Cemale göre amaç, özgürlük ve demokrasi alanını daraltarak Türkiyenin Avrupa Birliği (AB) yolunun kesilmesi. Cemalin PKK ile ulusalcı cephenin aynı çizgide buluştuğu tezine milliyetçi kesimden de destek geldi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şandır, kendilerini ulusalcı diye niteleyen gruplarla hiçbir ilgilerinin olmadığını açıklarken, söz konusu grupların toplumsal çatışma istediğini öne sürdü. Şandır, MHP olarak çatışmaların tarafı olmayacağız. Öfkemizi sokağa taşırmayacağız. dedi. MHPli Cemal Enginyurt, ulusalcı örgütleri taşeron olarak niteleyerek, PKKnın karşısına bir güç çıkarılmalıydı. Ülkücü hareket ve MHP denendi. Ancak Devlet Bahçeli tuzağa düşmedi. Bunun üzerine kimliği belirsiz taşeronlara rol verildi. diye konuştu.
Kızılelma koalisyonunun kendi döneminde bozulduğuna dikkat çeken eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Alişan Satılmış ise ulusalcılığı sulandırılmış milliyetçilik olarak nitelendirdi. Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi eski Başkanı Bülent Orakoğlu da ulusalcı örgütlerin yabancı ülkeler tarafından kullanıldığını iddia etti. Ulusalcı çizgilerin hepsinin ulusalcı olmadığını savunan Orakoğlu ulusalcı gözüken grupların bazı ülkelerin kontrolünde olduğunun açık bir şekilde görüldüğünü söyledi.
Milliyet Gazetesi yazarı Hasan Cemal, dün Güneydoğuda terör olaylarının artması ile ilgili seri yazının dördüncüsünde dikkatleri bir noktaya çekti. Cemalin Ankara çevrelerinden edindiği izlenime göre terör örgütü PKK ile ulusalcı cephe aynı çizgide buluştu. Amaç, özgürlük ve demokrasi alanının daraltılarak Avrupa Birliği yolunun kesilmesi. Bölücü örgütün en yoğun eylem yaptığı iller arasında yer alan Mersin, bugün bu tezleri destekleyen bir eyleme ev sahipliği yapıyor. Kendilerine Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği (VKGB) diyen bir grup, kentte bayrak yürüyüşü adı altında bir eylem düzenliyor. Söz konusu ulusalcı dernek, her yeri Mersin işgal oldu afişleriyle donatıyor. Bir yanda bölücü örgüt PKKnın bir yanda da ulusalcı VKGBnin Mersini üs seçmesi anlamlı bulunuyor.
Hasan Cemal, PKK ile ulusalcı cephe başlıklı yazısında şiddetin şiddeti doğuracağı bir milliyetçilik yarışının başladığına dikkat çekiyor. Cemal, bir AK Parti kurmayının Bu tırmanış iki taraflı olarak körükleniyor. Bir yanda PKK, öbür yanda ulusalcı cephe denenler. Ya da kızılelma koalisyonu. ifadesini aktarıyor. AK Parti kurmayı, bunun nedenini şöyle anlatıyor: İki taraf da Türkiyenin Avrupa Birliği yolunu kesmenin, AK Parti hükümetini zayıflatmanın peşinde. Cumhurbaşkanı seçimine dönük hesaplar da olabilir bunun içinde. Kriz yoluyla bizi Çankaya konusunda istemediğimiz bazı tercihlere zorlamak gibi. İki taraf da Güneydoğuda yangının büyümesinden yana. Yeniden savaş ortamı, şiddet… Yeniden özgürlük ve demokrasi alanının daraltılması… Yeniden devlet nerede feryatlarıyla Güneydoğuda halkla güvenlik güçlerini karşı karşıya getirmek, çatıştırmak…
Öfkemizi sokağa taşırmayacağız
MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şandır, toplumsal çatışmaya zemin hazırlandığına dikkat çekiyor. Bu noktada ulusalcı denilen gruplara asla katkı vermeyeceklerini belirtiyor. MHPli Enginyurt da Bir tarafta PKK’yı, TİKKO’yu taşeron olarak kullananlar, öbür tarafta ülkücüleri taşeron olarak kullanamayınca ulusalcılık adı altında taşeron örgütler ortaya çıkarıyor. diyor. Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Alişan Satılmış ise Türk milliyetçilerinin çatışmaya taraf olmayacağını vurguluyor. Satılmış, Türk milliyetçilerinin tavrı belli: Sağduyu. Ulusalcılık, milliyetçiliğin sulandırılmış halidir. Biz zaten onların kızılelma koalisyonunu bozduk. diyor.