Ev sahipleri ve kiracılar arasındaki en büyük sorunlardan biri tahliye meselesidir. Bir kiracı, 1 Haziran 2011 tarihinde İstanbul Ataşehir’deki bir sitede kirada yaşamaya başladı. Kiracı, konutta tam 10 yıl ikamet ettikten sonra, mülk sahibi evi başka birine sattı.
KİRACININ TAHLİYESİ İÇİN İHTARNAME GÖNDERİLDİ
Yeni mülk sahibi, kiracısını evden çıkarmak istedi. 17 Şubat 2022 tarihinde kiracıya bir ihtarname hazırlandı. Bu sırada kiracının evi aylık 12 bin TL kira ile oturduğu kaydedildi. Kiracı tahliyeyi reddedince, mülk sahibi, kendisinin konutta yaşamak istediğini belirterek tahliye davası açtı. Yerel mahkeme talepli davayı reddedince, bu durum istinaf mahkemesine taşındı.
MAHKEMEDEN DİKKAT ÇEKEN KARAR
Avukat Gizem Gonce, mülk sahibi ile kiracı arasındaki dava sürecini milliyet.com.tr’ye anlattı: “Ev sahibi ve kiracı arasında 2011 yılından itibaren bir kira sözleşmesi imzalanmıştı. Kiracı, ev sahibi tarafından 15 Şubat 2022 tarihinde kendisine ihtarname çekildi. Burada, kiracının 10 yılı doldurmuş olduğu belirtildi. İhtarnamenin içeriği, kiracının 21 Şubat 2022 tarihinde tebliğ edildi ve 6 ay içerisinde taşınmazın tahliye edilmesi istendi.”
KİRA SÖZLEŞMESİ VE YENİ MALİKİN İHTİYACI
Ev sahibi, taşınmazın eğitim kurumları ve aynı semtteki iş yerine yakın olduğu gerekçesiyle satın alındığını söyledi. Bu durumları göz önünde bulundurarak 1 Haziran 2022 tarihinde ihtiyaç gerekçesiyle tahliye davası açtı. Türk Borçlar Kanunu’nun 351. Maddesi, kiralananı sonradan edinen kişinin, ihtiyacı olduğunu belirterek kiracıya yazılı olarak bildirimde bulunabileceğini ifade ediyor. Bu durumda ihtarnamenin tebliğinden itibaren 1 ay içinde dava açılması gerekiyor.
İLK MAHKEME DAVAYI REDDETTİ
Mahkeme yargılama sürecinde, kiracı tarafın uzun süre evde kaldığını, tüm kira bedellerini düzenli ödediğini ve ev sahibinin psikolojik baskı uyguladığını bildirdi. İlk derece mahkemesi, 3 Mart 2023 tarihinde tahliye davasının reddine karar verdi.
Ev sahibi, yerel mahkemenin kararına itiraz ederek istinaf mahkemesine başvurdu. Burada yeni mülk sahibi, bu eve gerçekte ihtiyaç duyduğunu, çocuklarının eğitim hayatının olumsuz etkilenmemesi için konutu tercih ettiğini söyledi. İstinaf mahkemesi, yerel mahkemenin kararını onadı ve tahliye şartlarının oluşmadığına karar verdi.
Türk Borçlar Kanunu düzenlemeleri gereğince, ihtiyaç sebebiyle tahliye davası açabilmek için öncelikle kira sözleşmesinde belirtilen sürenin sona ermesi gerekiyor. Belirli süreli kira sözleşmelerinde, süresinin bitiminden itibaren 1 ay içerisinde ihtiyaç nedeniyle dava açılmalıdır. Belirsiz süreli kira sözleşmelerinde ise, kiraya verenin fesih sürelerine uyması ve kiracıya bildirimde bulunması gerekiyor.
then "Add to Home Screen"