ARAŞTIRMANIN TEMELLERİ
Fransa Montpellier Üniversitesi’nden evrimsel biyolog Jonathan Romiguier ve ekibi tarafından yürütülen bir çalışma, Nature dergisinde yayımlandı. Başlangıçta, bazı M. ibericus kolonilerinin çevresinde M. structor erkeklerinin olmaması bilim insanları için ciddi bir muamma oluşturuyordu. Bu tür, işçi karıncalarını yalnızca M. structor erkeklerinin spermiyle üretebiliyordu. Ancak M. structor’un bulunmadığı alanlarda da kolonilerin gelişmeye devam ettiği gözlemlendi. Bu çelişkiyi anlamak için araştırmacılar, kolonilerdeki erkeklerin genetik yapılarını inceledi.
İLGİ ÇEKEN BULGULAR
132 erkek bireyden alınan örneklerden bazıları tüylü, bazıları ise tüysüz olarak tespit edildi. Genetik incelemeler, tüylü olanların M. ibericus, tüysüz olanların ise M. structor olduğunu gösterdi. Fakat asıl şaşırtıcı durum, M. structor erkeklerinin mitokondriyal DNA’sının M. ibericus kraliçelerine ait olduğunun belirlenmesiyle ortaya çıktı. Yani bu kraliçeler, farklı bir türden erkek karıncaları kendilerine üretiyorlardı. Üstelik bu durum, sıradan bir olay olarak devam ediyordu. Ekip, laboratuvar ortamında izledikleri 16 kraliçeden 9’unun yumurtalarının yüzde 9’unun M. structor erkekleri içerdiğini tespit etti. 18 aylık gözlem döneminde, bir kraliçenin aynı anda hem kendi türünden hem de başka bir türden erkek bireyleri doğurduğu doğrudan gözlemlendi. Bu sıradışı üreme şekli için bilim insanları, “xenoparity” (yabancı tür doğumu) terimini geliştirdi.
BİLİMSEL YORUMLAR
Brüksel Özgür Üniversitesi’nden evrimsel biyolog Denis Fournier, bu bulguları “bilim kurgu gibi” sözleriyle tanımladı. Fournier, “Bu keşif, türler arası sınırların düşündüğümüz kadar katı olmadığını gösteriyor. Çenemi düşürdü!” ifadelerini kullandı. Romiguier, keşif sonrası yaptığı açıklamada, “Bu kadar sıra dışı bir mekanizmanın varlığını düşünmemiştik. Ancak veriler çoğaldıkça bunun bir şaka değil, devrimsel bir bulgu olduğunu fark ettik” şeklinde konuştu.
then "Add to Home Screen"