DENİZDE MÜSİLAJ KORKUSU ARTIYOR
Marmara Bölgesi, müsilaj tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor. Nisan ayında kendini gösteren müsilaj, denizin altındaki yoğunluğunu artırarak, artık yüzeyde de görünür hale geldi.
HAZİRAN AYI KRİTİK OLACAK
Deniz suyu sıcaklıklarının artması, kirlilik ve kuraklık gibi faktörler, müsilaj oluşumundaki riski artırırken uzmanlar, özellikle güney sahillerinde her geçen gün daha fazla sayıda noktada ortaya çıkan müsilaj için haziran ayının kritik olduğunu belirtiyor. Müsilajın, bu aydan itibaren yoğunlaşabileceği konusunda uyarılar yapılıyor. Alandaki gözlemlerini paylaşan uzmanlardan Salihoğlu, “Marmara Denizi’nde müsilajı 6 hafta önce gözlemledik. O dönemde Karadeniz’den boğaz yoluyla gelen suyun etkisiyle müsilajın yüzeyde görünme ihtimali üzerine öngörülerde bulunduk.” diyor.
KARADENİZ SUYU ETKİLİ OLACAK
Salihoğlu, müsilaj konusunda son günlerde yaşananlar hakkında şu açıklamayı yapıyor: “Maalesef, daha önce öngörülen durumları tekraren yaşıyoruz. Müslajı ve oksijen düşüklüğünü oluşturacak faktörler hala geçerliliğini sürdürüyor. Eğer Karadeniz’deki girdiler bu mevsimde artmazsa geçmişteki yoğunlukta müsilajı yeniden görebiliriz. Ama son dönemde Karadeniz’den gelen su miktarında bir artış var, bu bir nebze rahatlama sağlayacak.”
KURAKLIK RİSKİ
Son 15 gün içinde yüzeyde müsilajın yoğun olarak gözlemlendiğini, rüzgar ve dalgaların müsilajı parçaladığı için bir azalma yaşandığını ifade eden Salihoğlu, şimdi tekrar yüzeyde müsilajın belirmeye başladığını bildiriyor. Kurak koşulların endişe verici olduğunu belirten uzman, bu durumun Marmara’nın yüzey suyundaki değişimlerin düşük kalmasını sağlayarak oksijen seviyelerinin düşmesine ve müsilaj yoğunluğunun artmasına neden olabileceğini vurguluyor.
ÇEVRESEL ETKİLER
Müsilajın güney sahillerde daha fazla görüldüğüne dikkat çeken Salihoğlu, bu bölgedeki körfezlerde kirliliğin daha fazla hapsolduğunu, çünkü buralarda yoğun deniz akıntısının bulunmadığını belirtiyor. Boğazdan gelen suyun Marmara’nın üst katmanını hareketlendirdiğini söyleyen Salihoğlu, “Karadeniz kirlilik getiriyor dense de, şu anda gelen suyun kirlilik yükü Marmara’dan daha az.” diyor.
MÜSİLAJIN ÇARPAN ETKİLERİ
Denizdeki kirlilik durumu ve oksijen seviyesindeki azlığın devam ettiğini ifade eden Salihoğlu, müsilajın ekosistem için kritik öneme sahip canları kaplayarak, onların oksijensiz kalmalarına yol açabileceğini aktarıyor. Çürüdükçe oksijenin azalacağını ve böylece biyoçeşitlilik üzerinde olumsuz etkiler yaratacağını söylüyor. Ayrıca, müsilajın Çanakkale Boğazı’ndan çıkış oranının artacağını ve o bölgeyi de etkileyebileceğini, ancak Ege’nin oksijenli suyu sayesinde müsilajın hızla parçalanarak kaybolacağını ekliyor. Salihoğlu, “Kuraklık ve iklim değişikliği ana kaynağı kirlilik. Bunlar sürdüğü sürece, fitoplankton türleri besin bulmaya devam edecek.” şeklinde vurgulama yapıyor.