İSTANBUL’UN MÜZAKERELERDEKİ ROLÜ
Berlin Hür Üniversitesi’nde görev yapan siyaset bilimci Hajo Funke, Ukrayna ile Rusya arasındaki müzakereler için İstanbul’un en uygun yer olduğunu vurguladı. Şubat 2022’de başlayan savaşın üzerinden 3 yıldan fazla zaman geçti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 11 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, “Ukrayna ile İstanbul’da ön koşulsuz doğrudan görüşmelerin 15 Mayıs’ta yeniden başlatılmasını” önerdi. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy de o gün Putin’i Türkiye’de bekleyeceğini dile getirdi. Bu gelişmeler, Türkiye’nin ev sahipliğinde İstanbul’da yapılacak barış görüşmelerine dikkatleri çekti.
BARIŞ ÇABALARI ÜZERİNE DEĞERLENDİRME
Siyaset bilimci Hajo Funke, Ukrayna ve Rusya arasında barış sağlanması için atılan adımları AA muhabirine değerlendirdi. İstanbul’da Mart 2022’de de müzakere yapıldığını hatırlatan Funke, “İstanbul’da bir araya gelmek bir umut işaretidir” dedi. Önceki müzakerelerde Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın arabuluculuğuna dikkati çekerek, “Bunlar sonra Zelenskiy’nin istediğini istemeyen ve engelleyen NATO’nun müdahalesi nedeniyle başarısız oldu. Özellikle Biden yönetimindeki ABD ve Boris Johnson yönetimindeki İngiltere’nin” yorumunu yaptı.
SAVAŞIN YÜKSELEN MERTİNLİĞİ
Funke, savaşta ölü ve yaralı sayısının artışına dikkat çekerek, “Savaşta 30 bin ölü ve yaralı ifade ediliyordu, şimdi bu sayı yüz binlere yükseldi” şeklinde konuştu. Ayrıca İstabul’un görüşmelerin yeniden başlatılması için doğru zaman olduğunu vurguladı. Putin’in “Kesintiye uğrayan görüşmeleri sürdürmek istiyoruz” ifadesine yer vererek, Türkiye’nin her iki tarafça arabulucu olarak kabul edildiğini belirtti.
ALTERNATİFLERİN SINIRLILIĞI
Funke, Riyad’ın veya Batı Avrupalı başkentlerin müzakereler için uygun olmadığını söyleyerek, “İstanbul, uzlaşmaya varmak için en iyi ve belki de son şanstır” ifadesini kullandı. Putin’in görüşmelere katılımı hakkındaki bir soruya ise “Putin sadece müzakerelerin başarılı olma ihtimali net olduğunda gelir” yanıtını verdi ve müzakerelerin karşılıklı çıkarların örtüşmesine bağlı olduğunu vurguladı.
Her iki ülke için asıl zorluğun güvenlik ve toprak uzlaşısı konusunda ilerleme kaydedilip kaydedilmeyeceği olduğunu belirten Funke, “Bunlar iki temel nokta. Eğer perşembe gününe kadar ilerleme kaydedilirse, o zaman iyi bir başlangıç olabilir. Ancak bunu ancak perşembe günü bilebiliriz” ifadelerini kullandı. 10 Mayıs’ta Avrupalı liderlerin Kiev’e yaptıkları ziyareti ise “Önemi abartılmaması gereken bir sinyaldi” şeklinde değerlendirdi.
ARDINDAN GELEN SİNYALLERİN ETKİSİ
Almanya Başbakanı Friedrich Merz’in Rusya’nın önerileri kabul etmemesi durumunda Avrupa Birliği’nin yaptırımlarını sertleştireceği yönündeki çıkışını eleştiren Funke, “Bu bir dayanışma sinyaliydi, ancak ültimatomlarla her şeyi zorlamak başarısız oldu” dedi. ABD Başkanı Donald Trump’ın, Ukrayna ve Rusya liderlerine müzakerelere katılmaları için çağrıda bulunduğunu açıklayarak, “Bu kişiler İstanbul’a gelebilirler” dedi.
SONUÇ VE GELECEK İHTİMALLERİ
Funke, “Eğer Ukrayna halkının, yönetiminin uzlaşmaya varmak için her hangi bir şansı varsa, o zaman Putin’in de vardır” sözleriyle durumu özetledi. Almanya, Fransa ve İngiltere’nin geçmişte barış girişimlerini başlatabilecek adımlar atmadığını vurgulayan Funke, “Bunu çeşitli şekillerde talep ettik, gerçekleşmedi. Bu onların zayıflığını ifade ediyor” şeklinde ifade etti.