TERZİLİK MESLEĞİNE ÇOCUK YAŞTA İLK ADIM
Gaziantep’te terzilik yapan 64 yaşındaki Ahmet Aslan, çocuk yaşta eline aldığı iğne ipliği 56 yıldır bırakmamış. Aslan, “Ben 1969 yılında bana mesleği öğreten ustamın yanında çırak olarak bu mesleğe başladım. 1982 yılına kadar ustamın yanında çalıştım. Askere gidince aynı dükkanda çırak ve kalfa olarak çalıştım. Askerlik görevimi Diyarbakır’da yaptım. Askerde de ordu evinde terzilik yaptım” diyor. 8 yaşında terzi ustasının yanında çırak olarak mesleğe adım atan ve Gaziantep’in en eski esnaflarından biri olan Aslan, 56 yıldır terzilik yapmaya devam ediyor. Yıllardır iğne ve ipliği elinden hiç bırakmayan Aslan, terzilik mesleğiyle ailesinin geçimini sağlıyor. Çocuklarını iğnenin ucu ile okutup büyütmenin gururunu yaşıyor.
YILLARIN BİRİKİMİYLE İŞ YAŞAMI
Yılların birikimi ve mesleğe adanmışlıkla çalıştığı küçük terzi dükkânında özveriyle mesleğini sürdüren Aslan, hem mesleğini yaşatmanın hem de ailesini bu meslekle ayakta tutup çocuklarını meslek sahibi yapmanın gururunu taşıyor. İki’si kız, iki’si erkek toplamda dört çocuğundan iki’si öğretmen oldu. Ailesinin koşulları nedeni ile eğitim alamayan Aslan, okuyamamanın içindeki ukdesiyle çocuklarını okuttu. İki erkek oğlu, İngilizce öğretmeni olarak babasının çocukluk hayalini gerçekleştirdi. Okutup, meslek sahibi yaptığı çocukları ile mutlu günler geçiren Aslan, çocuklarıyla gurur duyuyor.
ASKERDE DE TERZİLİK YAPTI
İlkokulu bitirdikten sonra babasının yönlendirmesiyle terzi ustasının yanında çıraklık yapmaya başlayan Aslan, “Ben 1969 yılında bana mesleği öğreten ustamın yanında çırak olarak bu mesleğe başladım. 1982 yılına kadar ustamın yanında çalıştım. Askere gidince aynı dükkanda çırak ve kalfa olarak çalıştım. Askerlik görevimi Diyarbakır’da yaptım. Askerde de ordu evinde terzilik yaptım. Askerlik görevimin ardından kısa bir süre Gaziantep’te kaldım ve sonra İstanbul’a gittim. İstanbul’da da bir moda evinde bir buçuk yıl çalıştım ve daha sonra evlilikten dolayı Gaziantep’e döndüm. 1987’den bu yana da işletmecilik yapıyorum. Şu anda 64 yaşındayım ve 8 yaşında mesleğe başladım” diyor.
ÇIRAK YETİŞTİRME ZORLUĞU
Birçok meslek gibi terzilikte de çırak bulma sorunundan yakınan Aslan, “Ben bu mesleğe başladığım günlerde bir dükkanda 4-5 çırak vardı. Herkes çocuğunu bir mesleğe koyma eğilimindeydi. Rahmetli babam da beni bu mesleğe koydu. Ben de okumadım. Okumak istedim ama okuyamadım. Okuyamamak içimde ukde olarak kaldı. Bende çocuklarımı okuttum ve Allah’a şükür iki oğlum İngilizce öğretmeni oldu” diye konuşuyor.
TERZİLİĞİN DEĞERİ AZALDI
Tekstil firmaları ve konfeksiyonların çoğalması ile birlikte terzilerin başka alanlara yöneldiğini belirten Aslan, “İstanbul’da bu işi severek yaptım ama Gaziantep’e gelince o sevgim kalmadı. Emekliyim ve şu an mesleği emeklilik sebebiyle yapıyoruz. İstanbul ve Ankara gibi şehirlerde mesleğin bir değeri var. Ustaları sanatkâr olarak görüyorlar. Ama bizim burada bizi konfeksiyon ile kıyaslıyorlar. Bu da zorumuza gidiyor. En kötüsü de eleman yetişmiyor. Eğer ben burada mesleği sevmiş olsaydım; iki oğlumdan birini kesinlikle terzi yapardım ama yapmadım” şeklinde ifade ediyor. Eskiden terziliğin rağbet gördüğünü vurgulayan Aslan, artık kimsenin çocuğunu bu sanata yönlendirmediğini ve gençlerin de terziliği tercih etmediğini söylüyor.