Pakistan’ın ardından Macaristan da Rusya-Ukrayna savaşındaki çabalarından dolayı Nobel adayı olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı aday gösterdi.
Pakistan’ın ardından bir ülke daha Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya-Ukrayna savaşındaki arabuluculuk, tahıl koridoru ve esir takası gibi çetrefilli konulardaki çabalarından dolayı Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilmesi için destek olacak. Macaristan Dışişleri Bakanı Szijjarto, Erdoğan’ın Nobel’e aday olarak gösterilmesi için ülkesinin girişimlerde bulunacağını bildirdi. Öte yandan Meclis Başkanı Şentop, Erdoğan için Nobel Barış Ödülü’ne başvurmuştu.
Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Peter Szijjarto ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de gerçekleştirdikleri görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Szijjarto, son dönemde Avrupa ve küresel çapta gerçekleşen olayların Türkiye’nin önemini artırdığını, Macaristan olarak Türkiye’nin adımlarını desteklediklerini belirtti.
Ukrayna krizinde bir an önce barışın sağlanması gerektiğini, bu kapsamda yapılan girişimlerin de ‘Rusya dostu’ olarak damgalanmaması gerektiğini söyleyen Szijjarto, ‘Savaş sadece görüşmelerle bitirilebilir. Bunu Türkiye’nin başarılı girişimleri de kanıtladı. Hatta bugüne kadarki barışın sağlanması için yapılan en başarılı girişimleri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Bakan Çavuşoğlu yapabildi. Girişimler sonucunda tahıl anlaşması imzalandı. Biz Türkiye’nin barış için attığı adımları devam ettirmesini destekliyoruz’ dedi.
ERDOĞAN’IN NOBEL ADAYLIĞI İÇİN GİRİŞİM
Krizin bitirilmesi adına tek başarılı barış girişiminin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından gerçekleştiğini kaydeden Szijjarto, bu yüzden, Türk Devletleri Teşkilatı’nda (TDT) Macaristan’ın Aksakalı Attila Tilki’nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Nobel Barış Ödülü’ne aday olarak gösterilmesi için girişimlerde bulunacağını söyledi.
“TDT’YE GÖZLEMCİ ÜYE OLARAK KATILMAKLA ÇOK YERİNDE BİR KARAR ALDIK”
Szijjarto ayrıca Macaristan’ın Türk Devletleri Teşkilatına (TDT) gözlemci olarak katılmakla çok yerinde bir karar aldığını belirterek, hem Türkiye hem de bölgedeki Türk devletlerinin rollerinin belirleyici bir düzeyde değiştiğini, bu nedenle gelinen noktada aldıkları bu kararın ne kadar doğru olduğunu söyledi.