‘Izmir’in altinda 80 kilometrelik fay hatti var’

IZMIR - Izmir'i 17 Ekim tarihinden itibaren etkisi altina alan deprem firtinasi nedeniyle Izmirliler günlerdir korku ve panik içinde yasiyor.

Izmir’in deprem gerçegi, Ege-Koop tarafindan düzenlenen ‘Son depremler ve Izmir’in depremselligi’ konulu panelde masaya yatirildi. Panele 4 gün boyunca Seferihisar’da arastirmalar yapan Istanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisligi Ögretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Oguz Gündogdu, Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Mühendislik Fakültesi Yapi Denetim Anabilim Dali Baskani Prof. Dr. Mustafa Düzgün, DEÜ Mühendislik Fakültesi Sismoloji Anabilim Dali Baskani Yardimci Doç. Dr. Mehmet Utku ve Bogaziçi Üniversitesi’nden Jeolog Esen Polat konusmaci olarak katildi.

Paneli DEÜ Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisligi Ögretim Üyesi Prof. Dr. Muzaffer Akçig yönetti.

Prof. Dr. Akçig, “17 Ekim tarihinden itibaren Izmir’i etkisi altina alan deprem firtinasi nedeniyle Izmirliler günlerdir korku ve panik içinde yasiyor. Hala bunu atabilmis degiller. Saglik kurumlari gönüllü psikolojik destek vermeli.” dedi.

Jeolog Esen Arpat ise, Izmir’in altindaki 80 kilometre uzunlugundaki fay hattinin 7,0 büyüklügünde bir depreme sebep olabilecegini belirterek, “Bunun varligini kesin tespit için gerçek kaynaklara ihtiyaç var. Depremi meydan getirecek diri faylar bulmak zorundayiz. Bu fay hattini sürekli dinlemek zorundayiz. Böyle bir hattin hareketi görüldügünde hemen oraya cihazlarimizi yerlestirip olabilecekleri çok iyi yakalamamiz lazim. Bunu da bir üniversite üzerine alip görev bilmeli. Komsu illerle bir çekirdek birim olusturabilirsek gerisi gelir diye düsünüyorum.” diye konustu.

Prof. Dr. Düzgün de Izmirlirleri korkutacagini dile getirerek, “Deprem tacirleri ortaya çikti, onlara dikkat edelim. Ortaya çikip bu binalar çok dayanikli verin paramizi biz gidelim diyorlar. Türkiye depremi 1999’da ögrendi. Izmir’de olabilecek 6,5 büyüklügündeki bir depremde 6 ilçedeki 180 bin binadan 45 bini hasar görecek. Biz bunu biliyoruz ama hala buna göre binalar yapmiyoruz. Bizler bu gerçek için 6 yildir ne yaptik.” seklinde konustu.

Izmir Vali Yardimcisi Mustafa Aydin, Izmir’de önce zemin problemlerinin çözülmesi gerektigini ifade ederek, “Eger bu soruna öncelik verilmezse sorunlar çok daha büyük olacaktir. Deprem konusunda halki bilinçlendirmek gerekir.” dedi.

“IZMIR’IN EN BÜYÜK SORUNU SAGLIKSIZ YAPILAR”

Izmir Büyüksehir Belediye Baskani Aziz Kocaoglu, depreme karsi bilinçlendirme arttikça sagliksiz yapilarin insa edilmemesi gerektigine dikkat çekerek, söyle konustu: “Izmir’de sagliksiz insa edilmis yapilar bulunuyor. Bunlar ne olacak? Önce bunu bilmemiz gerekiyor. Izmir Büyüksehir Belediyesinin en büyük sorunu bu. Bu yapilar sagliksiz. Bugünlerde baslayacak, Kent Dönüsüm Projesinin önünde çok büyük engel var. Geçmisteki politikacilari suçlamiyorum. Görevdeki herkes yapti. Ancak, sagliksiz bir sekilde gecekondulara tapu dagitildi. Vatandas tapusunu aldi, hiçbir kontrolden geçmeyen çürük yapinin üzerine 4-5-6 kat çikti. Buralar öyle yapilar yapacaksiniz ki hem bu kentin karsiligini vereceksiniz, hem de ürettiginiz dairelerle bunlarin bir kismini karsilayacaksiniz. Birkaç yerde tek katli gecekondular var. Bunlari gördügüm zaman seviniyorum. Burada kent dönüsümü yapilir diye düsünüyorum. Bu kentte kent dönüsümü yapilacaksa ki, yapilmali. Yerel yönetimler kaynak üretip bu kaynaklari geri dönüsümü saglamasi gerekir.”

