Aşk, kesin yargıları reddediyor. Büyük konuşmayı, kibri, 'asla'ları istemiyor yanıbaşında. Dünyanın en basit ceza sistemiyle tüm 'asla' dediklerini getiriyor başına.
Hem güçlü hem şanslıysan direniyorsun, hem aşık hem akılsızsan faiziyle çekiyorsun cezanı. Zehri bal eyleyip içiyorsun ve pamuk sayıp da sarılııyorsun dikene. Seviyorsun. O'nu, sevgini hak edip etmediğini düşünmeksizin ama sonuna dek hak ettiğine inanıp seviyorsun. Koşulsuz ve matematiksiz.
Yanlış bunun neresinde diye düşünüp gösteriyorsun hesapsız ve sınırsız hoşgörünü. Anlayışın, sıra dağlar gibi duruyor arkasında ve tam devrilecekken taşıyor ağırlığını. Hatalarından ders çıkarıp çıkarmadığıyla ilgileniyorsun sana yapıp yapmadığına bakmadan. Kovalarken yoruluyorsun, affederken erinmiyorsun ama. Yakalayınca sarıp sarmalıyorsun tutup sarsmak yerine omuzlarından.
Gözleri gerçekten gördüğün kadar güzel mi? Burnu hokka değil, bunu sen de biliyorsun. Ağzından bal damlamıyor genelde ama sesine bile işlemiş o tatlı koku, tadından bahsetmiyorum bile. Bacakları, suyun üstünde yürür gibi narin atıyor adımlarını, belindeki gamze yüzündeki gülücüğün bedenine yayılan tesiri. O kadar güzel mi sahiden, düşünmüyorsun bile. Aklının en ücra köşeleri bile ona sağlayacağın yarınlara ilişkin hayallerle tıka basa dolu. Sen onu her gününe istiyorsun.
Acısını acın belliyorsun kendi acıların yetmiyormuş gibi. Gözyaşında bin kıyamet buluyorsun, üstüne üstüne kopan. Endişelerini bastırmak için göğsüne yatırdığın başı, hiçbir zaman düşündüğün kadar hafif değil. Ve O'nun kurduğu düş, hiçbir zaman senli değil. Kendisini seven birini seviyorsun, az severmiş gibi sen de seviyorsun onu. Şımarması bundan. Göremiyorsun.
Ölüm var, yaşasın istiyorsun. Hüzün var, gülsün istiyorsun. Hastalık var, sağlık istiyorsun. Delilik var, akıl istiyorsun. İhanet var, sadakat istiyorsun. İyi olan, güzel olan ne varsa O'na istiyorsun. Kendini unutuyorsun.
Sen, hesapsızca işlenen bir suçun failisin kendine karşı. Sen, kendini unutmanın ve vazgeçmenin kendinden, nasıl bir şey olduğunu bilmiyorsun. Biliyordun, unuttun. Asla demiştin bir gün, hatırlamıyorsun. Sen, başka bir insandın, başkalaştın, görmüyorsun. Seviyorsun, doymuyorsun.
Ne kadarı eksik, ne kadarı fazla, bakmıyorsun. Kendini hesaba katmıyorsun. Hata ediyorsun. İki kişilik sevmeli insan, kendini unutmadan. Unutuyorsun.
then "Add to Home Screen"