Emekli MİT'çi Tahsin Haluk Akter'in ensesinden 3 kurşun yemiş vaziyette evinde ölü bulunması dikkatleri şüpheli bir şekilde ölen MİT'çilere yöneltti. Akter ile birlikte son 5 ayda 6 MİT mensubunun şüpheli ölümü kafalarda soru işareti oluşturdu.
Esrarlı bir şekilde hayatlarını kaybeden istihbarat elemanlarının görev yaptıkları dönemlerde önemli birimlerde bulunmaları bu şüpheyi daha da artırıyor. Akter'in, bir dönem Türkiye'nin tehdit algılamasında ilk sıralarda yer alan Rusya'ya da ajanlık yaptığı iddia edildi. 'Çift taraflı ajan' olduğu ileri sürülen Akter'in emekli olduktan sonra da Rusya ile ilişkilerini devam ettirdiği öne sürüldü. Evinde ensesine yediği üç kurşunla yaşamanı yitiren Akter'in, MİT mensubu 'gazeteci ajan'lardan olduğu ortaya çıktı. Basın kartlı ajan Akter'in, Ergenekon'un tutuklu sanığı İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek tarafından çıkarılan 2000'e Doğru dergisine dosya sızdırdığı, eski eşi Seyhun Güleç tarafından da dile getirildi.
ADI 'MİT RAPORU'YLA DUYULDU
"Banker Bako Olayı, Polis İçindeki Çekişme ve Yeraltı, Polis, Kamu Görevlileri İlişkileri" isimli 1987 yılındaki MİT Raporu'nu kamuoyuna 2000'e Doğru dergisi duyurmuştu. Raporu 2000'e Doğru'ya getiren bu haberden sonra derginin istihbarat şefliğini yapacak olan İrfan Taştemur, eski bir Akdeniz Dev – Genç üyesiydi. Dönemin Başbakanı merhum Turgut Özal ve yine dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren'i oldukça zor durumda bırakan rapor, o dönemde Kuzey Irak'a yapılan operasyonları 2000'e Doğru dergisinde sık sık haber yaptıran Doğu Perinçek için büyük bir fırsat sunmuştu. Bu sırada 2000'e Doğru'nun İstanbul bürosunda, olayların merkezindeki isim olan eski MİT'çi Ferdi Tamer ile yine eski MİT görevlisi Haluk Akter'in telefon konuşmaları dergi tarafından kaydedilmiş ve bu konuşmalar daha sonra aynı dergide yayımlanmıştı.
MİT'TE 'EKİPLER SAVAŞI'
O dönemde Haluk Akter ve Ferdi Tamer tarafından basına sızdırılan 'MİT Raporu', MİT ve Emniyet teşkilatında tasfiyelerin başlamasına neden oldu. Silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden MİT'çi Hiram Abas ve kurumda efsane bir isim olarak anılan Mehmet Eymür bunların başında geldi. Eymür ve Abas'ın dışında Korkut Eken de görevden uzaklaştırılan isimlerden biriydi. Rapora katkı verdiği öne sürülen Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık Daire Başkanı Atilla Aytek de Türkiye'de kaçakçılık olaylarının en az görüldüğü il olan Eskişehir'e tayin edilmişti.
TAMER DE İNFAZ EDİLDİ
MİT'de Arşiv-Sorgu Müdürü olarak görev yapan Ferdi Tamer emekli olduktan sonra önce manav ardından da tüp bayii işine girdi. Perinçek tarafından çıkarılan 2000'e Doğru dergisi ile yakın ilişkiler kuran Tamer ile Haluk Akter'in derginin İstanbul bürosunda yaptığı telefon konuşması kaydedilip 2000'e Doğru'da yayımlandı. Bu telefon görüşmesinde Akter'in Tamer'e, "Abi raporu kimin hazırladığını senin daha iyi bilmen lazım. 2000'e Doğru ile senin temasın var" demesi dikkat çekti. 'Söz' gazetesinin muhabirliğini de yapan Tamer, Perinçek'in 2000'e Doğru dergisiyle çok yakın ilişkiler kurdu. Tamer, 18 Aralık 1990'da tüpçü dükkanında uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetti.
