Deprem felaketinin yaşandığı bölgelerdeki Kızılay’ın çalışmalarından övgüyle söz eden Mumcu, yardım faaliyetinin bulunduğu alanlara Türk bayrağının çekilmesine izin verildiğini belirtti. Mumcu, Türkiye olarak Pakistan’a yönelik yardımların yaza kadar sürdürülmesi gerektiğini ifade etti.
“Bütün felaketler bizim başımıza mı geliyor? Bütün felaketlerle biz mi baş edemiyoruz?” diyen Mumcu, felaketlerin sadece bizim başımıza gelmediğini, dünyanın her yerinde benzer felaketlerin yaşandığını kaydetti. Mumcu, felaketlerle mücadelenin devletin insana bakış açışıyla ilgili olduğunu söyledi. Mumcu, Türk milletinin tarihi sorumluluğuna sahip çıkarak dünyanın her tarafında yardıma koştuğunun altını çizdi.
Mumcu, Türkiye’nin geleceği yönetmek anlayışı yerine bugünü idare etme anlayışı ile yönetildiğini öne sürdü. İktidarın ülkeyi “idare edermiş” gibi bir şekilde yönettiğini iddia eden Mumcu, bunun en iyi örneğinin kuş gribinin ortaya çıkmasıyla yaşandığını belirtti. Mumcu, Dünya Sağlık Örgütü’nün kuş gribi konusunda Türkiye’yi bir yıl önce uyardığını hatırlatarak, hükümetin kuş gribi görülmeye başladıktan sonra bir şey yokmuş gibi davrandığını kaydetti. Mumcu, kuş gribiyle ilgi olarak göçmen kuşların güzergahlarında tedbir almanın zor bir şey olmadığını belirtti.
Mumcu, Ağrı’nın Doğubeyazıt İlçesi’nde kuş gribi hastalığından dolayı üç çocuğun hayatını kaybetmesimin sebeninin yoksulluk ve yokluk olduğuna işaret etti. Kuş gribinin ne olduğunu bir hafta içerisinde ne olduğunu Türkiye’de herkese anlatılmasının mümkün olduğunu ifade eden Mumcu, çocukların elleriyle tavuklara dokunulmayacağını bilmeleri durumunda bu hadiselerin yaşanmayacağını iddia etti. Mumcu, hükümet yetkililerinin tavuk gribiyle ilgili olarak söylediklerin tek şeyin itlafı yapılan hayvanların parasının ödeneceğini ibaret olduğunu öne sürerek, “Tavuklara karşı zafer kazandınız, sizi tebrik ederim” dedi.
Başbakan Erdoğan’ın kuş gribinden dolayı üç çocuğunu kaybeden Zeki Koçyiğit’i TBMM makamında kabul etmesini eleştiren Mumcu, “Kimse taziye için ayağa getirilmez” dedi. Mumcu, üç yavrusunu kaybeden babanın onlarca kameranın önüne çıkarılmasını eleştirdi. Başbakan Erdoğan’ın neyi gizli, neyi açık yapacağını bilmemekle suçlayan Mumcu, “Gizli yapılması gerekenleri açık, açık yapılması gerekenleri gizli yapıyor” diye konuştu. Mumcu, üç çocuğunu kaybeden babayla görüşmesinin açık, Sami Ofer’le görüşmesini gizli yaptığını kaydetti. Mumcu, insanlık dramını halkla ilişkiler çalışmasına ve siyasi propagandaya dönüştürmenin ayıp olduğunu vurguladı. Mumcu, yeşil kartlı sayısının 10 milyonun üzerinde olduğunu övünerek söyleyen bir iktidar istemediklerini söyledi..
Mumcu, konuşmasında Futbol Federasyonu seçimlerine de değinerek, “Hükümet işi gücü bıraktı Futbol Federasyonu seçimleri ile uğraşıyor. Anlaşılan Başbakan Erdoğan’ın futbol sevgisi kursağında kalmış” dedi. Mumcu, hükümetin ilk olarak Kamu Çalışanları Sendikalarına, daha sonra Ticaret Odası seçimlerine müdahale ettiğini, esnaf odasına müdahele yapmaya çalıştığını söyledi. Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in Futbol Federasyonu başkan adaylarından Haluk Ulusoy’a “Aklan da gel” dediğine işaret eden Mumcu, ” Zorla kaşınıyorsunuz. Siz aklandınız mı?” dedi.
Mumcu, Futbol Federasyonu seçimlerinin istendiği gibi yapılmasını isteyen Mumcu, sivil toplum kuruluşlarının hata yapsa bile hatasını kendisinin düzelteceğini söyledi. Mumcu, bugün futbol federasyonunda yaşananlara müdahale etmeyenlere sıranın geleceğini öne sürdü.
Mumcu, konuşmasının sonunda partisine DYP Genlik Kolları’ndan istifa ederek Anavatan Partisi’ne katılanlara parti rozeti taktı.