ABD Adalet Bakanlığı ile Çin teknoloji devi Huawei arasındaki yasal mücadele, anlaşma görüşmelerinin tıkanmasıyla birlikte yeni bir döneme girdi. Taraflar arasındaki müzakerelerin sonuçsuz kalması üzerine, dava 2026 yılının Ocak ayında mahkemeye taşınacak.
ABD’li yetkililer, davanın karmaşıklığı nedeniyle sürecin dört ila altı ay sürebileceğini öngörüyor. Huawei ise davayı iki aşamaya ayırmak isteyerek dolandırıcılık ve ticari sırların çalınmasıyla ilgili suçlamaları ayrı ele almak istiyor. Ancak ABD hükümeti bu talebe karşı çıkıyor.
Bu hukuki süreç, 2018 yılında Huawei aleyhine hazırlanan gizli bir iddianameyle başladı. Şirketin, İran’daki işlemleri konusunda bankaları yanılttığı ve ticari sırları çalmaya teşebbüs ettiği iddia ediliyor. Özellikle Huawei CFO’su Sabrina Meng’in 2018 Aralık ayında Kanada’da ABD’nin talebi üzerine tutuklanması ve sonrasında 2021’de anlaşma sağlanarak serbest bırakılması dikkat çekici bir gelişmeydi.
Yaklaşan mahkeme süreci, teknoloji endüstrisi üzerinde önemli etkiler yaratabilir ve ABD ile Çin arasındaki küresel jeopolitik dinamikleri yeniden şekillendirebilir. Huawei’nin, davayı iki ayrı bölüme bölmek için yapacağı hamle ve ABD hükümetinin buna olan direnci, sürecin seyrini belirleyecek önemli unsurlar arasında yer alıyor. Bu durum, iki ülke arasındaki teknolojik ve ticari ilişkiler üzerinde de etkili olabilir.