Türkiyenin çeşitli bölgelerinden gelen şiir severler, sempozyumda Karakoçu ve şiirlerini daha yakından tanıma imkanı bulurken etkinliği takip edenlerin çoğunluğunu gençlerin oluşturması da ayrı bir güzellik olarak hafızalarda kaldı.
Adını Karakoçun Hızırla Kırk Saat şiirinden alan etkinliğin açılış konuşmasını Kahramanmaraş Belediye Başkan Vekili Mahmut Nedim Tepebaşı yaptı. Tepebaşı, Sezai Karakoçu daha yakından tanıyabilmek için bu sempozyumu düzenlediklerini ifade ederek, Karakoç bir bakıma sarp kayalıkların arasında bulunan her boşluğa bir fidan diken ve yetişmesi için onları itina ile sulayan çaba adamlarından biridir. dedi. Yazar Rasim Özdenören, Sezai Karakoçun akşamdan sabaha yetişen insanlardan olmadığını, onun gibi şair ve düşünürlerin, dünyada birkaç yüzyılda bir yetiştiğini söyledi. Ardından yapılan konuşmalarda Prof. Dr. Kurtuluş Kayalı, eğitimci Duran Boz, Dr. Muhiddin Bilge, Yrd. Doç. Dr. Osman Sarı, Yrd. Doç. Dr. Köksal Alver, Karakoçun şiir ve düşünce dünyasının zenginliğini anlattı.
Sempozyumun ikinci günündeki oturuma başkanlık yapan Prof. Dr. Ramazan Kaplan ise Sezai Karakoçun kendine özgü dil ve şiir üslubu olduğuna dikkat çekerek, Karakoçun şiiri geçmişten süzülerek, şimdiki zamanın gerçeğini kucaklayıp gelecek zamana açılan bir penceredir. Onda sönmüş bir devrin, medeniyetin değerlerini övme görülmez. Ona göre medeniyetler insanlar gibi doğar, büyür ve eserlerini verirler. Medeniyetlerin ölümü, insanlığa verecek özlerinin kalmayışından itibaren başlar. dedi. Yahya Kemal, Mehmet Akif ve Tanpınarın yerli düşünceyi, tarihten kaynaklandırarak aldıklarına dikkat çeken Kaplan, Türk şiirindeki ikinci hareketin ise maddeci esaslar üzerine kurulduğunu söyledi. Karakoçun şiirini bu grubun dışında ve ruhçu şiir olarak tanımlayan Kaplan, Karakoçun şiirlerini en güzel çizgileriyle takip etmiş olanlar bilirler ki, onun şiiri çağdaş şiirin bütün özellikleriyle donatılmıştır. Bu şiirler hiçbir şekilde gelenekle bağını koparmamış, aksine diri tutmuştur. dedi. Kaplan, Doğu ve Batı medeniyetlerini gerçek yüzleriyle tanıyan Karakoçta, hayat, zaman, tarih, hakikat, insan, kültür, ölüm, kadın gibi mefhumlar, yeni bir ruh ve yorum kazanmıştır. cümlesiyle konuşmasını tamamladı.
Oturumda konuşan eğitimci-yazar İbrahim Demirci ise Karakoçun şiir dili hakkında bilgi verdi. Dil ve anlatım bakımından Karakoçun şiirlerinin araştırılması gereken bir kaynak olduğuna işaret eden Demirci, Karakoça göre kelimenin önemi yoktur. Kelimenin verdiği anlam ve mesaj önemlidir. İslam ve Batı uygarlığını birleştiren kavramlara yer vermiştir. Dil ve anlatım bakımından araştırılacak bir kaynaktır. diye konuştu.
Sempozyumun son oturumunda ise Prof. Dr. Durmuş Günay, Diriliş düşünce sistemi, Prof. Dr. Mahmut Özbay, Diriliş düşüncesinde medeniyet anlayışı konulu tebliğler sundu. Etkinlik, sempozyum kapsamında düzenlenen şiir ve makale yarışmalarında dereceye girenlere ödül verilmesiyle sona erdi.