Sık sık elektrik kesintilerinin ‘yaşandığı’, ‘acil önlem alınmazsa karanlıkta kalırız’ açıklamalarının yapıldığı 1998-2002 yılları arasında Yap-İşlet-Devret ve Yap-İşlet modelleriyle yapılan enerji santrallerinde devletin 2,3 milyar dolar soyulduğunun ortaya çıkmasından sonra, vurgunda kullanılan yöntemlerin de Galata Kulesi, Boğaziçi Köprüsü ile Dolmabahçe Saat Kulesi’ni ‘saf’ vatandaşlara satan ünlü dolandırıcı Sülün Osman’ı aratmadığı belirlendi.
Yeniş Şafak’ın ele geçirdiği Sayıştay Genel Kurulu’nun 26. 02. 2004 tarih ve 5088/1 sayılı kararıyla onaylayıp TBMM Başkanlığı’na sunduğu denetleme raporunda vurgun yöntemleri arasında hidroelektrik santrallerinde suyun akış miktarı bile yer aldı.
FARKLI DOĞALGAZ FATURALARI
Raporda, kamunun 93 milyon dolar zarara uğradığı Esenyurt Doğalgaz Kombine Çevrim Santrali’nde doğalgaz faturaları üzerinde oynamalar yapılarak haksız kazanç sağlandı. Ayırca hem erken üretim tarifesi hem de sabit kapasite fiyatı ödendi. 158 milyon dolar yatırım için firmaya 4 yılda 319 milyon dolar aktarıldı.
İKİZ SANTRALLERDE FARKLI FİYAT
Raporda bir diğer vurgun yöntemi olarak da Marmara Ereğlisi’ne yapılan ikiz doğalgaz çevrim santrali gösterildi. Tamamen aynı olan iki santralin yapım maliyetinin farklı olması müfettişlerin dikkatini çekti. Birinci santral için 585 milyon dolar yatırım yapılması gerekirken, gerçekte 427 milyon dolar yatırım yapıldığı belirlendi. İkinci santral için ise evrak üzerinde 629 milyon dolar maliyet gösterildi. Müfettişler yaptıkları incelemede 560,8 milyon dolar yatırım yapıldığını tespit ettiler.
GEBZE’DE 872 MİLYON $ ZARAR
Gebze/Dilovası Doğalgaz Çevrim Santrali’nin maliyetini bulmak müfettişler için epeyce zor oldu. Şirket, maliyeti fizibilite raporunda 202 milyon 737 bin dolar, imtiyaz sözleşmesinde 235 milyon 634 bin dolar, Devlet İstatistik Enstitüsü’ne 98 milyon 849 bin 958 dolar, vergi dairesine ise 70 milyon 394 bin dolar olarak bildirdi. Öyle bir anlaşma yapıldı ki; bu santrale devlet el koysa çalıştıramayacak, başkasına da satamayacak. Santralin 6 yıllık kamu zararı 2003 itibariyle 872 milyon dolar.
SÜRE UZADI FİYAT YÜKSELDİ
Ahiköy I ve II Hidroelektrik Santrali’nin işletim süresi yasalara aykırı olarak 15 yıldan 20 yıla uzatıldı. Sayıştay denetçileri Aksu-Çayköy Hidroelektrik Santrali’yle ilgili belgelere ise hiç ulaşamadı. Aksu Enerji ile Enerji Bakanlığı imzalanan sözleşmeye göre tarifenin ortalamanın yüzde 55’i civarında olması gerekirken bu oranın yüzde 65’e yükseltildi. Dinar Hidroelektrik Santrali’nde ise yatırım miktarları üzerinde usulsüzlük belirlendi.
DEVLETE ‘SU AZ AKTI’ KAZIĞI
Yatırım miktarı üzerinde yapılan değişikliklere bir başka örnek ise Berdan Hidroelektrik Santrali. Bu santral için fizibilite raporunda maliyet 9 milyon 195 bin dolar olarak belirlendi, uygulama anlaşmasında yatırım miktarı 8 milyon 559 bin dolar, vergi dairesinde ise 8 milyon 341 bin dolar olarak bildirildi. Üretilen enerjinin TEDAŞ’ca tüketilemeyen kısmı otomatik olarak ÇEAŞ sistemine aktarıldı. Bu nedenle 1997-2002 arasında faiz hariç 4 trilyon lira kamu zarara uğradı. Suyun akışı bile yolsuzluk için kullanıldı. Müfettişler, üretim miktarının her yıl son 3 yılın ortalama su akımlarına göre revize edilmesi ve bu yönde sözleşmelere hüküm konulması nedeniyle kamunun ciddi zarara uğradığını belirttiler.
