Psikiyatrik rahatsizliklarda genetik önem tasiyor

IZMIR - Ege Üniversitesi (EÜ) Tip Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dali ögretim üyesi Prof. Dr. Nuri Dogan Atalay, psikiyatrik rahatsizliklarin genetik kaynakli olabildigini söyledi.

Psikiyatrik rahatsizliklarin bütün toplumlarda görüldügünü belirten Atalay, Türk toplumunda psikiyatri ilaçlarina ve doktorlarina karsi önyargi oldugunu, insanlarin toplumun tepkisinden çekindigi için rahatsizliklarini benimseme ve itiraf etmekte zorlandigini söyledi. Psikiyatrik rahatsizliklardan en yaygin olaninin depresyon oldugunu ifade eden Atalay, günümüzde özellikle orta yas grubu kadinlarda depresyonun daha sik görüldügünü belirterek, “Depresyondaki kisi sosyal iliskilere girmek istemez, kendisini mutsuz hisseder, is hayatinda üretkenligi azalir, yasamdan zevk alma istegi azalir. Bu durumda bir hekime basvurmasi zorunludur. Intihar girisimi, en çok depresif hastalarda görülür. Oysa depresyon kolaylikla düzeltilebilen bir rahatsizliktir, kisi kesinlikle iyilesir. Bazi depresyonlar kendiliginden geçer, bazilari tekrarlayabilir. Bu yüzden iyilesme sürecinden sonra hastaligin tekrarlamasini önlemek için tedaviye asgari 6 ay devam edilmesinde fayda vardir. Depresyona giren kisiye ve yakin çevresine, rahatsizligi ve tedavisi hakkinda bilgi verilmelidir.” dedi.

Antidepresan ilaçlarin kullanim yasi ve dozu oldugunu, körü körüne alinmamasi gerektigini vurgulayan Nuri Dogan Atalay, “Antidepresanlari kullanma sekilleri çok önemlidir. Mesela küçük yasta bir çocuga verilen doz düsük olmalidir ya da benzer ilaçlar, belli bir yastan küçük olanlara verilmez. Antidepresanlarin önemli bir bölümünü kalp hastaligi olanlarin kullanmasi sakincalidir. Bu ilaçlar yesil reçeteyle satilmiyor. Bu yüzden kisiler mutlaka bir hekime basvurarak, ihtiyaç dahilinde bunlari kullanmalidir. Hekim olmayan kisilerden ilaç alip kullanmak büyük bir hatadir.” diye konustu. Antidepresanlarin agri kesici bir yani da olduguna dikkat çeken Prof. Dr. Atalay, migrende, romatizmal hastaliklarda ve uykusuzlukta da kullanilabileceklerini anlatarak, “Antidepresanlara çok olumsuz bakmamak gerekiyor. Çünkü bunlarin agri azaltici ve kesici özellikleri de vardir fakat mesela migreni olan birinin agri kesici diye tek basina antidepresan almasi uygun degildir. Ayrica bedeni hastaligi olan kisiye, bu hastalik psikolojik bir rahatsizlik veriyorsa ve bunun için psikiyatrik destek gerekiyorsa antidepresanlar ek olarak verilebilir.” dedi.

Psikiyatrik rahatsizliklarda kullanilan ilaçlarin beyin hücrelerine zarar vermediginin altini çizen Atalay, “Ilaçlarin beyin hücrelerine zarar vermesi yanlis bir kani ancak agir akil hastaliklari için olan ilaçlarin kalp hastalarinda ve yaslilarda kullanimi sinirli ve dikkatlice olmalidir. Çünkü felç ve kalp krizi gibi yan etkileri vardir. Bu yüzden gerek antidepresan ilaçlarin gerekse agir akil hastaliklarinda kullanilan ilaçlarin dozunu ve kullanim seklini doktorun belirlemesi zorunludur.” seklinde konustu.

Psikiyatri ilaçlarinin çogunun kisiye sakinlik ve uyku verdigini ifade eden Atalay agiz kurulugu, istah artmasi veya azalmasi, kabizlik gibi yan etkileri olusacagini belirterek dikkatli olunmasi gerektigini sözlerine ekledi.