ANADOLU MEDYASI ÖDÜLLERİ PROGRAMINDA ÇARPICI AÇIKLAMALAR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 6 Mayıs 2025 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen 10. Anadolu Medya Ödülleri programında dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Sokak röportajlarının “terör estirdiğini” belirten Erdoğan, mikrofonu eline alan herkesin gazeteci sayılamayacağını vurguladı. Anadolu medyasını “milletin sesi” olarak tanımlayan Erdoğan, basın özgürlüğünün kötüye kullanılmasına karşı kararlı bir tutum sergilediklerini ifade etti.
SOKAK RÖPORTAJLARINA SERT ELEŞTİRİLER
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sokak röportajlarına yönelik sert eleştirilerde bulundu. “Eline bir mikrofon, bir de kamera alanın kendini gazeteci ve muhabir olarak gördüğü bir ülkede yaşıyoruz” diyerek başladığı cümlesinde, bu kişilerin sokaklarda terör estirdiğini belirtti. Mikrofonu kapanların topluma hakaret etme cüretini gösterebildiğini ifade eden Erdoğan, sorumlu yayıncılık ilkelerine uyulmadığını ve halkın provokatif sorularla tahrik edildiğini dile getirdi. Bu tür eylemleri gazetecilik olarak tanımayan Erdoğan, “Milleti provoke eden, halkı galeyana getiren, hele hele insanımıza hakaret eden gazeteci olmaz, olsa da ona gazeteci denmez” şeklinde konuştu.
ANADOLU MEDYASINA VERİLEN DEĞER
Erdoğan, Anadolu medyasını “halkın tertemiz vicdanını temsil eden” bir güç olarak tanımladı. “Anadolu medyası varsa milletin sesi vardır” görüşünü savunarak, Anadolu Yayıncılar Derneği’nin sektördeki boşluğu doldurduğunu belirtti. Yerel medyanın ekonomik zorluklar ve “yerel derebeyleri” ile mücadele ettiğini vurgulayan Erdoğan, “Hakkın, hakikatin, adaletin neferi olarak gördüğüm bu kardeşlerimizin ne denli zor şartlar altında görev yaptığının en yakın şahidiyim” dedi.
MEDYANIN GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE SEYRİ
Siyasi hayatında medyanın haksızlığa uğradığını ve itibar suikastlarına maruz kaldığını anlatan Erdoğan, “Manşetlerle çarpışa çarpışa geldik” ifadesini kullandı. 28 Şubat döneminin karanlık medya atmosferini anımsatarak, Türkiye’nin artık daha özgür bir medya ortamına sahip olduğunu savundu. Ancak bu özgürlüğün bazen “sorumsuzluk ve kuralsızlık” seviyesine ulaştığını belirtti. Milli güvenlik konularında bazı basın kuruluşlarının Batı’daki meslektaşlarına göre daha rahat hareket ettiğini ifade etti.
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ VE DEZENFORMASYON ÜZERİNE
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişte FETÖ’nün medya operasyonlarıyla demokrasiye müdahale ettiğini ve bazı çevrelerin bu yapıyı koruduğunu hatırlattı. “Devlet ve millet düşmanlığı gazetecilik gibi gösterildi” diyen Erdoğan, basın özgürlüğü adı altında yalan haber, iftira ve dezenformasyonun Batı’daki demokratik ülkelerde bu kadar sorumsuzca yapılamayacağını vurguladı. “Medya sopasıyla siyaseti ve milleti hizaya sokmaya çalışanlara karşı duruşumuz nettir” diyerek, yabancı güçlerin toplum mühendisliğine niyetlenen medyaya hoşgörü gösterilmeyeceğini kaydetti.
YENİ TÜRKİYE’DE MEDYANIN ROLÜ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk medyasındaki çeşitliliğin vesayetçi medyayı rahatsız ettiğini belirterek, “Eskiye rağbet olsaydı bitpazarına nur yağardı” atasözünü hatırlattı. Yeni Türkiye’de darbe bültenlerini andıran manşetlerin geride kaldığını savundu. “Dördüncü kuvvet olarak demokrasimize güç veren medyanın, hükümetimize muhalif de olsa başımızın üstünde yeri vardır” diyen Erdoğan, yapıcı eleştiriye açık olduklarını ve toplumu provoke edenlere karşı hukuki mücadelelerinin süreceğini ifade etti.
ANADOLU MEDYASINA ÇAĞRI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anadolu medyasını sosyal barışı ve demokrasiyi güçlendirmek üzere elini taşın altına koymaya davet etti. “Sizler doğru haberin, ilkeli duruşun, bağımsız, dürüst ve ahlaklı yayıncılığın temsilcilerisiniz. Bu millet size güveniyor” diyerek, medya emekçilerinin kaleminden çıkan her cümlenin toplumda yankı bulduğunu belirtti. Ödül alan basın mensuplarını tebrik eden Erdoğan, “Rabbim kaleminizi güçlü, niyetinizi halis, yolunuzu açık eylesin” şeklinde temennisini iletti.
then "Add to Home Screen"