SU, YAŞAMIN TEMELİ
Su, yaşamın vazgeçilmez bir unsuru olarak karşımıza çıkıyor. Çeşitli uluslararası kılavuzlar, kadınların günde yaklaşık iki litre, erkeklerin ise iki buçuk litre civarında su tüketmelerini öneriyor. Ancak bilim insanları, su ihtiyacımızın birçok faktöre bağlı olduğunu ifade ediyor. Yeterli su alımının olmaması sıvı kaybına yol açabilirken, aşırı su tüketimi de ölümcül sonuçlar doğurabiliyor.
SU TÜKETİMİNİN ÖNEMİ
Vücut ağırlığımızın yüzde 60’ını su oluşturuyor. Su, hücrelerimizde, organlarımızda, kanımızda ve vücudumuzun farklı noktalarında bulunuyor. İskoçya’daki Stirling Üniversitesi’nden su tüketimi uzmanı Dr. Didia Rodriguez-Sanchez, “Su bir besleyici madde” diyor. “Proteinlere, vitaminlere, karbonhidratlara ve lifli beslenmeye odaklanıyoruz ama suyu yaşamımızın önemli bir besleyici maddesi olarak düşünmüyoruz.” Harvard Tıp Fakültesi, suyun birçok hayati işlevi olduğunu belirtiyor. Vücudumuz, terleme, idrar yapma ve soluk alıp verme ile sürekli olarak su kaybediyor. Bu kaybı telafi etmek için sıvı dengesini sağlamak gerekiyor ve bu sürece su dengesi deniyor. Vücut, aldığından daha fazla su kaybederse dehidrasyon meydana geliyor; bu durum da ciddi sağlık problemlerine yol açabiliyor.
DEHİDRASYONUN BELİRTİLERİ
Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre ağır dehidrasyon vakaları, kafa karışıklığı, hızlı nabız ve organ yetmezliğine neden olabiliyor. Öte yandan aşırı su tüketimi de sorun yaratabiliyor. Hızlı bir şekilde çok fazla su içmek, su zehirlenmesi olarak bilinen hiponatremiye yol açabiliyor. Bu durum, vücuttaki sodyum seviyesinin tehlikeli seviyelere düşmesine ve hücrelerin şişmesine neden oluyor. Johanna Perry’nin başına gelen olay da bu durumu gözler önüne seriyor. Londra Maratonu için antrenman yaparken aşırı su tüketimi sonucu üç gün yoğun bakımda kalmak zorunda kaldı. Johanna, “O kadar çok su içmiştim ki, vücudumun işlemesi için gereken tüm tuzları ve besleyici maddeleri silip süpürmüştüm” şeklinde ifade ediyor.
SU İHTİYACINI BELİRLEYEN FAKTÖRLER
Sıvılar hızla kana karışıyor ve fazla su böbrekler tarafından filtre ediliyor; ancak böbreklerimiz saatte sadece bir litre kadar su işleyebiliyor. Birçok sağlık kuruluşu, sağlıklı kalmak adına günde altı ile sekiz bardak su tüketimini öneriyor. Avrupa Gıda Güvenliği Kurumu, kadınlar için günlük iki litre, erkekler için ise iki buçuk litre su içilmesini öneriyor. Bu miktara tüm gıdalardan alınan su da dahil; çünkü çoğu gıda, meyve, sebze ve kuruyemişlerde su barındırıyor. Örneğin, karpuzun büyük bir kısmı sudan oluşuyor. Ancak bu öneriler her birey için geçerli olmayabilir. İskoçya’daki Aberdeen Üniversitesi’nden Profesör John Speakman, “20 ila 60 yaş arasındaki erkekler büyük ihtimalle günde 1,8 litre suya ihtiyaç duyuyor” diyor. Kadınlar için bu gereksinim 1,5 ila 1,6 litre arasında değişiyor. 85 yaşından sonra ise bu miktar günde sadece bir litreye düşebiliyor.
Vücut ağırlığı, fiziksel aktivite düzeyi, yaş, cinsiyet ve çevresel faktörler de su ihtiyacını etkiliyor. Prof. Speakman, “Ne kadar suya ihtiyaç duyduğunuzu en çok etkileyen şey, ne kadar büyük olduğunuz” diyor. Ayrıca, sıcak ve nemli ortamlarda yaşayanların su ihtiyaçları, soğuk ve kuru yerlerde yaşayanlara oranla daha fazla oluyor. Susamak, vücudun daha fazla suya ihtiyacı olduğunun doğal bir işareti. İdrar rengi, su dengesini kontrol etmek için iyi bir gösterge sunuyor. Açık sarı renk, yeterli su alındığını gösterirken, koyu renk dehidrasyon belirtisi olabiliyor. Bulantı ve ishal durumunda daha fazla sıvı alımı gerektiği de vurgulanıyor.