Müzakerelerde Takvimi Türk Tarafı Koymalı

Rumların en büyük hayaller, zaten buna asırlardır “Megali İdea” demekteler, Kıbrıs adasının tümüyle Rum egemenliği altına girmesi ve Yunanistan’a bağlanmasıdır. En büyük korkuları da adanın ikiye bölünmesi ve Kıbrıs adasını bir kısmının kesin bir şekilde Türk idaresi altına girerek ada üzerindeki egemenliklerini de tümüyle kaybetmeleri veya Türklerin de egemenlik ve yönetim haklarına sahip oldukları ortak bir devletin kurulmasına onay vererek, ada üzerindeki egemenliklerinin bir kısmının yasal yollardan Türklere devredilmesidir.

Bu korkularından dolayı da, Türkleri asla, BM Güvenlik Konseyi’nin 4 Mart 1964 tarih ve 186 no.lu kararı ile ele geçirdikleri sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti”ne asla ortak etmek istememekte, müzakerelerin hiç durmadan devem etmesini, takvim ve hakem konulmamasını ve adanın tek tanınmış devletine sahip olmak ülküsüyle hareket etmektedirler.

Müzakerelerin yerel olarak başladığı 1 Ocak 1964 tarihinden ve BM’nin gözetiminde uluslararası olarak başladığı 3 Haziran 1968 tarihinden itibaren günümüze kadar geçen 52 yıldır süren yerel ve 48 yıldır süren uluslararası görüşmelerin hiç birinde bir sonuç alınamamış, sonuca yaklaşıldığı zannedilen her seferinde de Rumların oyunbozanlığı ve masaya konan çözüm planlarını reddetmeleri nedeni ile sonuçlanamamıştır. Bu müzakerelerin neredeyse tümünde de Rumlar müzakerelerin sonuçlandırılmasına yönelik bir takvim konulmasına ve müzakerelerin BM tarafından tayin edilecek bir Hakem gözetiminde sürdürülmesine hep karşı çıkmışlardır, yukarıda belirttiğim nedenlerden dolayı.

Eğer Birleşmiş Milletler veya da Avrupa Birliği son 48 yıldır sürdürülen “Kıbrıs sorununa çözüm bulmak amaçlı müzakerelere” takvim ve hakem heyeti koyduramıyorsa, Rumların gerçekleşmesine çekindikleri gelişmeleri bir takvime bağlayarak, Kıbrıs Türk tarafının “takvimler konmasını” zorlaması gerekmektedir.

Rumların en büyük korkularının, adanın bölünmesi ve Kıbrıs Türk tarafının kuzeydeki kendi toprakları üzerinde mutlak egemenlik kurması ve Türkiye ile çok daha derinlemesine işbirliğine girmesi ise bu korku koz olarak kullanılmalıdır.

Kıbrıs Türk tarafı 31 Aralık 2016 günü saat 24:00’ı müzakerelerin bir sonuca bağlanmasının ya da takvimlenmesinin, hakem konulmasının son günü ve son saati olarak açıklayabilir, bunlar gerçekleşmez ise;
a) 1 Ocak 2017 sabahından itibaren Türkiye ile daha evvel imzalanan anlaşma içeriğince KKTC’nin kara sınırlarının uzantısı içindeki Münhasır Ekonomik Bölgesinde her tür araştırmak yapmak üzere yetkilendirilen Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı Şirketinin arama başlatmasına izin verileceğini;
Gene bir sonuç alınamaz ise,
b) 1 Mart 2017 tarihinden itibaren, KKTC elektirk sisteminin Türkiye’nin elektrik enterkonnekte sistemine bağlanacağını;
Gene bir sonuç alınamaz ise,
c) 1 Mayıs 2017 tarihinde Türkiye’nin elektrik sistemine uyumlu elektrik sistemine geçilerek, tüm uygulamaların TSE standartlarına göre yapılacağını;
Gene bir sonuç alınamaz ise;
d) 1 Temmuz 2017 tarihinde trafik sisteminin eski İngiliz sisteminden çıkarılarak AB’de ve Türkiye’de uygulanan sağdan gidiş trafik sisteme geçirileceği,
Gene bir sonuç alınamaz ise;
e) 1 Eylül 2017 tarihinde Türkiye ile KKTC arasında “Dört Özgürlüğün”, yani yerleşim, iş kurmak, mal edinmek ve dolaşım özgürlüklerinin uygulamaya konacağını;
Gene bir sonuç alınamaz ise;
f) 1 Kasım 2017 tarihinden itibaren Türkiye ile KKTC arasında yapılacak bir anlaşma ile Güvenlik Kuvvetleri ile Türk Barış Kuvvetlerinin lav edilerek ortak bir askeri gücün kurulacağını;
Gene bir sonuç alınamaz ise;
g) 1 Ocak 2017 tarihinden itibaren Türkiye ile KKTC arasında entegrasyon çalışmalarının başlatılacağını;   
   KKTC hükümeti resmi olarak açıklayarak yukarıdaki yaptırım takvimini masaya koymalıdır. Rumların bu takvime rağmen bile bile masadan kaçmaları durumunda da tüm sorumluluk Rumlara ait olmak üzere yukarıda belirtilen yaptırımlar uygulamaya konmalıdır.

Müzakere masasına edilgen ve yalvaran taraf olarak oturmak yerine, başı dik ve koşullarını koyan taraf olarak oturmak bize, görkemli geçmişimize ve ırkımıza yakışacak bir davranış olacaktır.

FLAŞ FLAŞ FLAŞ

Manş Denizi’nde Sığınmacı Geçişleri Artıyor

Cumartesi günü, İngiltere ile Fransa arasındaki Manş Denizi'ni geçen küçük tekne sayısı 800'ü geçti ve aralık ayı için yeni bir günlük rekor kaydedildi.

Yıldızlararası Kuyruklu Yıldız 3I/ATLAS Geçişi Gerçekleştirdi

Güneş sistemi dışından gelen üçüncü gök cismi 3I/ATLAS, Dünya yakınlarından geçişini başarıyla tamamladı ve artık uzaya yönelmiş durumda.

Gazze’deki Can Kaybı 70 Bin 937’ye Ulaştı

Filistin Sağlık Bakanlığı, son 48 saatte Gazze'de 12 cenaze daha getirildiğini ve 7 Ekim'den bu yana toplam ölü sayısının 70 bin 937'ye ulaştığını bildirdi.

2026 Sanayi Yatırımları İçin Yeni Dönem Beklentisi

Sanayi sektörü, 2026'dan itibaren ertelenen yatırımları devreye alarak kademeli bir toparlanma bekliyor. Normalleşen finansman koşulları ve artan stratejik yatırım ihtiyacı, süreci destekleyecek.

Televizyon Dünyasında Uyuşturucu Operasyonları Derinleşiyor

Gazeteci Sevilay Yılman, Okan Buruk'un uyuşturucu soruşturmasında ifadesinin alınacağının iddia edildiğini öne sürdü. Ancak başsavcılığın kaynakları bu bilgiyi reddetti.