Mevduat faizlerindeki bu hızlı artışın arkasında, TCMB’nin mart ve nisan aylarındaki politikaları yatıyor. 19 Mart’ta iç siyasetteki gelişmelerin piyasalardaki etkisi nedeniyle TCMB, 20 Mart’ta olağanüstü bir PPK toplantısı düzenledi. Bu toplantıda, gecelik borç verme faizi yüzde 44’ten yüzde 46’ya yükseltildi ve politika faizi yüzde 42.5’te sabit kaldı. Ayrıca, piyasalardaki dalgalanmayı azaltmak için TL ve döviz likiditesine yönelik ilave önlemler alındı, 1 hafta vadeli repo ihalelerine ara verilerek 91 güne kadar likidite senetleri ihraç edildi.

FAİZ ARTIRIMLARI HIZ KAZANDI

17 Nisan’daki PPK toplantısında ise TCMB, politika faizini 350 baz puan artırarak yüzde 46’ya çıkardı. Gecelik borç verme faizi yüzde 49’a, borçlanma faizi ise yüzde 44.5’e çıkarıldı. Bu karar, TL talebini artırmayı ve döviz kurlarındaki dalgalanmayı kontrol altına almayı hedefliyor. Ekonomist Mahfi Eğilmez, sosyal medya platformunda yaptığı paylaşımda, TCMB’nin bu adımını “doğru yönde bir adım” olarak değerlendirdi ve politika faizinin artmasının itibar kaybını önleyeceğini ifade etti. Sosyal medya kullanıcıları ise bu kararın beklenmedik olduğunu ve TL mevduatını cazip hale getirdiğini belirtti.

REKABETİN ARTMASI VATANDAŞA NE KAZANDIRIYOR?

Merkez Bankası’nın faiz artırımları, bankaların mevduat faizlerini yükseltmesine yol açtı. Ancak, TCMB’nin ortalama faiz oranı yüzde 57.90 olmasına karşın, bireysel yatırımcılar çoğunlukla daha düşük oranlarla karşılaşıyor. Bununla birlikte, bazı bankalar “hoş geldin faizi” kampanyaları ile yüzde 52’ye kadar oranlar sunabiliyor. Bir sosyal medya paylaşımında, 1 milyon TL’lik 1 aylık vadeli mevduatta 37.000 TL’lik bir getiri elde edilebileceği vurgulandı. Bu durum, TL mevduatını cazip hale getirirken, vatandaşların tasarruflarını değerlendirme isteğini artırıyor.

HAZİRAN TOPLANTISI ÖNEM TAŞIYOR

TCMB’nin bir sonraki Para Politikası Kurulu toplantısı 19 Haziran 2025’te gerçekleşecek ve bu toplantı, faiz politikalarının geleceği açısından kritik öneme sahip. Ekonomistler, enflasyon beklentileri ve küresel gelişmelerin TCMB’nin kararlarını etkileyeceğini öngörüyor. Anket sonuçlarına göre, 2025 yıl sonu politika faizi beklentisi yüzde 28.50 seviyesinde. Ancak, şubat ayında enflasyonun yüzde 39’a düşmesi ve TCMB’nin yüzde 21’lik yıl sonu enflasyon hedefi, faiz indirimlerinin hızını sınırlayabilir. Bir ekonomist, ocak ve şubat aylarında enflasyonun yüzde 8’e yaklaşabileceğini ve bu nedenle TCMB’nin temkinli bir yaklaşım sergilemesi gerektiğini belirtti.

ENFLASYON VE TL TALEBİ DENGESİ

Merkez Bankası, sıkı para politikası sayesinde enflasyonda kalıcı bir düşüşü ve fiyat istikrarını sağlamayı amaçlıyor. Şubat 2025’te yıllık enflasyonun yüzde 39’a gerilemesi, dezenflasyon sürecinin güçlendiğini gösteriyor; ancak hizmet enflasyonundaki katılık ve fiyatlama davranışlarındaki riskler devam ediyor. TCMB, TL mevduatın toplam mevduat içindeki payını yüzde 58.6’ya yükseltirken, Kur Korumalı Mevduat’ın (KKM) payını ise yüzde 6.2’ye düşürmüş durumda.