MAHMUD HALİL’İN DURUMU VE MAHKEME SÜRECİ
Trump yönetiminin sınır dışı etme girişiminde bulunduğu Filistinli aktivist Mahmud Halil, 12 Mart Çarşamba günü New York’taki duruşmaya götürülmedi. Duruşmada sadece avukatları hazır bulundu ve karar çıkmadı. Manhattan’daki mahkeme salonunun önünde yüzlerce kişi, Halil’in tutuklanmasına tepki göstermek için toplandı. Halil, 2024 yılında Gazze’deki savaş ve ABD’nin İsrail’e verdiği destek nedeniyle Columbia Üniversitesi’nde katıldığı protestoyla dikkat çekmişti. 8 Mart tarihinde New York’taki evinden alınarak önce New Jersey’de bir gözaltı merkezine ardından Louisiana’ya nakledildi.
ABD BAŞKANI TRUMP’IN AÇIKLAMALARI
“Hamas’a sempati duyduklarını” belirttiği üniversite protestocularına karşı çok sert önlemler almak için söz veren Donald Trump, Halil’in tutuklanmasının, “gelecek birçok tutuklamanın” başlangıcı olabileceğini ifade etti. Halil, ABD’de daimî oturum hakkı sağlayan yeşil karta sahipti. Ancak avukatları, tutuklanması sırasında bu yeşil kartın iptal olduğunu öne sürdü. Filistinli bir aileden gelen Halil’in sekiz aylık hamile olan eşi ise bir ABD vatandaşıdır. Halil’in sınır dışı edilme girişimini ise federal yargıç Jesse Furman durdurdu.
EYLEMCİLERİN İFADESİ VE HUKUKSAL SÜREÇ
ABD’li sivil hak savunucuları, hukukçular ve bazı Yahudi gruplar, Halil’in sınır dışı edilmesinin Amerikan hukukunun usulüne uygun yargılanma hakkını ihlal edeceğini ve ifade özgürlüğüne bir saldırı olacağını aktarıyor. 12 Mart Çarşamba günü konuşan Dışişleri Bakanı Marco Rubio, ABD’nin vize ve yeşil kart sahiplerini “herhangi bir nedenden” sınır dışı edebileceğini belirtti. Yargıç, savcıların mahkemenin New Jersey ya da Louisiana’da yapılmasına dair gerekçelerini sunmalarını istedi. Halil’in avukatları, müvekkilleriyle gözaltına alındığından beri resmi olarak telefonla görüşemediklerini bildiriyor. Yargıç Furman, savcılara telefon erişimi sağlamaları talimatını vererek, “kamu yararı” gerekçesiyle davanın belgelerinin kamuya açılmasına hükmetti.
HAK SAHİBİ OLARAK GÖZALTINA ALINMA SÜRECİ
Halil’in eşi, avukatları aracılığıyla, kocasının gözaltına alınma sürecinin detaylarını paylaştı. 8 Mart akşamı evlerine dönmelerinin ardından göçmenlik bürosu görevlileriyle karşılaştıklarını aktardı. Yetkililerin gözaltı emrinin veya sebebinin sunulmadığını, çiftin avukatlarıyla görüşmelerinin kesildiğini ifade etti. Halil’in kelepçelenerek, üzerinde hiçbir işaret bulunmayan bir araca zorla bindirildiği bilgisi paylaşıldı. Ayrıca İçişleri Bakanlığı, gözaltının Trump’ın antisemitizmi yasaklayan yürütme emri çerçevesinde gerçekleştiğini bildirirken, Halil’i “Hamas’la bağlantılı faaliyetlere” öncülük etmekle itham etti ancak bu iddia ile ilgili ayrıntı sunmadı.
PROTESTOLAR VE TOPLUMSAL REAKSİYON
Halil, Columbia Üniversitesi’ndeki öğrenci protestolarında yalnızca bir sözcü ve arabulucu rolü üstlendiğini savunuyor. Columbia Üniversitesi, Gazze’de savaş başladıktan sonra büyük öğrenci protestolarına ev sahipliği yapan tek kampüs olarak öne çıkıyor. Bazı insanlar, Trump yönetiminin ABD vatandaşı olmayan protestocuları hedef alarak potansiyel muhalifleri susturmaya çalıştığını düşünüyor. Action Network’teki bir dilekçeye göre Halil’in “derhal serbest bırakılmasını” talep eden 2,4 milyon kişi bu dilekçeyi imzaladı. Trump, 10 Mart’ta sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, “Columbia ve ülke genelindeki diğer üniversitelerde terör yanlısı, Yahudi karşıtı, Amerikan karşıtı faaliyetlerde bulunan daha fazla öğrenci olduğunu biliyoruz ve Trump yönetimi buna müsamaha göstermeyecek… Bu terör sempatizanlarını bulacağız, tutuklayacağız ve ülkemizden sınır dışı edeceğiz – bir daha asla geri dönmeyecekler,” ifadesini kullandı. Halil’in eşi, kocasının gözaltından önce çevrimiçi saldırılara maruz kaldığını ve “güvenliği konusunda endişelendiğini” dile getirerek yasal destek için Columbia Üniversitesi’ne başvurduğunu belirtti.