Parlamentonun Türkiye raportörü olan ve üyeliğe eleştirel yaklaşan Eurlings, AB’nin terör örgütü olarak tanımladığı PKK’nın gerçekleştirdiği eylemleri kınamakta çekince göstermemeliyiz. dedi. Oturumda AB Komisyonu’nun Genişleme Komiseri Olli Rehn adına söz alan Markos Kipriyanu da, Güneydoğu’daki olaylardan kaygı duyduklarını belirterek terör örgütünü kınadı. Tartışmalara AP Yeşiller Grubu’nun Türk asıllı üyesi Cem Özdemir ile Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Başkanı Hollandalı Joost Lagendijk de yayınladıkları bir mektupla katıldı. Mektupta Kürtlere, PKK’nın rehinesi olmayın. çağrısında bulunuldu.
DTP, PKK terörünü kınamalı
Strasbourgdaki Genel Kurul toplantısında AB Komisyonu ve AP siyasi grupları, PKKnın İstanbulda ve Güneydoğuda gerçekleştirdiği provokatif eylemleri kınadı. Komisyon üyesi Markos Kipriyanu, PKKnınn İstanbul ve Diyarbakırda gerçekleştirdiği terör eylemlerini kaygı verici olarak değerlendirirken, Ancak, bölgedeki güvenlik güçlerinin de aşırı güç kullanmamaları gerekiyor. Biz bölge halkının şiddete ve teröre değil, istikrar ve huzura ihtiyaç duyduğunu hatırlatıyoruz. dedi. Türk hükümetinin Kürt sorununa yönelik çabalarını desteklediklerini aktaran Komisyon üyesi, Başbakan Erdoğanın geçtiğimiz yıl yaptığı Diyarbakır konuşmasına atıfta bulunarak, Erdoğanın Diyarbakırda vurguladığı gibi, Kürt sorununun sadece güvenlik tedbirleriyle değil sosyoekonomik tedbirlerle çözüleceğine inanıyoruz. diye konuştu. Hollandalı parlamenter Camile Eurlings de Türk hükümetinin Kürtlere tanınan özgürlükleri genişleterek sorunu çözebileceğini savundu. Eurlings, Eğer Türkiyede Kürtçe yayın yapan televizyon ve radyo kanallarının sayısı artarsa, Danimarkadan yayın yapan Roj TVnin Kürtler üzerinde hiçbir etkinliği kalmaz. dedi.
Olaylar, AB karşıtlarının işi
Sosyalist grubun sözcüsü Türk asıllı parlamenter Emine Bozkurt ise son dönemde yaşanan olayların Türkiyenin müzakere sürecini baltalamak isteyen provokatörler tarafından çıkartıldığını savundu. Yeşiller adına konuşan Türk asıllı vekil Cem Özdemir de PKKyı ve olayların yatıştırılması için aşırı güç kullanan güvenlik güçlerini kınadıklarını belirtti. Özdemir, sol ve komünist parlamenterler tarafından yazılan mektubu da, sorunu tek taraflı ele aldığı gerekçesiyle eleştirdi. Liberal grup sözcüsü Sarah Ludford ise bölgedeki güvenlik güçlerinin Türk hükümeti tarafından değil, derin devlet tarafından kullanıldığını savundu. Türkiyede güvenlik güçleri, PKK terör örgütü ve Türkiyenin ABye girmesini istemeyen güçler arasında gizli bir ittifak olduğunu iddia eden Ludford, Bölgedeki Türk askeri güçlerinin aşırı güç kullanımı, Türk hükümetinin inisiyatifinde gerçekleşmiyor. Derin devlet askeri güçleri yönlendiriyor. dedi. AB Komisyonunun Türk hükümetinin cesaretini kıracak bir tutum izlememesini isteyen Ludford, ABnin Kürt sorununun çözümünde büyük adımlar atan Erdoğanı desteklemesi gerektiğini belirtti.
Kürtler PKKnın rehinesi olmasın
APli 63 vekilin, Güneydoğuda son günlerde yaşanan olaylar nedeniyle Türkiyeyi tek yanlı itham eden mektubuna AP içinden karşılık geldi. Yeşiller Grubundan Cem Özdemir ile Joost Lagendijk, yayınladıkları mektupla, Kürtlere terör örgütü PKKnın esiri olmamaları çağrısı yaparken, Ankaradan da bölgedeki reformların hızlandırılmasını istedi. İlk mektubun aksine, Özdemir ve Lagendijk, gösterilerde ölenlerin yanı sıra PKKnın İstanbulda gerçekleştirdiği bombalı saldırıda hayatını kaybeden 3 kişiye de atıf yaptı. PKKnın şiddete son vermemesi durumunda hükümetin uygulamaya başladığı reformların sürdürülebilirliğinin kalkabileceği uyarısı yapılan mektupta, İspanyada, terör örgütü ETAnın ateşkes ilan etmesinden PKKnın yanlış dersler çıkardığına işaret edildi. Mektupta, Türkiyeye hukuk devleti gereklerinin tesis edilmesi, Kürtlere ise AB süreci ile doğan fırsatları kaçırmamaları çağrısı yapıldı.
Erdoğan: Mektup yazanlar önce bu hayatı yaşasın
Avrupa Parlamentosundan bir grup milletvekilinin Güneydoğudaki olaylar nedeniyle Türkiyeye ağır eleştiriler yönelten mektubuna Başbakan Erdoğandan tepki geldi. Önceki gün bir polis ile beş askerin şehit olduğunu hatılatan Erdoğan tepkisini, Bu tür mektup yazan veya yazma gayreti içinde olanların önce bu hayatı yaşamaları lazım. sözleriyle dile getirdi. Dün Ankarada APden böyle bir mektup alıp almadığı sorulan Başbakan, Bana gelmiş böyle bir mektup yok. Bu tür mektubu gönderenlerin kişisel kanaatleridir. dedi. Güvenlik güçlerinin, olaylar sırasında ölüm pahasına hiçbir ülkede görülmemiş hoşgörü uyguladığını ifade eden Erdoğan, Nitekim dün yine bir polisimiz, beş askerimiz şehit oldu. Bunlar açık, ortada. Bu tür mektup yazan veya yazma gayreti içinde olanların önce bu hayatı yaşamaları lazım. Kimse Türk polisine, askerine, jandarmasına bu şekilde yakıştırmalar yapmasın. diye konuştu.