İP, Tamer'e sahip çıkmıştı
İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek tarafından çıkarılan 2000'e Doğru dergisinin o dönem yayın kurulunda görevli olan ve 2002 yılında geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitiren Hasan Yalçın, 'ajan gazeteci' Ferdi Tamer'in, dergilerine yaptığı açıklamalardan dolayı öldürüldüğünü iddia etmişti. Yalçın, bir dönem İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcılığı da yapmıştı. Tahsin Haluk Akter'in basın camiasının içine sızdırılmasını aynı zamanda eski bir gazeteci de olan eski eşi Seyhun Güleç şöyle anlatıyor: "Haluk çok şey yaşamış ve çok şey biliyordu. Polis kolejini bitirdikten sonra yeteneklerini keşfeden bazı yöneticiler onu MİT'e alıp çok özel ajan olarak yetiştirdi. 1974'de 'Hergün' gazetesi polis muhabiri olarak basın dünyasının içine sızdı. Ünlü 'MİT Raporu'nun sızdırılması ve bunun yanında Tahsin Şahinkaya, Dündar Kılıç, Asil Nadir dosyaları gibi önemli pek çok konunun baş aktörlerindendi. Susurluk çetesini de kazadan bir yıl önce bir dergiye sızdırmıştı. Nokta, Aydınlık ve 2000'e Doğru dergilerine haber sızdırır, 'Danışman' olarak görev yaptığı Söz gazetesine de sahte isimlerle dosya haberler hazırlardı."
Katil zanlısı çocukluk arkadaşı mı?
Tahsin Haluk Akter, geçen pazartesi günü Bodrum Yalıkavak beldesindeki Gerişaltı mevkisi 23. Sokak'taki evinin banyo küvetinde ölü bulundu. Otopsi sonucu üç kurşunla ensesinden vurularak öldüğü belirlenen Akter'in katil zanlılarının bulunması için jandarma bölgede çalışma başlattı. Katil zanlısı olarak 'Kambur Ali' lakaplı Akter'in çocukluk arkadaşı Müfit Ali Tengiz'in arandığı öğrenildi. Evinde ve iş yerinde bulanamayan Kambur Ali'ye ulaşılamıyor.
Nuri Gündeş'in adamıydı
Öldürülen MİT'çi Tahsin Haluk Akter'in Nuri Gündeş ile olan ilişkisi dikkat çekiyor. Akter'in eski eşi Seyhun Güleç, 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı' davasında da ismi geçen MİT eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Nuri Gündeş ile Haluk Akter arasındaki ilişkiyi deşifre etti. Güleç, "MİT'te Kontrespiyonaj Dairesi Amirliği'ne kadar yükseldi. MİT Başkanı Nuri Gündeş onu evladı gibi severdi" dedi. Güleç ayrıca "Mete Bozbora ve Ferdi de aynı ekiptendi" diyerek, bunun yanında Hiram Abbas'ın da Gündeş ekibinden olduğunu iddia etti.
ÇARKIN, MİT'E DİKKAT ÇEKMİŞTİ
Eski Özel Harekat polisi Ayhan Çarkın, itiraflarında MİT'e dikkat çekmişti. Çarkın itiraflarında şunları söylemişti: "Bizim dönemimizde siyasi şubede çalışanların hepsi derhal tutuklanmalı ve mal varlıklarına el konulmalı. Panzer Şakir, Sarı Celal denilen ve örgüt masalarından sorumlu olanlar vardı. Ellerinde viski şişesiyle şubede dolanırlardı. Onların hepsinin sorgulanması lazım. İstanbul'da örgüt elemanından daha fazla polis öldü. 'Neden' diye sorulsun. Ekip otolarını kim taramış araştırılsın. MİT'çilerin alınması lazım. 1989-93 arası görev yapan İstanbul'daki MİT'çiler, Marmara Bölge Sorumlusu ve örgütlerden sorumlu olan MİT'çiler alınmalı, sorgulanmalı."