Ülkede yabanci sermayeyi anlamamakta direnen anlayis olustugunu, engeller bulundugunu dile getiren Erdogan, “Öyle bir yaklasim sergileniyor ki, bu yaklasimi dinleyenler ‘bunlar çok vatanseverdir. Milliyetperverdir’ gibi bir mantikla alkis tutuyor. Böyle bir yanlis mantik var. Siz vatanperver degil de ülkenin düsmaniymis gibi takdim ediliyorsunuz. Böyle bir sey olur mu? Mümkün mü?” diye konustu.
YASED’in Ceylan Intercontinental Otel’de düzenlemis oldugu “Yabanci Yatirimlarin Yeni Gözdesi: Firsatlar Ülkesi Türkiye” konulu konferansin ikinci gün açilisi Basbakan Recep Tayyip Erdogan tarafindan yapildi. Erdogan, aralarinda Galataport ihalesini kazanan Eyal Ofer, Telekom ihalesini kazanan Hariri ailesinin temsilcisi Muhammed Hariri gibi isimlerin de bulundugu yabanci yatirimcilara seslendi. Türkiye’de yabanci yatirim açisindan bir güven ortami olustugunu ancak bazi alanlarda eksiklikler bulundugunu belirten Erdogan, bürokrasiden yakindi. Erdogan, “Göreve geldigimizden bu yana bürokratik oligarsi ile bir mücadelemiz var. Henüz basarmis degiliz. Bürokrasi hala gücünü koruyor. Belirli yerlerde elde edilmis basarilarimiz var. Ama tamamen bunu basarmis degiliz. Dünyanin neresine giderseniz gidin bu derdi görüyoruz. Ülkemizde de bu dertden kurtulmanin mücadelesi var.” seklinde konustu.
Basbakan Erdogan, Türkiye’nin muazzam bir is gücü, muazzam kaynaklar ve potansiyele sahip oldugunu belirterek bu kaynaklari Türkiyeye kazandirmak için hükümetin saglam bir irade sergiledigini dile getirdi. Bu yönde farkli sesler çikabilecegini dile getiren Erdogan, yabanci yatirimcilara “Sakin bunlar sizi yaniltmasin” uyarisinda bulundu.
Her insanin yeni gelismelere ayni hizla intibak saglayamayacagina dikkat çeken Basbakan Erdogan, “Hiçbir süpheniz olmasin, onlar ne yaparsa yapsinlar, geriden de gelseler onlar da bir gün bizi mutlaka anlayacaktir. Çünkü çagin disinda kalmak mümkün degildir. Her ülkede oldugu gibi bizde de kemiklesmis anlayislar var. Ekonomideki devletçiligi topluma karsi kullananlar çagin gereklerini anlamakta ne yazik ki ürküyorlar. Biz ne yaptigimizi gayet iyi biliyoruz. Bütünlüklü bir siyaset izliyoruz. Birbirini tamamlayan adimlar atiyoruz. Aktif bir dis politika yürütüyoruz. Bütün dostlarimizla el ele vererek eksikliliklerimizi giderecegiz. Toplumlarimizin katkisini hesap ediyoruz. Bunu basaramazsak ülkemizin kaybina neden oluruz. Ülke bizi o zaman asla affetmez.” seklinde konustu.
“Ülkemi pazarliyorum” seklindeki sözlerine degisik elestiriler yöneltildigini hatirlatan Erdogan, bu güne kadar uzak yakin demeden bir çok ülkeye giderek Türkiye’yi tanitmaya çalistigini ve kararlilikla Türkiye’yi anlattigini belirtti. “Pazarlama” derken bunu anlatmaya çalistigini belirten Erdogan, “Ama bunu anlamayanlar, anlamamakta direnenler var. Bilimsel olarak ‘ben bunu arastirayim yahu, gerçekten böyle bir sey var mi?’ diye bunlarin arasinda bakanlar oldugu gibi hala ‘ben bunu, arastirmayacagim.’ veya ‘böyle bir seyi kabullenmem mümkün degil.’ düsüncesinde olanlar var. Hala bunu anlamamakta direnenler var. Varsin olsun. Biz yolumuza ayni anlayisla, ayni bilinçle ayni inançla devam edecegiz. Biz biliyoruz ki, dünyadaki siyasi olaylarin aynen ekonomideki metanin pazarlanmasi gibi siyasetin pazarlamasi da var. Sosyal olaylarin pazarlamasi da var. Bunlarin böyle bilinmesi bilimsel bir gerçektir.” diye konustu. Ekonomideki iyilesmenin kaynagini, demokrasiye yapilan yatirimlari gösteren Erdogan, Türkiye’nin üç yilda dünyanin en büyük 17. ekonomisi haline geldigini söyledi. Demokratik ortamin güçlenmesi ile faizin ve enflasyonun düstügüne dikkat çeken Erdogan, Türkiye’nin üç yilda 56 puan indirilen faiz indiriminden 90 katrilyon lira kazandigina vurgu yapti. Elde edilenlerin hepsinin Türkiye’ye güvenin neticesi olduguna isaret eden Erdogan, “AB süreci, dogrudan yabanci yatirimlar açisindan hayati öneme sahiptir.” dedi.