2006 yilinda sinirli kaynaklari zorlayarak kent dönüsümünü gerçeklestirmek zorunda olduklarini belirten baskan Kocaoglu, “Gecekondu bölgelerinde örnek projeler gerçeklestirmeliyiz. Ege-Koop gibi toplu konut sirketlerinin buralar gelip konut yapmalarini saglamaliyiz. Arsa maliyeti yükseldikçe kent dönüsümü zorlasiyor. Yaklasik 5 ay önce Izmir’in uydu fotograflarini aldik. Bu bizim için bir baslangiçtir. 69 ay sonrada yeni fotograflari alacagiz. Bagli belediyelerdeki kaçak yapilari uydu fotograflari ile tespit edilmesini saglayacagiz. Kentte yenilenecek öyle binalar var ki, bu binalarin güçlendirilmesi yeniden yikilip yapilmasindan daha maliyetli. TOKI ile yaptigimiz iki protokol uyarinca biri Konak’ta digeri Karsiyaka’da olmak üzere toplu konutlar insa ediyoruz. Buralara heyelan ve gecekondu bölgelerindeki vatandaslarin tasinmasi saglanacak. Kent dönüsümü yapilarak çesitli bölgelerin niteligi artirilacak. Projelerin arastirilmasi içindeyiz.” diye konustu.

Konak Belediye Baskani Muzaffer Tunçag ise Türkiye’nin depremden ders almayan bir ülke oldugunu belirterek, “Bu kadar yetiskin teknik elemanlara sahip, kalitesi yüksek bir ülke disarida çok büyük isler yapiyor ancak kendi içinde kötü yapilara sahip olmasi üzücü. Türkiye ülke olarak bunlara layik degil. Deprem ülkesi olmasini kavramis degil. Milli Egitim Bakanligi çocuklar korkar diye okullarda bu konularin ders olarak anlatilmasina izin vermiyor. Bu da konulara kendini kapatmak oluyor. Egitimin hiçbir kötü yani bulunmadigini anlamamamiz gerekiyor. Biz hala sadece Japonya’nin deprem ülkesi oldugunu saniyoruz. Son depremlerden sonra Seferihisar ve Urla köylerini uzmanlar gördü. Yapi ustaligi gelenegi unutuldu. Artik modern evler insa edilmeye baslandi. Böyle yapilarin ayakta kalma sansi yok. Betonarme yapilarda yüklenicilerin, usta olarak geçinenlerin bilgisizligi yüzünden bizleri zor durumda birakmaya basladi. yapisal sistemi Türkiye’ye çok kötü miras birakti. Konut sahipleri de duyarsiz davraniyor. Binanin saglamligina kimse bakmiyor. Bu isi siyasilerde körüklüyor. Imar aflari yerel yönetimler için tam bir felaket. Son 20-25 yilda 20’den fazla imar affi çikti.” seklinde konustu.

Vatandaslarin hala imar affi beklentisi içinde oldugunu vurgulayan baskan Tunçag, söyle devam etti: “Yeni çikan yasaya göre kaçak yapiya ceza verilecek. Ama hala imar affi beklentisi oldugu için insanlar kaçak yapi yapiyor. Biz eger saglam bina yapmazsak istegimiz kadar önlem alalim, sadece ölüleri enkaz altindan toplamaktan baska yapacagimiz bir sey olmaz. Bundan sonra hata yapmamak gerekir. Mühendis hizmeti görmemis yapilari tamamlamamak gerekir. Düzgün kent planlamasi yapmak sart. Metro gibi büyük kamusal alanlarin ‘kamusal siginak alani’ haline getirilmesi gerekiyor. Yapi denetimleri de çok önemli denetleyenlerin denetlenmesi gerekiyor. Daha önce yapailm dedik ancak bazi bakanlar buna engel oldu. Bu da yapi denetim sirketlerinin denetimsiz kalmasina neden oldu. Dünyada en güzel yerler deprem olan yerler. Buralar terk edilecek gibi degil. Yapmamiz gereken burada yasamasini bilmek. Deprmee dayanikli binalar yaparak, sehri yasanir hale getirmek lazim.”