Burada konusan TIKAD Baskani Nilüfer Bulut, söz konusu kampanya ile amaçlarinin dünyada tam olarak taninmayan Türkiye’yi hak ettigi ölçüde tanitmak oldugunu söyledi. Geçtigimiz Haziran ayinda 10 ülkede yapilan kapsamli bir arastirmadan bahseden Bulut, “Bu arastirmada Türkiye her anlamda; ekonomide, sanayide, turizmde en son yer alan bir ülke olarak algilaniyor. Fakat burada söyle bir sey dikkatimizi çekti: Hepimizin sürekli dillendirdigi gibi, Türkiye’nin bu konularda geri kalmasinin sebebi, kötü imajindan dolayi degil; Türkiye’nin yurt disindaki insanlar tarafindan bos bir tuval olarak algilaniyor olmasindan kaynaklaniyor” dedi.
“Demek ki biz, AB sürecinde de yabancilarla iletisimimizi tam anlamiyla kuramamisiz. Yani, kendimizi yanlis anlatarak, kötü bir imaj sergileyerek degil, gerçek manada bir iletisim agi olusturmamisiz” diyen Bulut, derneklerinin kurulusundan bu yana bu iletisim agini baslattigini, yurt disindaki is kadinlari dernekleriyle de iletisim haline geçtigini vurguladi. Ülke sorunlarinin hep Istanbul’dan, Ankara’dan gözlemlenip, ona göre çözümler üretildigini dile getiren Bulut, TIKAD olarak ülkenin tüm sorunlarini yerinde tespit etmek ve çözüm üretmek amacinda olduklarini kaydetti. Bulut sözlerini söyle sürdürdü:
“Yani bu tuvale bu resmi çizerken gerçek sorunlari yerinde tespit edip, bu tuvaldeki resmin son derece berrak, son derece algilanir bir sekilde hem kendi insanimiza, hem de AB sürecindeki yapacagimiz çalismalarda bize isik tutacak sekilde olmasini saglamak istiyoruz. Ilk ayagini Kütahya olusturuyor. Özellikle güneydoguda bir çok isadaminin tamamiyla ellerini o noktada çektiklerini ve benim en son yaptigim gezide bütün her seyi devletten beklediklerini gördüm. Hepimiz her seyi devletten beklersek, bir gün bu gemide hepimiz batacagiz. Onun için hepimiz elimizi tasin altina sokmamiz gerekiyor.”
KUTSO Baskani Nafi Güral da, kampanyanin Kütahya’dan baslatiliyor olmasindan duydugu memnuniyeti dile getirerek, “Tam manasiyla ellerini tasin altina koymuslar. Bu ülke için kollari sivamislar. Bu ülkenin bütünü için yapabilecekleri çok seyleri oldugunu düsünüyorlar ve bunlari yapma konusunda da harekete geçmisler. Anlayabildigim kadariyla Türkiye’yi karis karis dolasacaklar.” dedi.
“Vizyon sahibi insanlarin yapamayacagi sey yoktur” diyen Güral, bu vizyon sahibi is kadinlarinin bir araya gelmeleriyle ortaya çikaracaklari sinerjinin, meselelerin önemli ölçüde çözülmesinde katki saglayacagini vurguladi. Bu nedenle, tüm firmalarin, tüm sivil toplum kuruluslarinin bu yelpazede yer almalarinin, bu olusumda yer almalarinin ve katki saglamalari gerektigininin altini çizen Güral, söyle konustu: “Bu tuval hangi ölçüde islenebilirse, hangi ölçüde zenginlestirilebilirse Türkiye’nin vizyonu da o ölçüde gelismis olur. Gerçek anlamda Türkiye’nin tanitilamadigini hepimiz görüyor, kabul ediyoruz. Zaman zaman ben arkadaslarima da söylüyorum. Herhangi bir ürün öncelikle ait oldugu ülkenin markasi itibariyla degerlendiriliyor. Bundan sonra diger seyler. Söz gelisi, Türkiye’de, son derece kaliteli bir mal üretseniz, eger ülke imaji yeteri kadar güçlü degilse, onun Pazar degeri çok fazla üst seviyelerde olmuyor. Bu nedenle ülke imajinin artirilmasi konusunda bu tür gayretler, gerçek anlamda bizim ihtiyacimiz olan hizmetlerdir ve bu hizmetleri saglamak üzere de böyle genç, yetenekli ve vizyon sahibi insanlar bir araya gelmis.”
Bu baglamda kendilerine bir teklifte bulundugunu söyleyen Güral, “Bütün islerinin çözülmesinde hangi oranda bizim kurumumuza görev düserse, kurumumuz hizmetlerinde olacaktir. Ayni zamanda bu çagrinin diger firmalara da örnek olmasini temenni ediyorum. Aslinda sizin her birinizin önemli isleri var. Her birinizin çevresinde önemli firmalar var. Bu mesaji o firmalara ve tüm Türkiye’ye ulastirmanizi ve bu katkinin sizin etrafinizda toplanmasinin saglanmasi gerektigini düsüyorum” seklinde konustu.