Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, bugün gazetelere de yansıdığı gibi DYP ve ANAVATANın çeşitli üyelerinin iyi niyet beyanlarıyla gelişen bir işbirliği arayışlarının olduğunu belirterek, “Ancak senaryolaştırılmış, partilerin kurumsal kimliklerinin temsil edildiği bir anlaşma görüşme şu ana gerçekleşmiş değil” dedi.
Mumcu, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamalardan sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin “20 Milletvekili ile Genel Kurulda hazır bulunacak mısınız?” sorusu üzerine, “Eğer bizim oylarımızın karar verme üzerinde bir etkisi varsa bu etkinin Türkiyenin ihtiyaç duyduğu çözümden yana gerçekleşmesini istiyoruz” dedi.
Mumcu, Cumhurbaşkanını halkın seçmesi konusundaki tavırlarını, bu konuda imkanlar tükeninceye kadar tekrar edeceklerini kaydetti.
Bir gazetecinin, “Anayasa değişikliği yapılmazsa siz Genel Kurula girmeyecek misiniz?” sorusu üzerine, Mumcu, “Şu veya bu yolundaki senaryoları değerlendirmem. Çünkü ANAVATANın iradesi eğer bir şeyi dönüştürmeye yetecekse o şey millet lehine olmalıdır. Ne ana muhalefeti destekleyecek bir tutum içinde olurum bu günden ne iktidarın. Türk milleti anlamalıdır ki, 3 günde Anayasayı değiştirmek mümkündür. Çözüm sandığı milletin önüne koymaktır” diye konuştu.
Başbakanın bu teklife cevabının ne olduğunun sorulması üzerine, Mumcu, şunları kaydetti:
“Bu konuyu değerlendireceklerini ancak zamanın darlığı konusunda kaygı duyduklarını ifade ettiler. Biz de zamanın dar olmadığını bunun mümkün olduğunu söyledik. Bir de şu hatırlatmayı yaptık: Türk milleti bu hükümetten reformcu bir hükümet olmasını beklemişti. Kalan zamanı milletin lehine Türkiyenin beklediği değişim ihtiyacını gerçekleştirecek yönde reformlarla kullanmak mümkündür.
ANAVATANın bu reformlara desteği tartışmasız olacaktır. YÖK reformu, dokunulmazlıkların sınırlandırılması, siyasi partiler kanununun değiştirilmesi Türkiyenin acil ihtiyacıdır. Yarın Türkiye bu fırsatları arar ama bulamayacak durumda olabilir.”
SAĞDA BİRLİK
“Cumhurbaşkanlığı konusunda DYP ile aranızda bir uzlaşma mı var? Ayrıca iki partinin bir başka parti altında birleşeceği haberleri doğru mu?” sorusu üzerine, Mumcu, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiklerini, bu görüşmenin içeriğinin Cumhurbaşkanlığı seçimleri konusunda karşılıklı fikir alışverişinden ibaret olduğunu dile getirdi.
Mumcu, “Bugün gazetelere de yansıdığı gibi iki partinin çeşitli üyelerinin iyi niyet beyanlarıyla gelişen bir işbirliği arayışları var. Ancak kamuoyuna yansıdığı gibi senaryolaştırılmış, partilerin kurumsal kimliklerinin temsil edildiği bir anlaşma görüşme şu ana gerçekleşmiş değildir” diye konuştu.
Mumcu, “bu işlerin kolay işler olmadığını” ifade ederek, “Bu işlerde erken oldu-bitti havasına girmenin iyi niyetli beklentileri de üzecek sonuçlara aday olduğu bilmek lazımdır. Meseleyi olması gereken ciddiyeti ve soğukkanlılığıyla ele almak gereği vardır” dedi.
“DESTEK TALEP EDİLİRSE…”
Mumcu, bir başka soru üzerine, iktidar partisinin Cumhurbaşkanı adayını açıklamadığını söyleyerek, şunları kaydetti:
“Bizden herhangi bir destek talep edilmiş değil. Aday ifade edilir ve bir destek talep edilir ve bunun üzerine görüş ifade ederiz. Böyle bir şey olmuş değil. Dolayısıyla biz konunun isimlere değil, sisteme dayalı bir konu olduğunun altını bir kez daha çiziyoruz. Bu konuda CHP ile net bir şekilde ayrıştığımızı bir kez daha söylemek istiyorum. CHP meseleyi kişiler bazında bir tutumla ele alarak bana göre Türkiyeyi germektedir. Mesele kimin Cumhurbaşkanı olacağı değil Cumhurbaşkanını kimin seçeceği, nasıl seçileceği ve yetkileridir.”
MECLİS DIŞI PARTİLERİ ZİYARET
Mumcu, bir başka soru üzerine parlamento dışındaki parti genel başkanlarını ziyaret edeceğini belirterek, bunun amacının “parlamentoda temsil edilmeyen kitlelerin sesini ANAVATAN aracılığıyla parlamentoda yansıtabilmek” olduğunu kaydetti.
“Cumhurbaşkanı seçilecekse bu herkesin Cumhurbaşkanı olacaktır” diyen Mumcu, toplumun yarısının Parlamentoda temsil edilmediğini söyledi. Mumcu, “Biz parlamentonun içinde olmanın bize verdiği imkanı demokratik bir anlayışla parlamento dışındaki partilerle görüşecek bir ortak anlayış doğrultusunda sergilemeyi doğru buluyoruz” dedi.
Mumcu, bir gazetecinin “Erdoğan ile 2 yıldır kırgın olduğu” yönündeki sözleri üzerine ise şunları söyledi:
“Benim hiç kimseye hiçbir zaman bir kırgınlığım söz konusu değildir.
Yaptığımız iş siyaset. Babamızın dükkanını işletmiyoruz. Millet adına hizmet görüyoruz. Bunu sermayesi, karı, zararı millete ait. Dolayısıyla burada kişisel beklentiler, kırgınlıklar, tutumlar zerrece söz konusu ve etkili olmayacaktır.
Meselenin sisteme dair bir mesele olduğunu bir kez dana hatırlatmak isterim.” “367 tartışmalarına” ilişkin bir soru üzerine de, Mumcu, “Benim bu konuda görüş bildirmek gibi zorunluğum yok. Anayasa ortada. Meclis başkanı görüşlerini açıkladı. İktidar bu konuda bir sorunu olmadığını düşünüyor. Ben hukuki yorumlara göre değil Türkiyenin ihtiyaçlarına göre karar veririz” diye konuştu.