Dormen’in emektarları 50 yıl sonra bir arada

1955 Ağustos’unda Halit Kıvanç’ın “Yaşları 25’i geçmeyen bir grup genç bir araya gelmiş, sessiz sedasız çalışıyor, yeni bir sanat topluluğunun kapılarını açmaya hazırlanıyor.” diye anlattığı Dormen Tiyatrosu, 50. yılını kutluyor.

Amaçlarının Dormen Tiyatrosu’nu efsane haline getiren kişileri selamlamak olduğunu söyleyen Haldun Dormen, Şişli Ergenekon Caddesi’ndeki tiyatroya emeği geçmiş oyuncusundan teknisyenine, tasarımcısından gişe memurlarına kadar pek çok kişinin bir zaman tünelinden geçeceğini söylüyor. Tiyatronun ilk aktörü Erol Günaydın’ın ilk oyun “Papaz Kaçtı”daki rolüyle sahneye çıkacağı geceye, Erol Evgin şarkılarıyla katılacak. Dormen ekolüyle yetişmiş yaklaşık 150 kişinin seyircileri selamlayacağı kutlamada Nevra Serezli, Altan Erbulak, Metin Serezli, İzzet Günay, Nisa Serezli, Erol Keskin, Fikret Hakan, Asaf Çiğiltepe, Başar Sabuncu, Tülin Oral, Ayfer Feray, Füsun Erbulak, Göksel Kortay, Şebnem Özinal, Ali Altuğ gibi pek çok oyuncu olacak.

“Dormen Tiyatrosu’nun perdelerini kapatmış olmasından duyduğum tek üzüntü yetenekli gençlere fırsat verememek.” diyen Haldun Dormen, bunun da yakın zamanda çözüleceği müjdesini veriyor. Cep Tiyatrosu ile yola çıktığını hatırlatan sanatçı, “Dormen’in Cebi’yle başladığım noktaya dönüyorum, gençleri yetiştirmeye devam edeceğim.” diyor. Beyoğlu Şehir Pasajı’nda kapılarını açmaya hazırlanan tiyatronun işletmesini hesap kitap bilenlere bırakan Dormen, tiyatronun genel sanat yönetmenliğini üstlenecek. Her pazartesi perde açacak tiyatronun oyunlarında genç sanatçıları göreceğiz. “Gençleri heveslendirmek için arada usta sanatçılar da olur.” diyen Dormen, oyunları seçerken komediden kaçındığını da belirtiyor. İlk oyun olarak Amsterdam’dan bir arkadaşının yolladığı Van Gogh’un hayatını sahnelemeyi düşünüyor.

“Dormen Tiyatrosu kapanmamış olsaydı…” cümlesini, “Biletleri pahalı olduğundan sıkıntı çekmeye devam ederdi.” diye tamamlayan Haldun Dormen, tiyatronun kriz yıllarının geride kaldığını şöyle anlatıyor: “Gittiğim oyunlarda bakıyorum, salonlar hep dolu. İstanbul’da her türlü oyunun seyircisi var artık. Özel tiyatroların biletleri ister istemez yüksek. İnsanlar büyük paralar verip gidemiyor. Ama Şehir Tiyatrosu ve Devlet Tiyatrosu’nun hem fiyatı uygun hem kalitesi yüksek. Ben tiyatronun geleceğinden çok umutluyum.” Sanatçı bu işe genç yaşlarda gönül vermiş ve ciddi olarak yapmak isteyenlere de usta-çırak okulundan önce konservatuar eğitimini öneriyor.