Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin özel sektör ile istikrarlı bir büyümeye kavuştuğunu da belirterek, “Kendimize yüzde 7 ve üzerinde büyüme hedefi koymalıyız” diye konuştu.
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, iş adamları ile birlikte Bosna Hersek’e bir gezi düzenledi. Burada gazetecilere sohbet toplantısı düzenleyen Hisarcıklıoğlu, Bosna- Hersek’in Türkiye’den önce AB’ye girecek bir ülke konumunda olduğuna dikkat çekti.
Hisarcıklıoğlu, “Kendi içindeki düzenlemeler ve yapılacak reformlarla birlikte AB’nin içinde 2010 yılında olacak bir Bosna-Hersek. Bizden önce girerse de çok memnun oluruz. Orada da tam anlamıyla cidden müttefiklik yapabileceğimiz nadir ülkelerden birisi” diye konuştu. Türkiye’nin Bosna Hersek’e 10 milyon dolar civarında ithalatı olduğuna dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, bu pazar payının daha da arttırılması için Türkiye’deki girişimcilerin sürdürülebilir oranda bir seviyeyi yakalaması gerektiğini dile getirdi.
“TÜRKİYE BÜYÜME HEDEFİ OLARAK YÜZDE 7’Yİ KABUL ETMELİ”
Türkiye’nin uzun yıllardan sonra ilk defa üst üste bir büyüme gerçekleştirebildiğini aktaran Hisarcıklıoğlu, özel sektörün bu noktada büyük etkisi olduğunu vurguladı. Gelinen noktadan sonra Türkiye’nin yüzde 7’nin altında büyümeyi bir başarı olarak görmemesi gerektiğini söyleyen Hisarcıklıoğlu, “Yüzde 7 ve üstünü kendimize büyüme hedefi olarak kabul etmeliyiz. AB ortalamasını yakalamak ve gelişmişlik düzeyine ulaşmak istiyorsak bu yüzde 7’lik yıllık büyümeyi bundan sonra da gerçekleştirmeliyiz. Yüzde 7’lik bir büyüme ile 30 yıl sonra Türkiye AB ortalamasını yakalar, AB ülkeleriyle eşit konuma geliriz” şeklinde konuştu.
Büyümenin yüzde 5 olarak hedef alınması halinde, Türkiye’nin AB ortalamasını ancak 60 yıl sonra yakalayabileceğini belirten Hisarcıklıoğlu, “Önümüzdeki dönemde bürokrasi, siyasetçi yüzde 7’yi kendisine bir çıta olarak kabul etmek durumunda” ifadesini kullandı.
Hisarcıklıoğlu, sürdürürebilir bir büyümenin devam edebilmesi için başta yargısal ve ekonomik reformların tamamlanması gerektiğini aktardı. Türkiye’nin Sosyal Güvenlik Reformuna ihtiyacı olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, biran önce Sosyal Güvenlik Reformunun yapılması gerektiğini, yoksa istihdamın üzerindeki yüklerden kurtulmanın imkansız olduğunu ifade etti.
Hisarcıklıoğlu, “Büyüme rakamları gerçeği yansıtıyor mu?” şeklindeki bir soru üzerine ise henüz net bir cevap vermek için erken olduğunu dile getirdi. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TUİK) büyüme rakamlarını tespit noktasında bugüne kadar son derece hassas davrandığını vurgulayan Hisarcıklıoğlu, “İistatistik rakamlarının değiştirilmesine yönelik oyunlar oyanırsa inandırıcılığımızı kaybederiz. Sadece kurum değil Türkiye’de itibarını kaybeder. Ben böyle bir şey olacağını tahmin etmiyorum” dedi.
Türkiye’de her yıl 700 bin kişinin istihdam piyasasına girmesine rağmen, 5 milyon insanın işsiz olduğunu kaydeden Hisarcıklıoğlu şöyle devam etti: “Önümüzdeki dönemde köyden kente 10 milyon kişinin göç edeceğini düşünürsek bunun çaresinin tek bir sihirli formulu var, o da büyümedir. Büyümeyi ortaya çıkartacak olan ise yatırım, üretim, buna yönelik istihdam ve ihracat. Eğer bu dört sihirli formülü yerine getiremessek işsizliği azaltmamız mümkün değil.”
Türkiye’nin son yıllarda yakaladığı büyümeye rağmen, 2005’de işsizler ordusuna yaklaşık 300 bin kişinin daha dahil olduğunu hatırlatan Hisarcıklıoğlu, bir kişiye istihdam yaratabilmek için 50 bin Euro gerekli olduğunu aktardı. Hisarcıklıoğlu, “Yani bizim her yıl
istihdam piyasasına giren kişiler için iş bulacaksak 35 milyar dolar sanayiye yatırım yapmamız lazım” diye konuştu.
Ayrıca, Türkiye’nin elinde GAP gibi bir avantaj bulunduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, projede sulamanın yüzde 12’sinin tamamlandığını kaydetti. Hisarcıklıoğlu, “Eğer GAP projesinin sulamasının tamamını bitirebilirsek, ihtiyaç olan rakam 15 milyar dolar. O zaman 4 milyon kişiye iş bulmuş olacağız. İşte Türkiye’de böyle sihirli formuller var aslında… Bugün GAP’a yapacağımız 15 milyar dolarlık yatırımla beraber, 4 milyon kişi Türkiye’de iş sahibi olacak” şeklinde konuştu.
“MERKEZ BANKASI KURUMSAL BİR YAPIYA KAVUŞTU”
Merkez Bankası Para Kurulu’nun faizleri düşüreceği beklentisine rağmen, faiz indirimine gitmediklerini belirten Hisarcıklıoğlu, “Bu, Merkez Bankası’nın kurumsal bir yapıya kavuştuğunun açık bir göstergesidir. O zaman Merkez Bankası’nın konumundan dolayı rahatsızlık duymamamız lazım” dedi.
Merkez Bankası Başkanlığı’nın vekaletten asalete geçmesi gerektiğini söyleyen Hisarcıklıoğlu şöyle devam etti: “Ama şunu da unutmamak lazım ki, bu işin kararını verecek olan hükümettir. Hükümet, bu ismi Cumhurbaşkanı’na gönderecek. Cumhurbaşkanı bu ismi ister onaylayacak ister onaylamayacak. Bunu tartışarak kendi kendimize sıkıntı yaratıyoruz.”
Hisarcıklıoğlu geçtiğimiz günlerde Amerika’ya gerçekleştirdiği gezide IMF 1. Başkan Yardımcısı Anne Krueger ile Dünya Bankası Başkanı Paul Wolfowitz’in kendisine, ilk önce bu soruyu yönelttiklerini ifade etti.