Andız kozalakları, Antalya’nın İbradı ve Akseki ilçelerinde yaşayanların geçim kaynağı haline geliyor. Özellikle Eylül ayının ilk haftalarında, Toros Dağlarının yüksek kesimlerinden hasat edilen ve olgunlaşan Andız Ağacı kozalakları, halk tarafından toplanarak evlerde depolanıyor. Toplama işlemi tamamlandıktan sonra ise Kasım ve Aralık aylarında pekmez üretimine geçiliyor. Tamamen doğal yollarla hazırlanan andız pekmezi, kilosu 500 TL’den satışa sunuluyor. Katkı maddesi veya şeker eklenmeyen bu doğal pekmeze, şifa arayanların ilgisi büyük.
TAMAMEN EL EMEĞİ
Köylüler, andız kozalaklarını kırmak için çekiç ve keser kullanarak günlerce emek harcıyor. Makineyle kırılan kozalakların tat bakımından daha acı olduğunu dile getiren üreticiler, “Zahmetli de olsa kendimiz kırıyoruz. Elle kırılan Andız kozalaklarının pekmezi daha lezzetli oluyor” şeklinde ifade ediyor.
PİŞİRME AŞAMALARI
Pekmez üretim süreci, ince elenmiş incir veya meşe külü ile tencerede kaynatma aşamasıyla başlıyor. Kaynama işlemi tamamlandıktan sonra, karışımın yarım saat dinlendirilmesi gerekiyor ve bu esnada kül dibe çöküyor. Üstteki su dikkatlice alınıp, ikişer litre olacak şekilde tavalar içerisinde kaynatılıyor. Bu işlem, andız kozalağının suyu bir saat kaynadıktan sonra uygulanıyor. Kül, kozalakların kekre ve acı tadını almasına yardımcı olurken, pekmezin berrak ve kendine has bir renk almasını sağlıyor.
20 YILLIK GELENEK
Bu geleneksel işi yürüten iki kardeş, 70 yaşındaki Fatma Yamansoy ve 63 yaşındaki Sebahattin Özen, 20 yıldan beri andız pekmezi üretimini sürdürüyor. Fatma Yamansoy, “Köyde andız pekmezi üretiminin yok olma noktasına geldiğini, bizden başka yapan kimsenin kalmadığını” belirtiyor. Dağlara çıkıp kozalak taşımak isteyen kimse olmadığını vurgulayan Yamansoy, “Ama biz ekmek davamız için zorda olsa devam ediyoruz. Yaklaşık 10 kilogram kozalaktan sadece 1 kilogram pekmez elde edilebiliyor. Müşteri sorunumuz yok, derman arayanlar bizi bekliyor” diyerek, azmiyle dikkat çekiyor.
then "Add to Home Screen"