Engin, kime yazıldığı belli olmayan notunda, "Ben hiçbir zaman mutluluğun insanı olmadım(…) Yalvarırım, ecel gelmeden dön" dedi.
Engin, 15 yaşındayken babası Avni Taşkaya'yı trafik kazasında kaybetti. 3 Ocak'ta arkadaşını almak için gittiği dershanenin önündeki patlamada başından ağır yaralandı ve babasının hayata veda ettiği Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nin yoğun bakım ünitesinde aynı kaderi paylaştı. Çocuk yaşta annesi ve 7 kardeşiyle öksüz kalan Engin, evin kirasını karşılamak için lise yıllarında hem inşaatlarda çalıştı hem okudu.
FOTO:CİHAN
Babasını kaybetmenin verdiği üzüntüyü yüreğinde taşıyan Engin'in tek hedefi doktor olmak ve şifa dağıtmaktı. Çevresine, "Doktor olacağım. Kimsenin ölmesine izin vermeyeceğim" diyen Engin, geçen yıl ÖSS'de başarılı oldu. Puanı istediği bölüme yetmeyince hiçbir okula kayıt yaptırmadı. Daha yüksek puan alabilmek için dershaneye gitmeye karar verdi, ancak parası yoktu. Bu nedenle Gümüşhane ve Ağrı'daki TOKİ inşaatlarında işçi olarak çalıştı. Hayaline ulaşmak için var gücüyle derslerine çalışan Engin, hain saldırıda can verdi.
Engin'in cüzdanında bulunan bir kâğıda müsvette olarak karaladığı notta, "Yalvarırım, ecel gelmeden dön!" başlıklı çağrısı dikkat çekti. Engin'in "Ben hiçbir zaman mutluluğun insanı olmadım. Huzuru hep göz yaşlarımın arkasında aradım. Darbelerin bitmediği yerde ben vardım.
Yalnızlığa kovulduğum, uçurumlara atıldığım yıllarım mezar oldu. Dönersin diye hep kendimi avuttum. Özledim seni, senle olan her şeyi, yalvarırım, ecel gelmeden dön!" çağrısını kime yaptığı anlaşılamadı.
Notunda, babasına duyduğu ihtiyacı mı, yoksa kız arkadaşı için umutsuz bir çağrıyı mı dile getirdiği açık olmayan Engin, kısacık hayatının en önemli sırrıyla son yolculuğuna çıktı.