Hülya Inisin sahneye uyarladigi, yönetmenligini ve dekorunu Baris Erdenkin yaptigi, kostümlerini ise Çolpan Ilhanin hazirladigi eser; müzik ve dans esliginde degisik anlatimi ve farkli rejisiyle ilk defa tiyatro sahnesinde boy gösterecek. 18 kisilik oyuncu kadrosuyla perde açacak oyunda, Asyayi Ipek Tuzcuoglu, Ilyasi Kerem Alisik, Cemsiti Bahtiyar ismiyle Menderes Samancilar oynuyor. Diger rolleri aralarinda Gülsen Tuncer, Zuhal Topal, Metin Büktel, Muharrem Özcanin da bulundugu Sadri Alisik Kültür Merkezi oyunculari paylasiyor.
Atif Yilmaz tarafindan 28 yil önce sinemaya uyarlanan Selvi Boylum Al Yazmalimin film olarak Türk seyircisi üzerinde olusturdugu etkinin, teatral imkanlarla farkli bir derinlik kazanacagini düsünüyor oyuncular. Seyircinin içi bosalmaya yüz tutmus ask, emek, fedakârlik, sagduyu gibi kavramlari tiyatro estetiginin degerleri içinde bire bir solumasini hedefleyen ekip; isik, müzik ve dekorun sahne üzerindeki oyuncu devinimi ile paralellik kurmasina da özellikle önem vermis. Izleyiciyi, bir portrenin karsisinda degil de bir hareketin içinde oldugunu görerek ve karakterlerin yasadigi duygularla tanismanin büyüsünü tadarak edilgin degil, aktif bir iki saat geçirmeye çagiriyor oyun. Eserin çikis noktasi, oyuncularin üstüne basa basa söyledikleri gibi film degil, roman. Filmi düsünmemek, karsilastirma yapmamak mümkün görünmese; hatta kostümler, özellikle Ispanyol paçali pantolonlar dogrudan filmi izliyormus etkisi yapsa da oyunun akisi göz önüne alindiginda aslolanin kitap oldugu anlasiliyor. Örnegin, Ilyasin Asyayi gönül rizasiyla kaçirdigi sahne, filmdeki gibi kapi çalarak degil, kina gecesi esnasinda silah sesleri arasinda gerçeklesiyor. Bazi repliklerin iç ses seklinde duyulmasi, özellikle Asyanin Sevgi neydi? Mutluluk neydi? Sevgi iyilikti, dostluktu, emekti. seklindeki iç sorgulamalarinin tadi ayni.
Daha perdeler açilmadan polemik konusu olan oyun; Kadir Inanir, Türkan Soray ve Ahmet Mekin ile yönetmen Atif Yilmaz ve yazar Cengiz Aytmatovun manevi, Kültür Bakanliginin da 35 bin YTLlik maddi destegiyle çikiyor görücü karsisina. Oyunun daha proje asamasinda elestirilere maruz kalmasini yadirgayan Kerem Alisik, Bizim çikis noktamiz roman; hikâye filme de uyarlandi ve Türk toplumuna mal oldu. Görsel begeninin arkasinda kaliriz, kaygimiz tabii ki var; ama bir rekabet söz konusu bile degil. diyerek filmle karsilastirmaya gidilmesinin yanlis olacagini vurguluyor. Sinema diliyle tiyatro dilinin ayri oldugunu söyleyen oyuncu Ipek Tuzcuoglu ise yogun duygulari verebilmek için çok çalistiklarini dile getiriyor. Ikilinin ideal finali filmdekinden farkli. Her ikisi de Asyanin tersine güvendikleri kisi yerine âsik olduklari kisinin pesinden gideceklerini, asktan vazgeçemeyeceklerini söylüyor. Film çekildiginde Ahmet Mekinin bu karakterini ben oynamak istemistim açikçasi. diyerek söze baslayan Menderes Samancilar ise, Kiskanmistim onu, kismet tiyatrosunaymis. Ilk tiyatro deneyimim olacak. Uykularim kaçiyor; ama basaracagimiza inaniyorum. diyerek gösterdikleri çabaya ve özene dikkat çekiyor. Oyunun yönetmeni Baris Erdenk, Sahne diline uyarlamak için romanla bir hayli ugrastik. Filmin senaryosuna sadik kalmayacagiz. Oyunu izleyeceklerin tamamina yakini filmde kendilerinden bir seyler bulup çok etkilenmis insanlar olacak. Bu nedenle filmden ne kadar uzaklasirsak o kadar basarili oluruz. diyerek uyariyor meraklilari. Son sahnede herkesi gözyasina bogan Birakip gider mi?, Benimle gelir mi?, Nasil giderim, Emek mi, sevgi mi? iç seslerine verilen cevabin, oyunda da emek olup olmayacagi 11 Kasimdan itibaren ögrenilebilecek.