İRAN’IN NÜKLEER TESİSİ VE İSRAİL’İN GİRİŞİMLERİ
Tahran’ın güneyinde, bir dağın içine gizlenmiş olan zenginleştirme tesisi, İran’ın nükleer hedefleri açısından kritik bir öneme sahip. Bu tesis, aynı zamanda İsrail’in İran’daki nükleer altyapıyı yok etme girişimlerinin merkezinde bulunuyor. İsrail, İran hava sahasında bazı üstünlükler sağlamış olabilir; ancak Manş Tüneli’nden daha derin olduğu düşünülen Fordo nükleer tesisi, hâlâ İsrail’in silahları için ulaşılmaz sayılıyor.
GÜÇLÜ BOMBALAR VE STRATEJİK RİSKLER
Bir bombardımanın bu tesisi yok edebilmesi için gereken güçte bir bombanın yalnızca ABD’nin envanterinde olduğu düşünülüyor. Böyle bir saldırı, Ortadoğu’daki çatışmaları daha da tehlikeli bir duruma taşıyabilir. İran, bu tesisin yalnızca sivil amaçlı olduğunu savunurken, İsrail bunu varoluşsal bir tehdit olarak değerlendiriyor. Fordo tesisi, başkent Tahran’ın yaklaşık 96 kilometre güneyinde, Kum kentine yakın bir dağlık bölgede yer alıyor ve İran’ın seçkin Devrim Muhafızları Ordusu tarafından kullanılıyor. 2009 yılında, Batılı istihbarat servislerinin tesisi ortaya çıkarmasının ardından, İran bu zenginleştirme tesisinin varlığını kabul etti. Yer altındaki bu tesis, uranyum zenginleştirmede kullanılan santrifüjlerin yer aldığı iki büyük tünel ve birçok daha küçük tünelden meydana geliyor.
BOMBALARIN ETKİSİ VE ANALİZLER
Fordo’nun derinliği, İsrail ordusu için büyük bir zorluk teşkil ediyor. Bu tesiste anlamlı bir hasar yaratmak için yüzeyin çok altına nüfuz edebilecek özel “sığınak delici” mühimmat gerekiyor. İsrail’in böyle silahlara sahip olduğu düşünülüyor, ancak bu mühimmatlar yalnızca 10 metre derinliğe kadar etkili olabiliyor. ABD envanterinde ise, Fordo’yu vurabilecek güçte olan 13,000 kg ağırlığında GBU-57 “Massive Ordnance Penetrator” (MOP) bombası yer alıyor. Bu sistem, ağır gövdesi sayesinde patlamadan önce yaklaşık 18 metre beton veya 61 metre toprak derinliğine kadar inebiliyor. Ancak analistlere göre, Fordo’daki tünellerin yüzeyin 80-90 metre altında olması nedeniyle, MOP ile yapılacak bir saldırının tesisi tamamen yok etme garantisi yok.
Öte yandan, Fordo’ya kıyasla daha az derin olan diğer yeraltı tesisi Natanz, yaklaşık 20 metre derinliğe sahip. Uzmanlar, İsrail’in Natanz’ı daha önce hedef alarak bunun “ciddi şekilde hasar gördüğünü veya neredeyse tamamen yok olmuş” olabileceğini düşünüyor. İrlanda Ordusu’ndan emekli Koramiral Mark Mellett, bu tür mühimmatların etkinliğinin, Fordo’daki tünellerin ne kadar güçlendirildiğine bağlı olduğuna dikkat çekiyor.
ABD’NİN STRATEJİK HAZIRLIKLARI
ABD’nin Fordo’yu hedef almayı planladığına dair bir gösterge, MOP bombalarını taşıyabilen B-2 hayalet bombardıman uçaklarının Diego Garcia üssüne yerleştirilmesi olabilir. Bu uçaklar, 6.2 metre uzunluğundaki bu bombaları taşıyabilen tek bombardıman uçağıdır. Nisan ayı başında burada altı adet B-2 uçağı görüntülendi; ancak bu uçakların hâlâ orada olup olmadığı sonraki uydu görüntülerinde net şekilde görünmüyor. Eski İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri operasyon başkan yardımcısı Greg Bagwell, ABD’nin B-2 uçaklarını Diego Garcia’dan havalandırmasının, ABD topraklarından göndermeye göre çok daha etkili olduğunu aktarıyor. Ancak, “Uzun süreli bir operasyondan bahsetmiyoruz. Bu özel mühimmatlardan sadece bir ya da ikisiyle hedefte istenen sonucu elde edilebilir,” diyor.
Şu ana kadar ABD’nin, İsrail’e yönelik İran füzelerine müdahale ederken, doğrudan İran topraklarına saldırılara katılmadığı gözlemlendi. Ancak BBC Verify analizine göre, ABD bölgede daha geniş çaplı bir rol üstlenmeye hazırlanıyor. Son günlerde ABD’den Avrupa’ya 30 askeri uçak sevk edildi. Bunların çoğu, savaş uçaklarının havada yakıt ikmaliyle destekleyen KC-135 tanker uçaklarından oluşuyor. Kraliyet Birleşik Hizmetler Enstitüsü’nün kıdemli analisti Justin Bronk, bu sevkiyatların, ABD’nin “önümüzdeki haftalarda bölgede yoğun muharebe operasyonlarını desteklemeye yönelik bir hazırlık yaptığının” açık bir işareti olduğunu belirtiyor. Beyaz Saray’da konuşan ABD Başkanı Donald Trump, ABD’nin İsrail’in İran’a yönelik saldırılarına katılma kararını henüz vermediğini ifade etti. Ancak Tahran’a yönelik sabrının “çoktan tükendiğini” dile getirdi. Trump, “Yapabilirim de yapmayabilirim de. Yani ne yapacağımı kimse bilmiyor,” dedi.