Boğaziçi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Konferansı Yapıldı

ULUSLARARASI HUKUK KONFERANSI PANELİ

Boğaziçi Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından düzenlenen ikinci Uluslararası Hukuk Konferansı 2025 (BILC 2025) çerçevesinde “Sivil Toplum Aracılığıyla İyileşme” başlıklı bir panel gerçekleştirildi. Bu panel, Boğaziçi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Dr. Hasan Basri Bülbül’ün moderatörlüğünde yapıldı. Panelde, ABD’deki Omran Stratejik Araştırmalar Merkezinin kurucu ortağı Dr. Yaser Tabbara ve Türk Kızılay Kıdemli Uzmanı Dr. Selman Salim Kesgin, konuşmacı olarak yer aldı.

SURİYE’DE SİVİL TOPLUMUN ROLÜ

Dr. Yaser Tabbara, Şam doğumlu olmasına rağmen yaklaşık 15 yıldır aktivizmi ve görüşleri yüzünden memleketine dönemediğini belirtti. Suriye’deki rejimin baskıcı politikalarına karşı yükselen toplumsal hareketlerin, sivil toplum yapılanmalarının ülkenin yeniden inşasında belirleyici rol oynadığını ifade etti. Tabbara, ölüm, yıkım ve ekonomik zararın yüzde 90’ından fazlasının Esed rejiminin sorumlu olduğunu vurguladı. Tabbara, ayrıca Suriye iç savaşının ortasında kurulan Beyaz Baretliler gibi yapıların, rejimin göz ardı ettiği arama-kurtarma, sivil savunma ve acil yardım görevlerini gönüllü olarak üstlendiğini aktardı. 2023’teki depremler sırasında Beyaz Baretlilerin, rejim kontrolündeki bölgelerde sivil savunma ekiplerinden çok daha etkili olduğunu dile getirdi. Suriye’nin yeniden inşasında devlet, özel sektör ve sivil toplumun işbirliğinin önemini vurgulayan Tabbara, “Sorumluluk sadece devlete ait değildir. Devlet, özel sektör ve sivil toplum, bu üçlü olmadan Suriye gibi bir ülkeyi yeniden inşa edemezsiniz.” dedi.

KIZILAY VE KIZILHAÇ’IN ROLÜ

Türk Kızılay’dan Dr. Selman Salim Kesgin ise çatışma sonrası dönemlerde Kızılhaç ve Kızılay teşkilatlarının, sahip olduğu tarihsel miras, kurumsal kapasite ve yerel ile uluslararası bağlar sayesinde barışın inşasında önemli rol oynaması gerektiğini vurguladı. Kesgin, bu örgütlerin genelde “yardım kuruluşu” olarak algılanmasının, gerçek potansiyellerinin arkasında kalmasına neden olduğunu söyledi. Kızılay ve Kızılhaç derneklerinin çatışma sonrasında, koruma ve yardım sağlama, aile bağlarını yeniden kurma, yeniden yapılanma, uluslararası insancıl hukukun yaygınlaştırılması ve toplumsal dayanıklılığın artırılması gibi temel görevler üstlendiklerini belirtti. Kesgin, bu kurumların hem yerelde hem uluslararası düzeyde etkili olmaları nedeniyle yerel ile küresel arasında köprü işlevi gördüğünü ifade etti. Ayrıca, bu yapıların tarihsel güvene sahip olmaları nedeniyle çatışma öncesinde, çatışma sırasında ve sonrasında varlık gösterdiklerini aktararak, “Kızılay ve Kızılhaç teşkilatları sadece insani yardım kuruluşları olarak değil, aynı zamanda barış aktörleri olarak görülmelidir.” diye konuştu.