Türk yetkililer, Çin Ticaret Bakanlığı yetkilileriyle Türkiye’nin Çin’e karşı uyguladığı 44 kalemdeki tekstil kotalarını Çin’in Dünya Ticaret Örgütü (WTO)’ne katılım protokolü eki çalışma raporunun 242. paragrafına göre görüşüyor.
Yarın sona erecek ve basına kapalı olarak devam eden görüşmelerde Türkiye, 242. paragrafa göre Çin’den yapılan tekstil ithalatının hızlı artışını frenlemek amacıyla doğan haklarını hangi gerekçelerle kullandığını ele alıp, bu konuda Çin tarafının tutumunu dinleyecek. WTO’ya üye bir ülke, 242. paragrafa göre tekstil giyim anlaşması ekinde yer alan ürünlerin ithalatının kendi pazarının düzenli işleyişini bozacağına ve iç pazarı olumsuz etkileyeceğine inanır ve bu yönde tespitler yaparsa, bu durumu ithalatın yapıldığı söz konusu ülkeye gerekçeli bir şekilde rapor ileterek konsültasyona davet etme yolunu izliyor.
Türkiye, bu prosedürleri izleyerek 19 Aralık 2005’te Çin tarafını konsültasyona (işbirliğine) davet etti. Çin tarafı da 30 gün içinde bu davete olumlu cevap verirken, görüşmelerin Pekin’de yapılacağı kararlaştırılmıştı. 2005’te Çin’e karşı 242. paragraftan doğan haklarını çalıştıran ve bunu 2006’da da devam ettirecek Türkiye, daha önce tekstil kotalarının kalktığı 2005’in başında kural gereği bir önceki yıl olan 2004’ü baz alarak Çin’den yapılan 42 tekstil ürün grubunda kota getirmişti. Türkiye, bu sayı şu an 44’e yükseltti ve Çin’den yapılacak tekstil ithalatında bazı ürün kategorilerindeki yıllık ithalat artışının en az 7.5’luk bir sınırda tutma uygulamasına gitmişti. 242. paragrafa göre, bu sınırlama hakkı 31 Aralık 2008’e kadar sürecek.
KOTA ÇİN’İ BALTALAMIYOR
Türk yetkililer, Çin’e uygulanan tekstil kotasının Çin’in Türkiye’ye yaptığı tekstil ihracatını durdurmak, var olandan daha aşağıya çekmek değil, aksine var olan tekstil ithalatının yıllık artış düzeyini bir önceki yıla bakılarak ve yapılan pazarlığa bağlı olarak belirli bir oranda tutmak olduğunu belirtiyor.
Çin’in WTO’ya üye olurken beklentileri arasında dış yatırım ve tekstil kotalarının 2005’in başından itibaren kaldırılması vardı. Çin’in de altına imza koyduğu 242. paragraf çeşitli gerekçelerle dışarıdan yapılacak ithalata kota getirme hakkı tanıyor. Türkiye’nin ülkede 2 milyon kişinin ekmek yediği tekstil sektöründeki kotaları devam ettireceği ifade ediliyor. Zira yetkililer, bazı kalemlerdeki yüzde 10’luk ithalat artışının Türkiye’de tekstil sektöründeki 200 bin kişiyi olumsuz etkileyeceğine dikkat çekiyor.
Dünyadaki tekstil kotalarının kalkmasının ardından Türkiye’deki çok sayıdaki tekstil işletmelerinin maliyet ve rekabetten dolayı kepenk kapatmak zorunda olduğu bilinen bir gerçek olduğu dile getirilirken, Türkiye’nin WTO kuralları çerçevesinde hakkını korumaya devam edeceği ve bu konuda geri adım atmayacağı kaydediliyor.
ABD VE AB DE AYNI YOLU İZLİYOR
Gerek Avrupa Birliği (AB) ve gerek Amerika, aşırı miktarda ucuz mal akışının kendi tekstil sektörlerini darboğaza soktuğundan şikayetçi. Çin’in en büyük ticaret ortağı konumundaki AB ve ABD, tekstil piyasasının Çin ürünleri tarafından istila edildiğini ve bu durumun tekstil sektörünü ve binlerce tekstil işçisini tehdit ettiği gerekçesiyle Çin’e kota koymuştu. Buna göre, Çin ürünlerinin ithalatına bir yıl boyunca sadece yüzde 7.5 oranında artırım izni getirilmişti. Çin ise özellikle 2005’in başından bu yana tekstil sektöründe 16 bin kişinin işlerini kaybettiği ABD’nin kota kararına sert tepki göstermiş ve bu uygulamanın WTO anlaşmalarına aykırı olduğunu belirterek, misillemede bulunma hakkını saklı tuttuğunu bildirmişti.
ÇİN’İN TÜRKİYE RAHATSIZLIĞI
Çin’in öteden beri Türkiye’nin başı çekmesinden rahatsızlık duyduğu biliniyor. Çin, Türkiye’nin İstanbul Deklarasyonu ve 242. paragrafı uygulayan öncü ülke olmasından şikayetçi. Zira Türkiye’nin bu girişimini diğer ülkeler takip etmiş ve bu durum Çin’in dikkatini çekmişti. Çin ise WTO’ ye girerken söz konusu anlaşmaya imza atmasına rağmen kendisine kota uygulayan ülke sayısının artmasını ülkedeki milyonlarca kişinin istihdam edildiği ve ekonomiye büyük katkı sağlayan tekstil sektörünü olumsuz etkileyeceği için istememektedir.
Türkiye’deki tekstil sektör temsilcileri, 2005’te dünya genelinde tekstil kotalarının kalkmasının ardından ucuz Çin tekstilinin dünya tekstil sektörü için bir tehdit unsuru olacağını ve bundan dolayı da global anlamda tedbirler alınması çağrısında bulunmuştu.