ULUSLARARASI HUKUK KONFERANSI’NIN AMACI
Boğaziçi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Hasan Basri Bülbül, Uluslararası Hukuk Konferansı’nın hedefinin, uluslararası hukuku Avrupa merkezli bakış açısının ötesinde nasıl ele alabileceklerini tartışmak ve bu alana nasıl katkı sunabileceklerini belirlemek olduğunu ifade etti. Boğaziçi Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından “Çatışma Sonrası Toplumlarda Adalet ve Yeniden İnşa” temasıyla düzenlenen ikincisi Uluslararası Hukuk Konferansı 2025 (BILC 2025), sona erdi. Bülbül, konferansın ardından yaptığı değerlendirmelerde, geçen yıl Gazze üzerine bir konferans gerçekleştirdiklerini ve uluslararası hukukun Gazze karşısındaki sınavını ele aldıklarını belirtti. Bu yılki konferansın temasının “Çatışma Sonrası Toplumlarda Adalet ve Yeniden İnşa” olarak seçilmesinin nedeninin, Suriye’de Beşşar Esed rejiminin devrilmesi sonrası ülkenin yeniden inşa süreci, adalet mekanizmalarının oluşturulması ve işlenen suçların hesap sorulması gibi gelişmeler olduğunu aktardı.
FARKLI PERSPEKTİFLERLE ULUSLARARASI HUKUKUN GÖZDEN GEÇİRİLMESİ
Bülbül, bu yıl konferansta uluslararası hukukun savaş sonrası toplumlarda nasıl bir rol üstlendiğini keşfetmek istediklerini ifade etti. Konferansa çeşitli coğrafyalardan katılım sağlandığını belirten Bülbül, “Boğaziçi Hukuk Fakültesi’nde yaptığımız konferanslarda Avrupa merkezci bir yaklaşımdan ziyade, dünyanın dört bir yanından gelen bilgi, tecrübe ve deneyimlere yer vermek istiyoruz. Amacımız, uluslararası hukuku Avrupa merkezcilik haricinde nasıl düşünebiliriz, bu noktada nasıl katkı sağlayabiliriz, bunları keşfetmek.” dedi. Bu yıl konferansa Güney Afrika, Filistin, Mısır, Çin, ABD, Avrupa ve Japonya’dan katılımcıların yer aldığını ve konferansta yaklaşık 45 konuşmacı bulunduğunu ifade etti. Bülbül, konferansa katılan akademisyenlerin savaş sonrası yeniden inşaya dair görüşlerini dinlediklerini vurguladı.
BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ’NDEN HedefLER
Hukuk Fakültesi’ni tanıtan Bülbül, “Boğaziçi Üniversitesi Hukuk Fakültesi henüz yeni ama belirli bir amaçla kuruldu ve uluslararası çapta önemli işler yapmayı ilke edindi. Fakültemizi dünya çapında bir yere oturtmayı hedefliyoruz.” dedi. Bu konferansın ve yıl içinde gerçekleştirdikleri diğer faaliyetlerin bu hedefin bir göstergesi olduğuna dikkat çeken Bülbül, “Fakültemizi sadece dünyadan bilgi aktaran değil, dünyaya bilgi üreten bir merkezi haline getirmek istiyoruz.” ifadelerini kullandı. Öğrencilerin Türkiye’nin en başarılı öğrencileri olduğunu vurgulayan Bülbül, onların en az bir dili çok iyi şekilde kullandıklarını ve özellikle İngilizceye hakim olduklarını, bu durumun dünyada olup bitenleri daha iyi anlayabilmelerine zemin hazırladığını söyledi.
ULUSLARARASI HUKUKUN DÜNYA ÇAPINDAKİ ROLÜ
Uluslararası hukukun dünya çapında devam eden krizlere müdahalede yeterli olup olmadığını değerlendiren Bülbül, uluslararası hukukun doğası gereği bazı çıkmazlar barındırdığını belirtti. Yaptırım uygulama noktasında, uluslararası hukuk normlarını uygulama adına kurulan mekanizmaların yetersiz kaldığını ifade eden Bülbül, “Çoğu zaman uluslararası hukuk büyük devletlerin bir aracı haline gelmektedir.” dedi. Bu durumun halen sürdüğünü ve bu noktada atılması gereken bazı adımlar olduğunu belirten Bülbül, “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin yeniden yapılandırılması gibi, devlet merkezli uluslararası hukukun tabana yayılması gibi meseleler önümüzdeki on yıllarda gündemimizde olacak.” şeklinde konuştu.