Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı’nın yayınladığı ‘görünüm’ adlı aylık bültenin Aralık sayısında yer alan habere göre ülke nüfusunun son 20 yılda büyük bir değişim gösterdiği vurgulanıyor.
1950’li yıllarda kadın başına düşen doğurganlık düzeyinin 6.6’dan 4.1’e gerilediği aktarılan bültende, ülkede toplam doğurganlık oranının son 25 yıl içinde sürekli azaldı.
Doğurganlığın azalması eğilimin, beraberinde ailelerin çocuk sahibi olma konusunda daha planlı hareket etmelerini gerektirdiğine dikkat çekilen çalışmada, 1990’lı yıllarda aile planlanması kavramı ve yöntemlerinin yüksek bilinirlik düzeyine ulaşıldığına değiniliyor.
Yaş piramidinin erken yaş gruplarına ait olan bölümlerinin oldukça daraldığı belirten bültende, yetişkin ve yaşlı nüfusun toplam içindeki dağılımının arttığı anlatılıyor.
Haberde, genç kesimin toplam arasındaki payınının (0-14 yaş grubu) yüzde 41.9’dan yüzde 29.8’e gerilediği ifade ediliyor. Aynı dönemde yaşlı nüfus (65 yaş ve üstü) oranının yüzde 4.5’ten yüzde 5.7’ye yükseldiği kaydedilen kaynakta,”DİE tarafından yapılan tahminlere göre yaşlı nüfusun 2050 yılında 17.6’ya ulaşacağı görülmekte. Bu yaş grubu 17 milyona yakın nüfusu kapsayacak.” deniliyor.
Nüfustaki coğrafi dağılımında son 30 yıl içinde önemli değişmlere uğradığı bildirilen açıklamada şu görüşlere yer veriliyor: “Sanayileşme, tarımda emek-yoğun üretimin azalması ve ülkenin sosyo-ekonomik gelişimi kentleşme hızını artırmış; kır-kent dağılımı 1970-2000 arasında tam tersine dönmüştür. 1970 nüfus sayımına göre 10 bin ve daha fazla nüfuslu yerlerde yaşayan insanlar toplam sayı içindeki sadece yüzde 35.8 iken; 2000 nüfus sayımına göre bu oran yüzde 64.8’e yükseldi. Nüfus bakımından en büyük on ile bakıldığında son 30 yılda İstanbul, Ankara, İzmir, Konya, Adana ve Bursa’nın ilk altı büyük İli oluşturmaya devam ettiği, ancak yeni çekim merkezleri olarak Antalya, Mersin, Şanlıurfa ve Diyarbakır’ın ilk on şehir içine girdiği görülmekte.”