Bu yüzden binbir emek ve para ile topladigi hali ve kilimlerini güvelerin yemeye basladigini belirten Yörük arastirmacisi Ismail Ates saskin. Tarsus Belediyesi’nin eserlere talip oldugunu belirten Ates, bir an önce aradaki bürokratik engellerin kaldirilmasini istiyor.
Aslen Ispartali Saçikara Yörük Asireti’nden olan Ismail Ates’in hikayesi, 1980’li yillara kadar uzaniyor. Bu tarihlerde Amerikali arastirmacilarin Yörük kültürünü incelemeye almasi Ismail Ates’in hayatinda dönüm noktasi olmus. ‘Ben neden atalarimin kültürünü arastirmayayim” diyerek yola çikan Ates, 1980 yilinda memurluk görevinden ayrilarak köy köy dolasmaya baslamis. 6 bini kilim 8 bin etnografik eser biriktiren Ates, simdi bir müzeyi donatacak kadar esere sahip. Ancak bu eserleri sergileyecek bir imkan bulamamis. Güvelerin de birbirinden degerli hali ve kilimleri yemeye baslamasi üzerine tarihi eserleri bir müzeye vermek isteyen Günes’in imdadina Tarsus Belediyesi yetismis. Ancak bu kez de eserlerin belediye tarafindan satin alinmasi bürokratik engellere takilmis. Bu yüzden tarihi eser koleksiyoncusunun basi simdi güvelerle dertte. Binbir emekle topladigi hali ve kilimleri güvelere yediren Ismail Ates, bu eserleri biriktirebilmek için, 6 evini 2 dükkanini sattigini, evine bir çok kez hirsiz girdigini ve bir çok malzemelerinin çalindigini anlatiyor.
1980 ihtilalinde memurluktan ayrilarak ticarete atilan Ates, Yörük asireti olan Saçikara Yörüklerine mensup. Akranlari maça, gezmeye, tatile giderken Ismail Ates bos oldugu günlerde köy köy, gezerek Türk kültürüne ait eserler toplamis. Ailesinin tek okuyan ferdi olan Ates, bu kültürü toplamaya baslayinca isin içinden çikamadigini, baskasinin da çikamayacagini ifade ediyor. 28 yil boyunca durmadan eskiye ait eserleri biriktiren Ismail Ates’in koleksiyonunun büyük bir bölümünü antika degeri olan kilimler olusturuyor. Kilimlerin yani sira, kumaslar, peskir (havlu) çok sayida tüfek, çeyiz sandigi, eski bakir esyalar, hali, ahsap, taki, deri, metal esyalar ile prangalar bile bulunuyor.
Ates’in en büyük sikintisi bunlari sergileyecek yer bulamamasi. Kapi kapi sergi açacak yer aradigini ifade eden Ates, Tarsus Belediyesi tarafindan restore edilerek Etnografya Müzesi haline getirilen Kirkkasik Bedesteni’nde önceleri eserlerini sergiledigini, fakat Müze Müdürlügü yetkililerinin sikayeti sonucu buradan çiktigini ifade etti. Ates, simdi eserlerini sergileyecek yer ariyor.
Bu arada yillardir biriktirdigi eserlerini çürümesine gönlü razi olmayan Ates’in eserlerini sürekli sergilemik için Tarsus Belediyesi satin almak istedi. Çaresiz sergileyemedigi eserleri belediyeye devretmeyi kabul eden Ates defterdarliga basvurarak kendisinin vergilendirilmesini istemis. Ancak bir türlü yanit alamamis.
Türk kültürünün göz göre göre yok oldugunu ifade eden Ates, “Kimse evini dükkanini satip bunlara baglamaz. Eger sergileyecek yer bulamazsam ve bu eserleri degerlendiremezsem gerekirse çarsinin ortasinda yakarim. Ama o yanginin arasinda birileri kalir. Bunlari biriktirmek için her köyden bedava toplasalar yakit parasini karsilayamazlar” diye konusuyor.