CHP'nin başına geçmeden önce başta Doğan medyası olmak üzere birçok kesim tarafından 'Sakin Güç' olarak adlandırılan Kılıçdaroğlu çıldırdı.
Türkiye onu ilk olarak televizyon ekranlarında kendisine sert çıkan rakiplerine karşı sergilediği sakin tutumuyla tanıdı. Kısa süre sonra da Doğan medyası başta olmak üzere, birçok kesim tarafından 'Sakin Güç' ilan edildi.
Siyaset sahnesine ilk çıktığı günlerde Gandi bile kendisini "Kızmayan, eleştirileri sabırla dinleyen, ondan sonra kararlı bir iradeyle sorunlara kilitlenip o sorunları çözen, sakin güç" olarak tanımladı. Ancak CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, son dönemlerde girdiği polemikler, yaptığı sert çıkışlar ve hatta hakaretleriyle Türk siyasetinin 'işte lider dediğin böyle olur' kategorisine girmeyi başardı.
TARTIŞMA PROGRAMLARIYLA BAŞLADI
Kılıçdaroğlu'nu, CHP Genel Başkanlığı'na götüren yol, ilk olarak televizyondaki ikili düellolarla açıldı. Başta Melih Gökçek olmak üzere bazı AKP'lileri canlı yayında sakinliğiyle adeta çıldırttı.
Eşi Selvi Hanım, verdiği bir röportajda "İyidir, hoştur ve sakindir. Hatta fazla sakin Kemal . Hiçbir zaman sesini yükselterek konuşmaz, bağırıp çağırmaz. Ağız tadıyla kavga bile edemezsiniz. Bu kadar sakin olması, bazen beni gerçekten çileden çıkarıyor." diyerek, Kılıçdaroğlu'nun 'Sakin Gücü'ne dikkat çekmişti. Gerçekten de eşinin söylediği gibi çıldırtan bir sakinliği vardı Kılıçdaroğlu'nun.
İLK DARBE RECEP BEY'DEN!
Kılıçdaroğlu, bu sakinliğinin ödülü olarak, biraz Doğan medyasının biraz da Baykal kasedinin yardımıyla aday olmayacağını açıklamasına rağmen Genel Başkanlığa aday oldu ve Kurultayda Genel Başkan seçildi. Kılıçdaroğlu'nu kongre salonuna girişi sırasında 'Sakin Güç Kılıçdaroğlu' anonsu ve her yere asılan aynı sözlerin yazılı olduğu pankartlar karşıladı.
Halk ve Türk siyaseti ilk kez kavga etmeyen, uzlaşmacı, yapılan sataşmalara dahi sakince cevap veren bir politikacıya kavuştuğunu sanıyordu.
Hatta Kılıçdaroğlu'nun Facebook'taki kişisel sayfasının adı dahi 'Sakin Güç Kılıçdaroğlu' konulmuştu.
Ancak Doğan Grubu'nun topluma aşılamaya çalıştığı 'Sakin Adam' imajı Genel Başkan seçildiği Kurultayda yaptığı ilk konuşmasında sekteye uğradı. Kongredeki konuşmasında, siyaset literatürüne kazandırdığı ve Başbakan Erdoğan'a taktığı Recep Bey tanımlaması, kavgacı ve hırçın parti lideri olacağının ilk adımı oldu.
Gazeteci-Yazar Oral çalışlar'ın Kurultay'ın ertesi gün köşesinde yazdığı, "Recep bey' diyerek başladığı cümleler, yeni bir lider için hırçın sayılacak bir üslubu içinde barındırıyor. Sakin olarak bilinen Kılıçdaroğlu'nun 'lider olunca böyle sert konuşulur' gibi bir karara vardığını, ya da birilerinin kendisini bu yönde ikna ettiğini varsayabiliriz." şeklindeki öngörüsü, ilerleyen aylarda 'Sakin Güc'ün yerini 'Asabi Güc'ün alacağını doğrular gibiydi.