MİLYONLARCA DOLARLIK ZARAR
Gönen Hidroelektrik Santrali’ne 11 milyon 265 bin dolar yatırım yapılması gerekirken, bunun yarısı kadar yatırım yapılarak kamunun zarara uğradığı tespit edildi. Gönen Santrali’nde de üretim miktarı son 3 yılın ortalama su akımlarına göre revize edilmesi nedeniyle kamu yapılan yatırımın iki katı zarara uğradı. Adapazarı, Gebze ve İzmir Doğalgaz Çevrim Santralleri’nde deneme süresi 60 günden 20 güne indirildiği için devlet yaklaşık 50 milyon dolar zarar etti.
Enerji Bakanlığı vurguna göz yummuş
Raporda tespit edilen sorunlar ise şöyle sıralandı:
Fizibilite raporları hakkında bağlı kuruluşlar tarafından verilen yatırımların ekonomik olmadığı ve hedeflenen üretimin gerçekleştirilemeyeceği yönündeki önemli uyarılar Enerji Bakanlığı tarafından dikkate alınmayarak firmalarla sözleşmeler imzalanmış ve uygulamada ciddi boyutlarda sorunların yaşanmasına neden olunmuştur.
DSİ’nin Ahiköy I-II santralleri, Fethiye Hidroelektrik Santrali, Sütçüler Hidroelektrik Santrali hakkında uyarmasına karşın bakanlık tarafından bu uyarılar dikkate alınmayarak projelerin tamamlanmasına cevaz verilmesi sonucunda ciddi boyutlarda kamu zararı oluştu.
ENERJİ BAKANLIĞI’NA AĞIR SUÇLAMA
Bağlı kuruluşlar tarafından ekonomik bulunmayan bazı projelerle ilgili olarak şirketlerden taahhüt edilen üretimin gerçekleşmemesi halinde (eksik üretim) tüm riskin firmalara ait olduğuna dair taahhütname alınmış olmasına rağmen, tesis işletmeye alındıktan sonra sözleşmelere konulan hükümler doğrultusunda şirketlerin üretim miktarları düşürülmüş ve düşük üretim miktarlarına göre tarifeler revize edilerek birim fiyat yükseltildi. Bakanlığın tamamen ilgili kurumların itirazlarını engellemek için şirketlerden taahhütname aldığı, akabinde yaptığı ve ‘gizlilik’ unsuru taşıdığı için hiçbir kurum ve kuruluş tarafından görülemeyen sözleşmelere aksi yönde hükümler koyarak taahhütnamelerin geçerliliğini ortadan kaldırdığı kanaatine varıldı.
Bakanlığın da fizibilite raporu üzerinde gerekli incelemeleri yapmaması sonucunda uygulamada taahhüt edilen üretime ulaşılamaması nedeniyle uğranılan zarardan firmanın da Bakanlık kadar sorumlu olması gerekirken bu konuda da tüm yük kamu tarafından üstlenildi.
O DÖNEMDE ÜÇ BAKAN GÖREV YAPTI
17’si Hidroelektrik Santrali, 8’i Doğalgaz Çevrim Santrali, 2’si Rüzgar Enerjisi Santrali ve 2’si de termik olmak üzere incelenen santraller, fizibilite aşaması, yatırım dönemi ve işletme dönemi olmak üzere üç aşamada gerçekleşti. 1998-2002 tarihleri arasında Enerji Bakanlığı görevinde ANAP’lı Zeki Çakan ve Cumhur Ersümer ile DSP’li Ziya Aktaş bulunmuştu.
Elektrik pahalı fiyat düşürülmeli
Raporda santrallerin üretime devam etmesi halinde kamu zararının katlanarak artacağı belirtilereksatılan alınan elektrik fiyatlarının uluslararası standartlara indirilmesi istendi. Raporda şirketlerle görüşülerek, tarfilerin, asgari alım garantisinin ve Hazine garantisinin kaldırılması istendi. Anlaşma sağlanamazsa dava açılması önerildi.