‘Problemlerin çözümü sivil anayasadan geçiyor’

DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, Anayasayı değiştirip, yargıyı tam bağımsızlığına kavuşturmak için milletten önümüzdeki seçimlerde izin isteyeceklerini söyledi.

Demokrasilerin en temel güvencesinin bağımsız yargı olduğuna dikkat çeken Ağar, “Bağımsız yargının hakim olmadığı bir Türkiye’den bahsetmek mümkün değildir. Türkiye ciddi bir yargı reformu yapmazsa, bir darboğazdır.” dedi.

Yargının siyasallaştırıldığına yönelik itirazların her dönemde ortaya atıldığını, ancak çözüm olarak ortaya ciddi anlamda bir şeyler konulmadığını savunan Ağar, Anayasa değişikliği yapmak suretiyle, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun tam bağımsızlığının sağlanması, yargı mensuplarının sıkıntılarının giderilmesi, kendi iç kontrol mekanizması içinde yargı bağımsızlığının tam sağlanması için herkesin bu çalışmalara omuz vermesi gerektiğine dikkat çekti.

Gelecek seçimlerin en önemli meselelerinden birisinin belki sivil bir anayasa tartışmaları içinde yargı bağımsızlığının sağlanması olacağını kaydeden Ağar, önümüzdeki seçimde bunları değiştirmek için milletten izin isteyeceklerini söyledi. Ağar, “Vatandaşımız akşam yattığında kapısı çalındığında bilecek ki sadece postacı gelmiştir. Bunun dışında kendisini rahatsız edecek hukuk dışı bir şeyin olamayacağını düşünecek bir hukuk sistemini hayata geçirmek hedefimizdir.” diye konuştu

Türkiye’de terörle mücadeleyi suç haline getirmenin ciddi sıkıntıları da beraberinde getireceğinin altını çizen Ağar, meseleleri soğukkanlılıkla karşılayıp, suçun şahsiliği prensibine özen gösterilmesi gerektiğini söyledi. Demokrasiler içinde hiçbir kişinin suç işleme imtiyazına sahip olmadığını hatırlatan Ağar, yargının varsa gereğini yapacağını ancak suç yoksa da kurumları suçlamanın gereği olmadığını kaydetti. Ağar, Türkiye’nin kendi kurumlarının yıpratılmaması için dikkatli olmasını, ancak en özellikli ve ağırlıklı konunun da yargı olduğunun unutulmaması gerektiğine işaret etti.

Ağar, hükümetin her türlü imkanlarını seferber ederek konuyu çözecek tedbirleri alması gerektiğine değinerek, olayın derinlemesine ele alınarak hassasiyeti olan bölgelerde güvenlik tedbirleriyle birlikte, ekonomik, sosyal ve psikolojik tedbirlerinde alınmasına ihtiyaç duyulduğunun önemine değindi.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’in darbe sözlerinin kendisine hatırladıldığını kaydeden Ağar, “Hiçbir sivil siyasetçinin ağzına darbe lafı yakışmaz, ben yakıştıramıyorum. Demokrasinin lügatından böyle bir söz çıkartılmalı. Milletin geleceğine sadece millet karar verecektir. Hiçbir güç karar veremez, veremeyecektir. Bizim siyasette var olmamızın sebebi budur.” şeklinde konuştu.

Türkiye’de darba yapmakla övünenlerin bulunduğunun hatırlatılması üzerine Ağar, Türkiye’nin geçmişe takılarak yaşayamayacağını, Türkiye’nin geçmişten ders alarak yoluna devam edeceğini söyledi. Genel Başkan Ağar, “Bugünün Türkiye’si farklıdır, darbe lafıyla siyaset yapabilen siyasetçi varsa bilemiyorum, böyle bir şey olamaz, kabul etmemiz mümkün değildir. Türkiye’nin demokrasiden başka hiçbir şartı kabul etmemiz mümkün değildir. Bunun yolu da hukuktan geçiyor.” diye sözlerini tamamladı.