FRANSA’DAN TARİHİ AÇIKLAMA
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, eylül ayında Birleşmiş Milletler’de (BM) Filistin devletini tanıyacağını bildirdi. Fransa, BM Güvenlik Konseyi ve G7 ülkeleri arasında bunu gerçekleştiren ilk ülke oldu ve bu açıklama dünya genelinde büyük bir şaşkınlık oluşturdu. Macron, “Ortadoğu’da adil ve kalıcı bir barışa olan tarihi bağlılığıma sadık kalarak, Fransa’nın Filistin Devleti’ni tanımasına karar verdim” diyerek bu adımı attı. Fransa, son aylarda BM’ye Filistin’in tam üyeliğine onay verilmesi yönünde destek vermişti. Macron, şubat ayında “Filistin devletinin tanınması Fransa için tabu değildir” ifadesini kullanmıştı. Macron’un açıklamasına yanıt veren İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise bu kararın “teröre ödül” olduğunu ve “İsrail’i yok etmeyi amaçladığını” savundu.
İNSANİ KRİZİN ARTAN BOYUTLARI
İsrail’in ablukası ve saldırıları nedeni ile mart ayından bu yana birçok Gazzeli, yiyecek bulmaya çalışırken yaşamını kaybetti. 100’den fazla Filistinli, açlıktan hayatını kaybetti. Çocuklar da dahil olmak üzere zayıflamış Filistin açıklamaları, Batı medyasının öncelikli gündem maddeleri arasında yer aldı. Fransa, İngiltere ve Almanya liderleri Gazze’deki insani krizin daha da derinleşmesi nedeniyle acil önlemler önemini vurgulamak için bir araya geldi. Gazze Sağlık Bakanlığı’na göre, abluka altında bulunan bölgedeki ölü sayısı 60 bine yaklaşırken, son haftalarda birçok Avrupalı lider, İsrail’e karşı sert bir tutum sergilemeye başladı. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, bu haftanın başında Gazze’deki acıların “dayanılmaz” olduğunu belirterek, “bu durumun hemen sona ermesi gerektiğini” ifade etti.
İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, geçtiğimiz hafta Gazze’deki bir Katolik kilisesine yapılan ve üç kişinin yaşamını yitirmesine neden olan saldırı nedeniyle İsrail’e daha önce görülmemiş sert yorumlar yaptı. İtalya, henüz Filistin’i bağımsız bir devlet olarak tanımıyor. BM, İsrail’in Gazze’ye yeterli yardımın ulaşmasını engellediğini ve bu bölgede açlık kaynaklı ölümlerin artış gösterdiğini bildirdi. BM Yardım ve Çalışma Ajansı Başkanı Philippe Lazzarini, son açıklamasında, “Gazze’deki insanlar ne ölü ne de diri, onlar yürüyen cesetler” ifadelerini kullandı.
Macron’un, İrlanda, Norveç ve İspanya gibi bazı Avrupa müttefiklerinin izinden giderek aldığı bu karar, büyük uluslararası güçlerin benzer adımlar atmasına teşvik ediyor. Macron’un açıklamasının ardından bir Fransız yetkili CNN International’a, “Diğer meslektaşlarımla telefonda görüştüm ve eylül ayında Filistin’i tanıyan tek ülke olmayacağımızdan eminim” dedi. Gözler şimdi İngiltere ve Almanya’ya çevrildi. İngiltere Başbakanı Starmer, “Gazze’de yaşanan acı ve açlık tarif edilemez ve savunulamaz” derken, devlet kurmanın “Filistin halkının vazgeçilmez hakkı” olduğunu ifade etti. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Macron’un kararına karşı “kesin bir şekilde” karşı çıktı.
İsrail’in Gazze’de 7 Ekim 2023’te başlattığı soykırım savaşı sonrası sekiz ülke, Filistin devletini tanıdı. Bugüne kadar toplamda 147 ülke Filistin devletini tanıma kararı aldı. Haziran 2024’te Avrupa Birliği’ne üye Ermenistan ve Slovenya, bu tutumu resmi hale getiren ülkeler arasında yer aldı. Geçtiğimiz ay ise esasen iki devletli çözüm çerçevesinde barış sürecini yeniden başlatma amacıyla İspanya, İrlanda ve Norveç de bu listeye eklendi. Avrupa Birliği (AB) içerisinde bu konu hakkında derin görüş ayrılıkları devam ediyor. 2014’teki İsveç kararından önce, Filistin devletini tanıyan az sayıda AB üyesi, bunu Birliğe katılmadan önce gerçekleştirmişti. 27 AB üye ülkesinden 11’inin Filistin’i tanıdığı biliniyor.
Fransa ve İngiltere dahil olmak üzere pek çok Avrupa ülkesi, Filistin Yönetimi ile diplomatik ilişkiler kurmaya devam etmekte fakat henüz Filistin’i bağımsız bir devlet olarak tanımayı seçmemişlerdir. Kasım 2012’de Filistin, BM’ye üye olmayan gözlemci devlet olarak kabul edilmişti. Bu statü, Filistin’e çoğu toplantıya katılma ve belgeleri inceleme hakkı tanırken, oy verme, karar önerme veya BM ofislerine başvurma hakkını mutlaka sağlamıyor.
then "Add to Home Screen"