Olumsuz hayat sartlari panik ataga yol açiyor

Panik ataga stres, sevilen bir kisinin hastalanmasi veya ölümü, issiz kalmak gibi kisiyi olumsuz etkileyen yasam sartlarinin yol açabilecegi belirtildi.

Panik bozuklukla deprem arasindaki benzerlige dikkat çeken Prof. Dr. Atalay, “Panik atak, deprem gibidir. Ikisi de görülür hiçbir sebep yokken bir anda ve herhangi bir yerde ortaya çikar. Her ikisinde de önemli olan, kisinin o anda ne yapmasi gerektigini bilmesidir. Atak sirasinda da kisi, sogukkanli ve güvenli bir tavir sergilemelidir.” dedi.

Panik bozuklugun çarpinti, ölüm korkusu, titreme, bogulacakmis gibi olma, üsüme, uyusma gibi belirtileri oldugunu anlatan Atalay, panik ataklari sonucu bazi hastalarda, “Ya ölürsem?”, “Evde tek basima kaldigim zaman veya sokakta rahatsizlanirsam ne yaparim?” gibi endiseler ortaya çiktigini, bunlarda ataklarin devam etmesi durumunda sokaga çikamama, yalniz kalamama, yardim gelmeyecegini düsündügü otobüs, asansör gibi ortamlara girememe davranislarinin gelistigini söyledi.

Atalay, “Panik bozuklugu olan kisi toplumsal ve mesleki etkinliklerden kaçinir, toplumsal iliskileri bozulur, islerini aksatir.” diye konustu.

Panik bozuklugun en çok kadinlarda görüldügünün altini çizen Nuri Dogan Atalay, “Hastalarin yüzde 75-80’i kadindir. Bu hastaligin toplum içinde görülme sikligi ise yüzde 1.5-3.5 arasinda degismektedir. Baslangici genellikle ergenligin son dönemleriyle 30’lu yaslar arasinda kalan döneme rastlar.” seklinde konustu.

“KALP KRIZI GEÇIRDIKLERI SANARAK ACIL SERVISLERE KOSUYORLAR”

Panik atagin dakikalarla sinirli olduguna isaret eden Prof. Dr. Atalay, ataklarin genellikle 5-10 veya 20-30 dakika, ender olarak da bir veya birkaç saat devam edebilecegini söyledi. Bazi hastalarda haftada bir veya daha sik görülürken bazilarinda haftalar boyunca görülmeyebilecegini açiklayan Atalay, “Panik bozuklugu bulunan hastalarin önemli bir bölümü, baslangiçta kalp krizi geçirdigini sanarak acil servislere basvuruyor. Acilde hastalarin nabiz ve tansiyonu ölçülür, çesitli tetkikler ve muayene yapilincaya kadar zaten atagin hükmü geçer. Hekim, bedeni bir rahatsizlik saptayamadigi takdirde kisinin bir psikiyatriste basvurmasini önerir ve kisi, bu sekilde psikiyatrik rahatsizligi oldugunu anlayabilir.” dedi.

Panik bozuklugun ortaya çikmasinda kalitimin da önemli bir rol oynadigini kaydeden Prof. Dr. Nuri Dogan Atalay, iyilesmenin mümkün oldugunu ancak uzun süreli bir tedavi gerektigini belirtti. Ilaçlarin düzenli kullanilmasinin sonuç almada çok önemli olduguna deginen Atalay, söyle devam etti: “Panik bozuklugu, akil hastaligi degildir. Ölüme yol açmaz, tedavisi mümkündür fakat tekrari sözkonusudur. Ortalama tedavi süresi 6-8 aydir. Ilaç ve psikoterapinin birlikte yürütülmesi gereklidir. Hasta ilaçlarini kendiliginden kesmemeli, psikiyatristin verecegi bilgileri, önerecegi gevseme ve hastaligin üzerine gitme alistirmalarina itaat etmelidir.”