Ancak, çevre örgütleri projeleri ''taşıma suyla değirmen döndürmek'' olarak niteliyor.
Çevre örgütlerine göre, büyükşehirlere su getirmek amacıyla yapılan "havzalararası su transferi"yle gelecek ipotek ettiriliyor.
Havzalararası su transferinin belki de en eski projesi Akdeniz'e dökülen Göksu nehrinden Konya ovasına su taşıyacak Mavi Tünel Projesi.
20 yıldır konuşulan Mavi Tünel'in temeli temmuz ayı başında atıldı. 17 kilometrelik tünelle Göksu nehrinden Konya'ya yılda 400 milyon metreküpten fazla su akıtılacak.
Başkent Ankara ise Kızılırmak'tan su alacak; Kesikköprü barajından kente kadar tam 125 kilometre isale hattı döşeniyor. Projenin hayata geçmesiyle başkentin su sorunu çözülmüş olacak.
Türk sanayinin lokomotif şehirlerinden Kocaeli için de, Sapanca gölünden 20 kilometrelik boru hattıyla su taşınacak.
İstanbul'a ise doğuda Melen'den batıda Istrancalardan su getiriliyor. Melen Projesi'nin tamamlanmasıyla İstanbul'a günde 750 bin metreküp su sağlanacak. Melen projesiyle 2050 yılına kadar kentin su sorunu olmayacak.
Ayrıca Istranca derelerinden ikisi daha İstanbul'a bağlanıyor. Rezve deresi ve Bulanık derenin suyu Karadeniz yerine Pabuçdere barajına akacak.
Bu projelerle su sorunun çözüme kavuşturulması hedefleniyor. Ancak çevreciler bulunan çözümün sorunu daha da kronikleştireceğini savunuyor.
TEMA Vakfı'na göre çözüm transfer değil. Doğal Hayatı Koruma Vakfı ise, projelerin Avrupa Birliği'ne uyumda sıkıntı yaratacağına ve çevre faturasını kabartacağı iddiasında.
Uyarılar ve kaygılar haklı görünse de barajların durumu, su kesintileri ve zam söylentileri kaygı ve endişelerin duyulmasını engelliyor. Herkes gündelik ihtiyacı için kendi çözümünü bulmanın telaşında.