Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Mustafa Kamalak, mevcut anayasanın devleti koruyan bir anayasa olduğunu belirterek, “Devlet, zaten çok güçlü, korunması gereken vatandaşın hak ve hürriyetleri. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.” dedi.
Cihan TV Network tarafından hazırlanan ‘Anadolu’da Sabah Programı’na konuk olan Kamalak, Yüksek Seçim Kurulu (YSK)’nun bazı bağımsız adaylara ilişkin verdiği kararın siyasi olduğunu düşünmediğini ifade etti.
Her hakim gibi, YSK’nın da kendilerine gelen dosyayı hukuk çerçevesinde değerlendirdiğini dile getiren Kamalak, ancak YSK’nın daha önce hukuk dışı kararlar da verdiğini vurguladı. 1999 yılında kendi adaylarının da YSK tarafından kabul edilmediğini hatırlatan Kamalak, YSK’nın, bu kararı 28 Şubat post modern darbe nedeniyle verdiğini savundu. Karara itiraz dahi edemediklerini anlatan Kamalak, şu an verilen karara ilişkin, getirilen evraklar ışığında bu karardan vazgeçileceğini düşündüğünü söyledi.
Türkiye’nin kendi tarihinden, öz değerlerinden uzaklaştığına dikkat çeken Kamalak, partilerinin İslam’ı savundukları gerekçesiyle kapatıldığını savunarak, “Ahmet’in, Mehmet’in Kur’an’ı koruması gerekmez. Çünkü Allah, Kur’an’ı zaten koruyacağını söylüyor.” dedi.
İttifaklar konusunda da konuşan Kamalak, parti olarak başından beri seçimlere tek başlarına girecekmiş gibi çalıştıklarını vurguladı. Kamalak, “Başkasının desteğine, himmetine, yardımına muhtaç olmayalım dedik. Ama ittifak olursak ne ala dedik, onlara bel bağlamadık. 81 ilin tamamında seçime giriyoruz.” diye konuştu. Her zaman imzalanmadan ittifak olamayacağını anlatan Kamalak, şöyle devam etti:
“Çatı konusunda anlaşılamadı. Olmazsa olmazımız çatı konusuydu. SP çatısı altında ittifak istedik. Konuyla Şevket Kazan Bey ilgileniyordu. Bana verdiği bilgiye göre, deklarasyon aşamasına gelinmişti. Listeler hazırlanmıştı ama çatı konusunda anlaşmazlık oldu. Hayırlısı böyleymiş.”