DOĞAN MEDYASI GAZLADI!
Doğan Grubu'nun Kılıçdaroğlu konusunda toplumu en çok gazlayan yazarlarından Yalçın Doğan, kongreden bir gün önceki "Rakiplerini kıskandıracak kadar sakin" başlığıyla kaleme aldığı yazıda "Evet, artık Kılıçdaroğlu aday. Dün CHP Genel Merkezine bakıyorum, insanlar akın akın. Parti dediğin böyle olur. Daha sonra Kemal Kılıçdaroğlu ile bir araya geliyoruz. İşte, bizden biri. Değişimi vurgulayan sosyal demokrat dediğin lider böyle olur. Tam sakin güç. Bugün kurultay önüne çıkacak ve belki ilk seçimde Türkiye'nin kaderini değiştirmeye talip olacak kişi, sanki o değil. Başta, Tayyip Erdoğan, rakiplerini çıldırtacak kadar sakin ve kendinden emin." diyordu.
Ancak Kılıçdaroğlu'nun 'Recep Bey' diyerek başlayan ve giderek yükselen ses tonu, Doğan medyasının gazını bir anda aldı.
GİTTİ SAKİN GÜÇ, GELDİ ASABİ GÜÇ!
Bürokratlıktan gelme Sakin Güç Kılıçdaroğlu, Genel Başkan olmasının ardından parti grubu, mitingler ve televizyon programları derken siyasete iyice ısındı. Siyasete ısındıkça buna paralel olarak üslubu da sertleşti. Kılıçdaroğlu, seçildikten aylar sonra ettiği kavgalar, girdiği polemikler ve gittikçe sertleşen üslubuyla tam bir parti lideri (!) oldu.
"HALK BÖYLE İSTİYOR"
Sakin Güc'ün, yerini asabi adama bırakması, kendisine destek veren bir çok yazarı ve hatta vatandaşları bile şaşırttı. Kılıçdaroğlu'ndaki bu değişikliği ise ilk kez Fatih Altaylı canlı yayında yine Kılıçdaroğlu'na sordu.
Altaylı'nın "Sizi sakin bir güç olarak görüyoruz siyasetin içinde. Ama o günler biraz eskide kaldı sanki. Niye o sakin güç gitti, biraz kızgın bir güç geldi?" sorusuna Kılıçdaroğlu'nun cevabı oldukçaçarpıcı oldu;
"Miting alanında kitleye hitap ederken farklı bir üslup kullanmak gerekiyor. Heyecanlamanıza televizyonda gerek yoktur, ama miting alanında daha şiddetli,daha sert olmak gerekiyor."
Kılıçdaroğlu, bu cevabıyla, 'Sakin Güc'ün de 'Asabi Güc'ün de birer imaj çalışması olduğunu net bir şekilde ortaya koydu.
ANAYASA MAHKEMESİYLE KAVGA ETTİ
Kılıçdaroğlu 19 Ekim'deki CHP grup toplantısında yaptığı konuşmada, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'a hakarete varan cümleler kurdu. "Sayın Haşim Kılıç, hukuk fakültesinde bile okumadın. Senin hukuk dersine ihtiyacımız yok. Sayın Kılıç, öyle anlaşılıyor ki hukukun haliç bölümünde yaşıyor, kokulara alıştı" diyen Kılıçdaroğlu, eleştirilerini hakaret boyutuna taşıdı ve "Hukuk; ahlaktır. Ahlakın olmadığı yerde hukuk olmaz, konuşanların da ahlaktan nasip alması lazım" diyerek Haşim Kılıç'a ahlaksız yakıştırması yaptı.
Haşim Kılıç'ın buna tepkisi ise sert oldu ve "Bu görevi yerine getirirken vicdanımı ve ahlak anlayışımı sorgulama pervasızlığını göstermek, hiç kimsenin haddine değildir. Katılıyorum, ahlak sadece hukukçulara değil, siyasetçi de dahil herkes için gereklidir" diyerek, 'Sakin Güc'ü eleştirdi.
