Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’ye dönenlerin sayısının 580 bini bulduğunu belirtti ve dönüşlerin huzur ortamı kalıcılaştıkça hız kazanacağını ifade etti. Erdoğan, “Her yıl olduğu gibi bu sene de konferansa titizlikle hazırlık yapan Dışişleri Bakanlığımıza, sayın bakan ve ekibine teşekkür ediyorum” dedi. Bu süreçte yeni oyuncular olan sivil toplum örgütleri, düşünce kuruluşları ve uluslararası medya, geleneksel diplomasiye katkı sağlıyor. Son 30 yılda iki kutuplu sistemden çok taraflılığa geçişin yaşandığı, günümüzde ise çok kutupluluğun belirginleştiği gözlemleniyor. İnsan hakları ve küresel adalet kavramları sürekli gündemde kalıyor ancak bu kavramların sorunları derinleştirdiği tespiti de yapılması gerekiyor.
İNSANLIK TARİHİNE DERİN İZLER BIRAKAN BARBARLIKLAR
Cumhurbaşkanı, geçmişte yaşanan savaş ve soykırımların insanlığın hafızasında derin izler bıraktığını vurguladı. “Geçtiğimiz yüzyılın ilk yarısında 2 dünya savaşı yaşanmıştı. Holokost bu dönemde büyük bir barbarlık örneğidir” ifadesini kullandı. İkinci Dünya Savaşı sonrası oluşturulan küresel yönetişim mimarisinin amacı, benzer trajedilerin önüne geçmekti; fakat bu konuda tam anlamıyla başarı elde edilemedi. Ruanda’da 800 bin insanın 100 gün içinde hayatını kaybettiğini hatırlattı ve Bosna’daki katliamlara değindi. Suriye’de de 600 binden fazla insanın şehit olduğunu, işkence gördüğünü ve milyonlarca kişinin ülkesini terk ettiğini belirtti.
GAZZE’DEKİ BEŞERİ DRAM VE TÜRKİYE’NİN GÜCÜ
Gazze’de de durumu değerlendiren Erdoğan, “Gazze’de 70 binin üzerinde insan hayatını kaybetti” şeklinde konuştu. Gazze’nin yüzölçümünün İstanbul’un ilçeleri büyüklüğünde olduğunu belirtti, öncesinde 2.3 milyon olan nüfusunun nasıl yok olduğunu anlattı. “Gazze’ye 200 bin tondan fazla bomba atıldı” dedi ve bunun sonuçlarının uluslararası sistemde adaletsizliğin önlenmesi üzerinde kayda değer bir etkisi olmadığını vurguladı. Türkiye’nin, hem haklarını savunabilmesi hem de dostlarına yardım edebilmesi için güçlü bir yapı geliştirmek zorunda olduğunu ifade etti.
BARIŞ VE İSTİKRAR ÇABALARI
Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin uluslararası ilişkilerinde önemli adımlar attığını belirtti. Son yıllarda kriz ve çatışmaların yaşandığı coğrafyalarda barış ve istikrar oluşturma çabalarının sürdüğünü, bu hedef doğrultusunda çalışıldığını ifade etti. Türkiye’nin peş peşe gerçekleştirdiği diplomatik görüşmelerin somut sonuçlar getirdiği, ateşkesin kalıcı hale gelmesi için gerekli çabaların gösterildiği kaydedildi. Ayrıca Suriye’de de bu doğrultuda benzer adımların atıldığını vurguladı.
ULUSLARARASI İLİŞKİLERDE GÜÇLÜ OLMA GEREĞİ
Erdoğan, Türkiye’nin hem ekonomik, askeri hem de diplomatik açıdan güçlü olmak zorunda olduğunu dile getirdi. “Büyük devlet olmak, vatandaşına sahip çıkmak demektir” diyerek yurt dışında yaşayan Türklerin karşılaştığı tehditlere dikkat çekti. Türkiye’nin dış ticaretinin arttığını, savunma sanayiine yönelik hedeflerin büyütüldüğünü vurguladı. “Dünyanın en büyük 11’inci savunma ihracatçısıyız” dedi ve önümüzdeki yıllardaki dış ticaret hedeflerini açıkladı. Türkiye’nin sıfır atık projesinin dünya genelinde örnek teşkil ettiğini ve çevre konusundaki farkındalık çalışmalarının önemine değindi.
GELECEK ZİRVELERİN TÜRKİYE İÇİN ANLAMİ
Cumhurbaşkanı, müzakerelerin ilerlemesi ve ikili ilişkilerin geliştirilmesi için yoğun çalışmalar yapıldığını belirtti. Gelecek yıl Antalya’da düzenlenecek COP31 Zirvesi ve NATO liderler zirvesinin Türkiye’de gerçekleştirileceğini ifade etti. Erdoğan, “Bu zirveleri Türkiye ve Türk milleti için yakışır şekilde icra edeceğiz” dedi.
then "Add to Home Screen"