Sahin, ” Ben Türkiye’nin ilk okulunda, orta okulunda, lisesinde, 5 yil da üniversitesinde okumus bir insanim. Simdi bana Türkiye’deki bu rejimi yikip Iran rejimini mi getireceksin? diye soruyorlar. Hayir! Kesinlikle!” ifadelerini kullandi.
Sahin, Ayrimciliga Karsi Kadin Haklari Dernegi(AK-DER) Baskani Dr. Havva Kaplan, AK-DER Baskan Yardimcisi Av. Fatma Benli ile Istanbul Resadiye Otel’de bir toplanti düzenledi. Basin mensuplarinin yogun ilgi gösterdigi toplantida konusan Sahin, AIHM Büyük Dairesi’nin vermis oldugu karari degerlendirdi. Sahin, verilen karararin siyasi ve çifte standart oldugunu söyledi.
Türkiye’de son sinifta birakmak zorunda kaldigi tip egitimini Viyana Tip Fakültesi’nde tamamlayarak, 2003 yilinda doktor oldugunu açiklayan Leyla Sahin, Avusturya’da yasamayi uygun gördügü için Türkiye’ye dönmeyi düsünmedigini söyledi. Türkiye’de basörtüsüyle ilgili toplumüstü mütabakat saglanmasi gerektigine dikkat çeken Sahin, söyle konustu: “Toplumumuzda basörtülüler sanki basi açiklardan ayri bir yaratikmis gibi görülmüyor. Beraber yasiyoruz. Iç içe yasiyoruz. Görüyorlarki bizler ayni suyu içiyoruz. Ayni havayi soluyoruz. Bizi algilamaktan çok uzaklar. Malesef toplumumuzda bir mütabakatsizlik var. Bunun sebebi bu insanlarin bizleri tanimamasindan kaynaklaniyor. Sanki basörtülüler uzaydan gelmis farkli insanlar. Ben Türkiye Cumhuriyeti’nin okullarinida okudum. Ben bir Cumhuriyet çocuguyum. Cumhuriyet içinde yetismis büyümüs bir insanim. Neden benden korkuluyor? Benim yaptigim bir eylem, olay yokken neden basörtülüler potansiyel bir tehlikedir seklinde bir anlayisa sahip Türkiye? Neden bunlari asamiyoruz? Korkulari, endiseleri atabilmemiz lazim. Bunun için mücadeleden vazgeçmememiz gererekir.”