Bu sert tartışma, Sakin Güç'ün yargıyla kavgası olarak arşivlerdeki yerini aldı.
EMEKLİLERE ÇATTI
Kılıçdaroğlu'nun sert uslubundan nasibini alan diğer kesim ise emekliler oldu. Aydın Belediyesi Meclis Salonu'nda gerçekleştirilen toplantıda, CHP'li Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulunurken, emeklilere hitaben herkesi hayrete düşüren şu sözleri söyledi;
"Türkiye'de 9 milyon emekli var. Aileleri ile birlikte sayılarının 15-16 milyona ulaşıyor. İsteseler bir partiyi tek başına iktidar yaparlar. 9 milyon emekli hem ağlıyor hem de seçim zamanı gelince koşa koşa oyunu AKP'ye veriyor. Ben bu akıl tutulmasını hala çözmüş değilim. Bu demokrasi değildir. Kendi hakkına sahip çıkamayan, ülkesine sahip çıkamaz" diyen Kılıçdaroğlu, hızını alamayarak, önümüzdeki seçimlerde iki elinin emeklilerin yakasında olacağını kaydetti.
ERDOĞAN'A "OYNAK, ONURSUZ, OMURGASIZ, DANSÖZ" DEDİ
Başbakan Erdoğan'ın sert uslubuna Türkiye alışmıştı. Ancak Sakin Güç (!) Kılıçdaroğlu'nun Başbakan Erdoğan'a aynı üslupla karşılık vermesi, hatta bazen kullandığı kelimelerle seviye yarışında son düzlükte öne çıkması herkesi şaşırttı.
Kılıçdaroğlu'nun Başbakan Erdoğan için kullandığı tanımlamalar ve 'Sakin Gücü'nü yok eden açıklamalarından bazıları şöyle;
ERDOĞAN'I DANSÖZ YAPTI!
Sabah gazetesi karikatüristi Memecan'ın dansözlü karikatürü CHP'lileri oldukça kızdırmış ve çok sert açıklamalar yapmışlardı. Ancak atlanılan bir nokta vardı, o da Sakin Güç Kılıçdaroğlu (!) çok daha önce Başbakan Erdoğan'ı dansöz yapmıştı.
Kılıçdaroğlu; dokunulmazlıklarla ilgili bir tartışmada, Erdoğan'a; "4 Kasım 2001'de 'ilk birinci yılda bu konuyu düşünmüyoruz' diyor. Kıvırmaya bak, kimse böyle kıvırtamaz. Allah aşkına, bu kıvrıla kıvrıla ne olacak" diyerek, dansöz yakıştırması yapmıştı.
'ÖNCE AĞZINI TEMİZLE"
Kılıçdaroğlu, CHP'yi eleştiren Başbakan Erdoğan'a Grup toplantısında yaptığı bir konuşmada; "Bizim partimizden söz ediyorlar. CHP'den Sayın Başbakan'ın söz etmesi için önce ağzını temizlemesi lazım." şeklinde cevap verdi.
'OYNAK RECEP'
Erdoğan'ın Kılıçdaroğlu'na 'Kaynak' diye hitap ettiği konuşmasına Kılıçdaroğlu'nun cevabı daha ağır oldu; "Başbakan bana kaynak demiş. Ben bu Ülkenin kaynağıyım, çimentosuyum, bu ülkenin kaynağı çimentosu olacağız. Onu söyleyenlere Oynak Recep denir."
"ERDOĞAN AĞZINDAN KÖPÜKLER SAÇIYOR"
Bir başka polemikte ise Erdoğan'ın uslubunu eleştiren Kılıçdaroğlu'nun uslubu Erdoğan'ı aratmadı; "Başbakan kendi kendisine konuşur, bağırır çağırır, ağzından köpükler saçar, normaldir, Recep Bey için normaldir. Daha önce niye söyledim ben mutlaka bir doktora görünmesi gerektiğini, bunlar için söyledim.''
