ABD’de ve Kanada’da bu işe ‘gökyüzü reklamcılığı’ deniliyor. Reklam belki üzerinizden uçup geçiyor; ama zihinde bıraktığı etki oldukça fazla.
Reklâm pastasının her geçen gün artması, reklamcıları yeni arayışlara yönlendiriyor. Açık hava reklamları için birbirinden ilginç yollar deneyen girişimciler, gün geçmiyor ki yeni bir alanda karşımıza çıkmasın. Türlü atraksiyonlar denenen açık hava reklamcılığında bugüne kadar, ilan panoları (billboard) ve duvarların yanı sıra otobüs, minibüs, tramvay, metro, zeplin ve balon gibi hareket halinde olan araçlar da kullanmıştı. Şimdilerdeyse Süleyman Doğan isimli girişimci bir pilot, Kanada’da ve ABD’de başarıyla uygulanan ‘gökyüzü reklamcılığı’nı faaliyete geçirdi.
Hemen hepimizin uçaklara olan merakı, çocukluk yıllarına dayanır. Öyle ki gökyüzünde süzülen uçaklara el sallamayanımız yoktur. Ne kadar büyürsek büyüyelim o yıllardan kalma bir alışkanlığımızdır her uçak geçişinde gökyüzüne bakmak. Bu insanî refleksimizi fark eden reklamcılar, uzun bir süredir gökyüzüne de el atmış durumda. Onlar için, havanın uçuşa elverişli olduğu günler, artık reklam için de elverişli.
Evvela, reklamı yapılacak olan firmayla görüşürülerek minimum 40 saat olmak üzere bir uçuş paketi planlanıyor. Anlaşmanın ardından uçağın arkasında taşınılacak olan panonun şeklinde ve modelinde karar kılınıp Kanada’ya sipariş veriliyor. Pano hazırlandıktan sonra tek motor pervaneli Maule MX-7 tipindeki uçağa firmanın amblemi giydiriliyor. Daha sonra, maksimum 10 metreye 30 metre (300 metrekare) ebadında olabilen reklam panosu, uçağın arkasına asılarak şehrin üzerinde saatlerce çok düşük bir hızda ve yerden 200 metre yükseklikte gezdiriliyor. Böylece uçağın arkasında bulunan devasa pano herkes tarafından rahatlıkla görülebiliyor. Gökyüzü reklamının insanlar üzerindeki etkisi oldukça yüksek. ABD’de yapılan bir araştırmada, üzerlerinden 30 dakika önce reklam panosu çekilen insanların yüzde 79’unun neyin reklamının yapıldığını tam olarak hatırladığı ortaya çıkmış.
Gökyüzü reklamcılığını Türkiye’ye getirense reklamcılar değil, Süleyman Doğan isimli girişimci bir pilot. 20 yıllık uçuş deneyimine sahip olan Süleyman Doğan, bir kaç ay önce ‘airmedya’ isimli bir şirket kurmuş. Şirket, Kanada’daki dünyaca ünlü ‘airmedya’nın franchising’i… (Türkiye’deki imtiyaz hakları sahibi) Amaçlarının reklama farklı bir boyut getirmek olduğunu söyleyen Doğan, “Havanın müsait olduğu her gün ortalama 5 saat uçuyoruz. Reklamın ses getirmesi için İstanbul gibi büyük bir şehirde minimum 40 saatlik bir paket programıyla uçmanız gerekir.” diyor. Süleyman Doğan, bu işin sadece İstanbul’la sınırlı olmadığını ve Türkiye’nin her yerinde hizmet verebildiklerini ifade ediyor. Doğan bu reklamın maliyetini ise şöyle açıklıyor: “Ücret işe göre değişkenlik gösteriyor. Maliyeti söylemek biraz zor; çünkü konseptine uygun iş oluşturmak önemli. Ortalama bir fiyat verecek olursam 1000 Euro/saat gibi bir maliyeti var.”
Gökyüzüne ilk reklâm veren firma Çilek Mobilya
Biz Çilek olarak, açık hava reklamcılığında güzel bir başlangıç yaptığımızı düşünüyoruz. Türkiye’de bugüne kadar çok az yapılmış bir açık hava uygulamasına imza atarak kitlesel iletişimde bir ilki oluşturmak istedik. Biz araştırmalarımızda gördük ki bu uygulama, yurt dışında -özelle de ABD’de- çok etkili. Bu uygulama ile hedef kitlemize farklı bir kanaldan ulaşmayı, farkındalık yaratmayı ve marka bilinirliğimizi ile artırmayı hedefledik. İlkbaharda bir sürpriz yapmayı düşünüyoruz. Müşterilerimizden belirleyeceğimiz şanslı kişilere Çilek reklâm uçağımız ile eşsiz bir uçuş deneyimi yaşatmayı planlıyoruz.