmende para toplamak zorunda bırakılmasın. Öğretmenler tahsiltar olarak kullanılmasın.”

“YÖK, YOLSUZLUKLARI ÖRTME KURUMUNA DÖNÜŞEBİLİR”

Gündoğdu konuşmasında ÖSYM’nin yeni başlattığı, ÖSS müracatlarında öğrencilerin fotoğraflarının okullarda dijital olarak çekilmesi uygulamasına da tepki gösterdi. Gündoğdu, söz konusu uygulamanın Türkiye’ye yakışan bir karar olmadığını belirterek, “Burada meclise meydan okuma var. Siyasi ve idelojik yaklaşım var. Bir yandan Türkiye nin demoktaritleşmesi için onlarca yasaya imza atacaksanız. Öbür taraftanda 40-50 yıl öncesine dönme özlemi ile bu tür toplum mühendisliği yapacaksınız” şeklinde konuştu.

“Burada peruk takma ihtimaline karşı önlem alma, inancından ötürü başını örten genç kızı toplumun gözü önünde başını açacaksın, aç, fotoğrafını çekeceğim gibi rencide etme olayı var. Bu insan haklarına da aykırı. Tasvip etmek mümkün değil” diyen Gündoğdu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “YÖK bu davranışını terk etsin, ÖSYM geri adım atsın demiyorum. YÖK 12 Eylül Anayasası’nın kendisine verdiği keyfi tutumu kötüye kullanıyor. Ben Meclis’i göreve çağırıyorum. Milletle kavga olmaz. Milletin vergisi ile ayakta durupta milletin çocuklarının önünü keserek bilim adamlığı olmaz. Bilim adamlığının onlara yakaşın bir sıfat olmadığını düşünüyorum… 12 Eylül Anayasasının 130 ve 131. maddelerinden alınan ve hırsızlık bile yapsalar YÖK müsaade etmeyince soruşturma açılamaz maddesi çok önemli. Siyasetçiler birbirleri ile atışıp duruyorlar. Mal varlığı açıklansın mı açıklanmasın mı. Hayır, YÖK’ün başındakilerin rektörlerin mal varlıkları, ihaleleri açıklansın. Şeffaf devlet YÖK’te başlasın… Aksi halde; Van Yüzüncü Yıl Üniversitesinde olduğu gibi, rektörlerden biri hırsızlık olayına karışırsa, YÖK yolsuzlukları örtme kurumuna dönüşebilir, Cumhuriyete sahip çıkıyorum diyebilir.