LEWİS’İN İSTANBUL İLLÜSTRASYONLARI KİTABI YAYINLANDI
Ünlü İngiliz oryantalist ressam John Frederick Lewis’in 1800’lü yıllarda İstanbul’da bulunduğu dönemde ortaya koyduğu çizimler, ‘Lewis’in İstanbul İllüstrasyonları’ başlıklı kitapta toplandı. Osmanlı tarihinin canlı İstanbul’unu; camileri, sokakları, kahvehaneleri, pazarları ve halkın günlük yaşamını yansıtan eser, okuyuculara geçmişe bir yolculuk sunuyor. Kitabın, İstanbul’un tarihi ve kültürel yönlerine ilgi duyanlar için eşsiz bir kaynak özelliği taşıdığını belirten ünlü gazeteci ve sanat eleştirmeni Doğan Hızlan, “Bir şehri veya ülkeyi siyaset bilimi yardımı olmadan anlayamazsınız. Bu bakımdan bu kitap sadece tarih ve sanat açısından değil, hayatımız açısından da önemli. Geçmişe baktığımızda böyle miydi diye soruyoruz, şaşırıyoruz. Şaşırmamak için bu kitapları okumak lazım” ifadelerini kullandı.
İKİ KAVRAMI BİR ARADA SUNAN BİR ESER
‘Lewis’in İstanbul İllüstrasyonları’ adıyla yayınlanan eser, 1832-1834 yılları arasında Lewis’in gözlemlerinden yola çıkarak oluşturulan 28 gravürü içeriyor. Doğu ile Batı arasında var olan kültürel etkileşimi detaylı bir şekilde yansıtan kitap, Lewis’in görsellerinin yanı sıra Doğan Hızlan’ın yazdığı önsöz ve Ömür Kurt’un gravür yorumlarını da kapsıyor. Demirören Yayınları tarafından Türkçe, Azerbaycan Türkçesi ve İngilizce olarak yayımlanan bu özel kitap, şık bir kutu içinde okuyuculara sunuluyor. Sınırlı sayıda basılan eser, İstanbul’un tarihine ilgi duyanlar için eşsiz bir fırsat yaratıyor.
ŞEHİR VE HAYAT ÜZERİNE DERİN BİR BAKIŞ
Oryantalist ressamlar arasında Lewis’in en kıymetli sanatçı olduğunu vurgulayan Doğan Hızlan, “John Frederick Lewis, 1804 ile 1876 yılları arasında yaşadı. Sulu boya ve yağlı boya resimlere sahip. Kendisine oryantalist ressam diyoruz. Oryantalist, bir batılının doğuyu anlatması anlamına geliyor. Doğu anlayışının resimlere, günlük hayata, saraya ve sarayın çevresine nasıl yansıdığına bakıldığında Lewis’in önemi ortaya çıkıyor. Kitapta birçok unsur gerçekle bir araya gelmiş. Lewis, iki perspektiften de İstanbul’u izliyor ve nasıl algıladığını resmediyor. Ayrıca, sarayın içindeki ve dışındaki halkın yaşantısını ele alıyor. Kitabın en ilginç yönü, İstanbul’un günlük hayatını her iki kıyıdan ele almasıdır” dedi.
GEÇMİŞİ ANLAMAK İÇİN OKUYUCULARA BİR REHBER
Kitabın okuyucuların bakış açısını zenginleştiren bir suş sunmakta olduğunu ifade eden Hızlan, “Bir şehri veya ülkeyi siyaset biliminin gözünden bakmadan anlayamazsınız. Bu kitabı okuyarak, bugün İstanbul’da nelerin kalmış ya da gitmiş olduğunu anlayacaksınız. Semt semt incelemeniz gerekiyor. Bu kitap, hiç şüphesiz bakış açımızı zenginleştiren bir eser. O nedenle bu tür yayınlar sadece tarih ve sanat açısından değil, hayatımız açısından da önemli. Geçmişe baktığımızda, bu böyle miydi diye soruyoruz ve şaşırıyoruz. Şaşırmamak için bu kitapları okumak lazım” sözlerine yer verdi.
GEÇMİŞİN ÖĞRENCİLİĞİ VE BUGÜNÜN ANLAŞILMASI
Osmanlı İmparatorluğu’nun sosyal yapısı ve kültürel çeşitliliğinin görsellerle detaylı olarak ele alındığını aktaran Hızlan, sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Demirören Yayınları tarafından basılan bu kitabı büyük bir hizmet olarak görüyorum. Geçmişi bilmeden bugünün ne olduğunu anlayamazsınız. Önceki çağların ressamlarının, yazarlarının ve ustalarının neler yaptığını kavramadan şu anı tahlil etmek mümkün değil. Bugünkü yaşamımıza dair yorumlar yapıldığında, ‘Kaynak nerede?’ diye soruyorduk. Artık bu kaynaklara Demirören Yayınları sayesinde ulaşabiliyoruz. Bu durumda yalnızca geçmiş bilgisi için değil, bugünün ve yarının bilgisi için de çok önemli bir kaynak bizlere sunuluyor.”