ERDOĞAN'A 'ONURSUZ' DEDİ
Kılıçdaroğlu yine bir konuşmasında, kendisine 'Yatacak yerin yok' diyen Erdoğan'a "Sayın Başbakan asıl senin yatacak yerin yok" diye seslendi ve devamında Sakin Gücü kavramını yerle bir etti; "O insanların alın terini sömürenlerin yatacak yeri var. Neresi? AKP'nin koynu. AKP'nin kucağında yatıyorlar. Onların koruması altındalar. İşin garip tarafı bütün bu kepazeliğin üstüne AKP'li belediyeler bunlara ihale veriyor. İnsanda biraz utanma olur. İnsanda biraz onur olur."
"SANA OMURGASIZ DERLER"
Bir konuşmasında Erdoğan'ı sert dille eleştiren Kılıçdaroğlu, asabilikte zirveye ulaştı ve Erdoğan'a omurgasız dedi. "Sayın Başbakan bildiğini okuyor. Kim samimi kim dürüst kim omurgalı? Eğer verdiğin sözün arkasında durmuyorsa Sayın Başbakan sana omurgasız derler" diyen Sakin Güç, cümlesinin sonunda ancak sakinleşebildi ve ekledi; 'Kusura bakma…' (!)
"SEN ZATEN OMURGASIZSIN"
Erdoğan'ın 22 Eylül 2005 tarihinde Ofer'i tanımadığını belirten açıklamasına Kılıçdaroğlu, yine 'omurgasız' diyerek şöyle cevap verdi; "Aynı gün akşam katıldığı bir televizyon programında Ofer'le Davos'ta bir sefer görüştüm. Oysa hepimiz biliyoruz ki sen Bilkent Otel'de mutfak kapısından Ofer'i alıp görüştün. Sen kimin samimiyetini sorguluyorsun. Sen kimin ahlakını sorguluyorsun, sen kimin omurgasını sorguluyorsun, senin sorgulama hakkında yok, yetkin de yok, sen zaten omurgasızsın."
CHP Genel Başkanı, "Bu insan kalkmış bize demokrasi dersi veriyor. Ağrıma giden bu. Kimsin, sözünün arkasında durmayan, dün söylediğini 24 saat geçmeden yalanlayan, omurgası olmayan, kararlılığı olmayan bir insan bu ülkeye Başbakanlık yapabilir mi" diye sordu.
'BENİ HİÇBİR ŞEY DELİRTEMEZ' DEDİ AMA…
Bu gelişmelerin ardından Kılıçdaroğlu'nu 'Sakin Güç' yapanlar dahi artık bu düşüncelerini revize ederken, Genel Başkanlığı'nın ilk günlerinde Ayşe Arman bir röportajında 'Sakin Güc'e şöyle soruyordu; "Sakin güç" Mitterrand´ın sloganıydı. Demediniz mi "Benim kendim için kullanmam uygun düşmez… "
Soruya Kılıçdaroğlu'nun cevabı ise "Niye? Ben de öyleyim. Kızmayan, eleştirileri sabırla dinleyen, ondan sonra kararlı bir iradeyle sorunlara kilitlenip o sorunları çözen… " şeklinde olmuştu.
Ayşe Arman'ın peşinden sorduğu 'Sizi ne delirtir hayatta?" sorusuna ise Sakin Güc'ün cevabnı net oldu; "Valla, hayatta hiçbir şey delirtemez. O konuda emin olabilirsiniz."
Kılıçdaroğlu 'Emin olabilirsiniz' diyerek son noktayı o zamanlar koydu ancak, aradan geçen aylar ve bu yaşananların ardından o zamanlar emin olanlara şimdi tekrar soralım;
'Emin misiniz?'
ROTAHABER