GÜVENLİK KAMERASI KAYITLARI SİLİNDİ
Katliamdan kaçarken balkondan düşüp yaralanan Emre Günaydın’ın tedavi gördüğü hastanedeki güvenlik kayıtlarının silindiği ortaya çıktı. Günaydın tedavi gördüğü süre içerisinde kiminle görüştüğü kayıt altına alınmak isteniyordu.
Savcılık, hastaneye 27 Nisan 2007 tarihli gönderdiği yazıda Jandarma Üsteğmeni H.İ. ve Terörle Mücadele’de görevli polislere kolaylık sağlanmasını istedi. Yazıda görüntü ile beraber ses kaydı yapılmasına imkan verecek bir sistem yerleştirileceği belirtildi.
Emniyet ve hastaneden savcılığa gönderilen yazılarda Emre Günaydın için yerleştirilen güvenlik kamerası kayıtlarının silindiği ortaya çıktı.
ADI HEM DOSYADA HEM SORUŞTURMADA GÖREVLİ
Dava dosyasında adı geçen Jandarma Üsteğmen olayın soruşturulmasında görevlendirildi.
Eylül ayında Malatya Savcılığı’na gönderilen ihbar mektubunda alay komutanı M.Ü.’nün telkini ile Jandarma Üsteğmen H.İ.’nin Günaydın’ı öğretim üyesi R.B. ile temasa geçirdiği iddia ediliyor. R.B.’nin ise Günaydın’ı azmettirdiği öne sürülüyordu.
Jandarma Üsteğmen H.İ. silinen hastane kayıtları için güvenlik kamerası sistemlerini yerleştirilmesi için görevlendirilmişti. Malatya Savcılığı kendisine ulaştırılan ihbar mektubunu askeri savcılığa iletti.
KATLİAM İÇİN TALİMAT MI GELDİ?
Tutuklu sanık Salih Gürler, Emre Günaydın’ın birileri tarafından kollanıp yönlendirildiğin anlattı. Gürler, cezaevi müdürünün odasında verdiği ek ifadede şunları söyledi:
Emre, kız arkadaşı Didem'in yanında bir kişiyi görünce bıçakla yaraladı. Ardından telefonla arayıp 'yurtta buluşalım' dedi. Cuma Özdemir, Hamit Çeker ve ben, Emre ile yurtta buluştuk.. Hamit'in üstü müsait olmadığı için Cuma, ben ve Emre, Sümer Karakolu'na gittik. Emre karakola girdi. Biz yolun karşısında durduk. Kapıda bir polisle görüştü. Çıkışta bize 'dosya kapandı adam beni tanımıyormuş' dedi. Kendisinin polis müdürleri, amirleri ile oturup kalktığını, bunların arkadaşı olduğunu söylüyordu. Bir kısmı bize hava atar gibiydi. Ama bu bıçaklama olayında karakolda Emre'ye bir şey yapılmadığını görünce sanki söyledikleri doğru gibi diye düşündüm.
Emre '20 Nisan'daki eylem 19 Nisan'a alındı' dedi. Kendisi de bize 'Aldım' demedi. 'Alındı' dedi. Bu konuşma benim dikkatimi çekmişti. Emre yurtta kaldığı zamanlarda ceplerinde 300 ila 350 YTL paralar görüyordum.
Kendisine 'baban sana 100 YTL harçlık veriyor. Bunlar nereden çıkıyor' diye sorduğumda bana 'gasp ediyorum' diyerek ayrıntı anlatmıyordu
SAVCI İLE SANIK ARASINDA MESAJLAŞMA
Katliamın sanıklarından Abuzer Yıldırım’a, ise Kartal Cumhuriyet Savcısı’nın iki kez karşılıklı SMS attığı ortaya çıktı. Savcı R.H.B. hakkında soruşturma başlatıldı. Savcı telefonun kendisine ait olduğunu kabul ederken “Yıldırım’ı tanımam” dedi.
ÖZEL HAREKATTAN BİR KADIN MESAJ ATMIŞ
Dava dosyasında Özel Harekat Daire Başkanlığı’nda görevli C.K.B. isimli kadının kayıtları da dikkat çekti. Bu telefon numarasını arayan Hürriyet muhabiri, astsubay olduğunu ve bu konuyla hiçbir alakası olmadığını anlatan "B." adlı kişiye ulaştı. "B." Hürriyet’e, şunları söyledi: "Bu telefon kız kardeşim adına kayıtlı ama ben kullanıyorum. Sanık Abuzer Yıldırım’ı tanımıyoruz. Eşim Malatyalı, ayrıyız boşanma sürecindeyim. Eşimin sınıf arkadaşı olduğunu ve Abuzer Yıldırım’la konuşmuş olabileceğini tahmin ediyorum."
SİYASİ BİR İSİM DE TELEFON KAYITLARINDA
Davanın bir numaralı sanığı Emre Günaydın’ın ise Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hakkında "takipsizlik" kararı verdiği Malatya İl Genel Meclisi’nin MHP’li üyesi R.P ile 15 Mart-12 Nisan 2007 arasında 18 kez mesajlaştığı ve görüştüğü de belirlenmişti. Malatya’daki MHP kaynakları, "Bu telefon R.P adına kayıtlı. Ama bu telefonu RP değil, kızı kullanıyor. Günaydın ile kızı konuşmuş olabilir" bilgisini verdiler.