Devrimci İşçi Sendikaları Konferasyonu (DİSK), 2026 Asgari Ücret Araştırması raporunu ve asgari ücret taleplerini bir basın toplantısıyla duyurdu. DİSK Yönetim Kurulu adına söz alan Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu, “Somut olarak söylersek, 2025’e zaten resmi enflasyona göre 15 puan alacaklı giren asgari ücret başta olmak üzere tüm ücretler yıl boyunca eridi. Hükümet, yüksek enflasyona rağmen yıl boyunca asgari ücreti artırmadı. Bugün bir ailede anne, baba ve iki çocuk çalışsa bile ailenin geliri yoksulluk sınırının altında kalıyor. Açlık sınırı 30 bin liraya dayandı, yoksulluk sınırı 90 bin lirayı çoktan aştı” ifadelerini kullandı. Çerkezoğlu, Türkiye’deki işçilerin yarısının asgari ücretle geçindiğini belirtirken, asgari ücretin geçen yıl sadece ilk üç ay, 2025’te ise yalnızca bir ay açlık sınırının üzerinde olduğunu ifade etti.
ASGARİ ÜCRETİN YILDA İKİ KEZ GÜNCELLENMESİ GEREKİYOR
Çerkezoğlu’nun açıklamalarında dikkat çeken diğer hususlar da şöyle sıralandı: “Hatırlanacağı üzere yüksek enflasyonun yaşandığı 2022 ve 2023 yıllarının aksine, 2024 ve 2025 yıllarında asgari ücret yıl ortasında artırılmadı; bu da toplumda ciddi bir kayba neden oldu. Yüksek enflasyonla başa çıkmak için asgari ücretin yılda en az iki kez güncellenmesi zorunlu hale geldi. 2024 yılı sonunda resmi enflasyon yaklaşık yüzde 45 olarak açıklanmışken, asgari ücrete sadece yüzde 30 zam yapılması büyük bir adaletsizlikti. Bu yıl, asgari ücretin enflasyon karşısındaki 10 aylık kaybı 6 bin 322 liraya ulaştı. Eğer 2025 yılı sonunda enflasyon yüzde 33,8 olursa, asgari ücret kaybı 7 bin 471 TL’yi bulacak. Yani, asgari ücretli, 2025 yılı boyunca 50 bin TL’nin üzerinde kayıp yaşayacak ve 2026 asgari ücretini konuşurken 14 bin liralık bir satın alma gücüne sahip olacak.”
HEDEF ENFLASYON ÜZERİNE ARTIRIŞ REDDEDİLMELİ
Çerkezoğlu, ülkemizde enflasyon hedefinin son olarak 2009’da tutturulduğunu belirterek, “Hedeflenen enflasyon oranına göre ücret artışı yapılması artık kabul edilemez. Asgari ücret, insanca yaşanacak bir ücret olarak belirlenmelidir. Kamu işçisi ve memur maaşları da asgari ücretin belirlenmesinde referans alınmalıdır” dedi. Çerkezoğlu, “Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısının değişmesi elbette faydalı olabilir; ancak asıl önemli olan, asgari ücretin belirlenmesine ilişkin kurallardır” ifadelerini kullandı. DİSK, asgari ücretin yalnızca enflasyon bazlı değil, aynı zamanda genel ücret düzeyi ve ülke ekonomisindeki büyüme dikkate alınarak toplu pazarlık ile belirlenmesi gerektiğini vurguladı. Çerkezoğlu’un somut önerisi ise asgari ücretin, Kişi Başına Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’nın belirli bir oranının (örneğin yüzde 60’ın) altında olmaması gerektiği şeklinde oldu.
2005’TEN BU YANA 22 CUMHURİYET ALTINI KAYBEDİLDİ
Çerkezoğlu, gerçekleştirilen raporun önemli bulgularından birine de dikkat çekti: “Asgari ücretlilerin 2005’ten bu yana 22 Cumhuriyet altını kaybettiği gerçeği ortada. 2003 yılında asgari ücretle 25,4 altın almak mümkündü; 2025 yılının kasım ayında ise bu rakam 9,5 altına düşecek.” Çerkezoğlu, Türkiye işçi sınıfının Avrupa’nın en düşük asgari ücretlerinden birine mahkûm edildiğini, 2015 yılında 14 ülkenin Türkiye’den düşük asgari ücrete sahip olduğunu, bu sayının 2025 yılında yalnızca 2 ülkeye düştüğünü aktardı.
VERGİ SİSTEMİNDE BAŞARI OLMALIDIR
Çerkezoğlu, vergi tarifeleri ile asgari ücret arasındaki makasın daraldığını belirterek, “Gelir vergisi dilimlerinin, en az asgari ücret artışları kadar artırılması, vergi oranlarının asgari ücret sonrası ilk dilimde yüzde 10’a düşürülmesi ve asgari ücrete vergi muafiyetinin matrah indirimleri yoluyla uygulanması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, asgari ücretten düşük emekli aylıklarının asgari ücret düzeyine çıkarılması ve diğer emekli aylıkları ile orantılı olarak artırılması gerektiği belirtildi. Çerkezoğlu, “Asgari ücret saptanırken, analizin dikkatle yapılması ve geçim koşullarının göz önünde bulundurulması şarttır” dedi.
then "Add to Home Screen"